Merhaba değerli okurlar,
Koronavirüs’ün yeni varyantı dünya için yeni bir endişe kaynağı oldu. Yeni varyant Omicron’un görüldüğü ülkeler, önlemlerini üst seviyeye çıkardı.
Ülkemiz içerisinde Koronavirüs’deki son bilgilere göre yaklaşık 23 bin vaka tespiti yapıldı. Virüs sebebiyle hayatını kaybedenlerin sayısı ise, ortalama 200’ü buluyor.
Uzmanlar tarafından, sık sık uyarılar yapılsa da büyük şehirlerde nüfus çokluğu, ekonomik kaygılar sebebiyle sağlık ikinci plana istemeden atılıyor desek yanlış olmaz. Maske, hijyen ve mesafe kuralı her ne kadar dikkate alınsa da mikrobun yayılma olasılığı çok yüksek. Çünkü tıklım tıklım dolu toplu taşıma araçlarıyla işe gidiş ve dönüşlerde sağlıklı olsanız da mikrop almama şansınız neredeyse imkansız hale geldi. Bu durum hepimizi kaygılandırıyor. Pandemi sürecindeki kaygılarımızı Klinik Psikolog Dr. Melis Avcı ile konuştuk. Dr. Avcı, ruh sağlığımıza ilişkin şunları dile getirdi:
Pandemide en sık görülen ruhsal bozukluklar; duygu durum bozuklukları, kaygı bozuklukları ve travma sonrası stres bozukluğudur.
Pandemi sırasında fiziksel ve sosyal kısıtlılıkların ruh sağlığı üzerine olan etkilerini dikkate alan bir yaklaşım gösterilmelidir.
Salgınlarda psikolojik tepkiler şu başlıklar altında toplanabilir:
- Hastalanma ve ölüm korkusu,
- Tedavi gereken durumlarda hastalığı kapma endişesiyle sağlık kurumlarına başvurmaktan çekinme,
- Geçim kaynaklarını kaybetme, izolasyonda iken çalışamama, işten çıkarılma korkusu,
- Hastalıkla ilişkilendirilip toplum tarafından dışlanma ya da temaslı olarak değerlendirilip karantina altına alınma korkusu,
- Sevdiklerini koruyamama, onlara virüs bulaştırma ve virüs yüzünden sevdiklerini kaybetme korkusu,
- Karantina uygulaması nedeniyle sevdiklerinden ve bakım verenlerden ayrı tutulma korkusu,
- Ebeveynleri veya bakım verenleri karantina altına alındığı için yanında refakatçisi olmayan ve onlardan ayrı tutulan çocuklar, engelliler veya yaşlılarla ilgilenmeyi hastalık kapma korkusuyla reddetme,
- İzolasyon koşullarından dolayı çaresizlik, sıkıntı, yalnızlık ve depresif hissetme.
Virüsten kendimizi korumak amaçlı, aşırı el yıkama, etrafı sürekli çamaşır suyuyla temizlemek, aşırı temizlik uğraşısı, her şeyi yıkamak davranışlarımız gelişmiştir. Bunların hayatımızın önemli bir zamanını alması temizlik tipi takıntı hastalığıdır. Bazı insanlarda takıntı hastalığı gelişmiştir. Virüsün yaptığı yeni durumları duymak, sürekli kendimizde yeni hastalıkları araştırmamıza neden olmuştur. Hastalık hastaları sürekli vücudunda bir hastalık arama eğilimini artırmıştır. Panik atak belirtilerinin, Koronavirüs belirtileriyle karışması Panik bozukluk sayısını da arttırmıştır. Panik ataklarda da; göğüs ağrısı, nefes alamama, çarpıntı, terleme, soluğun kesilmesi, üşüme, ürperme gibi belirtileri görülmektedir.
Kovid-19 sürecinde fiziksel etkinlik yapmak, bedensel olarak aktif olmak stresle baş etmede etkili yollardan biri olarak değerlendirilmektedir. Mutlaka egzersiz yapılmalıdır.
Kaygıyla baş etmenin etkili yolları olan nefes etkinlikleri, gevşeme etkinlikleri ve duyu farkındalığına yönelik etkinlikler yapmak bu süreçte faydalı olacaktır. Bu tür etkinlik eğitimleri için internet (ör., Youtube videoları, uzman sayfaları) kullanılabilirsiniz. İnternet yoluyla ulaşılabilecek bazı platformlarda ilgi çekici eğitim kursları ve uygulamalar zamanı etkili kullanmada yararlı olacaktır. Kendinize yepyeni bir ilgi alanı bulmak, uğraş terapisi de çok etkilidir.
Kovid-19 sürecinde aklınızdan geçen düşünceleri fark etmek, düşünceleri bastırmak yerine aklınıza gelmesine izin vermek ve düşünceleri gerçekçi bir biçimde değerlendirmek oldukça önemlidir. Bunun yanı sıra, bu zorlu süreçte olumlu veya olumsuz duygularınızı fark etmek, kabul etmek ve duygularınızı düzenlemek için nelere ihtiyaç duyduğunuzu belirlemek yararlı olacaktır.
Tüm bu önerileri yapmanıza rağmen kendinizi iyi hissetmiyorsanız bir uzmandan mutlaka psikolojik destek almanızı tavsiye ediyoruz.
İyi pazarlar.