Ünlü deprem profesöründen 8 şiddetinde açıklamalar: “Ecevit hariç depremden sonra ölümlere kader demeyen siyasetçi görmedim!.. Deprem yoksulu öldürür, onlar ‘kader’ ile kandırılmıştır! Dünya üzerinde Türk ulusu kadar duygularıyla bütünleşmiş yurtsever bir ulus ben tanımıyorum”…
Jeofizik Mühendisleri Odası Deprem Danışmanı Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, Yeniçağ TV canlı yayınında çok çarpıcı açıklamalarda bulundu. Ercan, “Tüm siyasilerden aynı şeyi duydum, Ecevit hariç: ‘Deprem takdir-i ilahidir, devletimiz büyüktür, yapacak bir şey yoktur. En kısa zamanda yaralarınız sarılacaktır” lafını ilk duyduğum yıl 1970’di, son duyduğum yıl 2023 oldu’ dedi.
Yeniçağ Gazetesi’nin Youtube kanalı Yeniçağ TV’de gazeteci Emre Kulcanay’ın sorularını yanıtlayan Övgün Ahmet Ercan, Anadolu’da depremlerin hep olduğunu ve olacağını söyleyerek yapılması gerekenleri açıkladı.
Türkiye’nin kısa zamanda insansız hava araçları ve füze savunma sistemleri konusunda ‘harikalar yarattığı’na dikkat çeken Ercan, 2023’e kadar gökyüzünde göreceğimiz ama göremediğimiz yerli-milli uçağı ve tankımızı yapamasak (!) da savunma sanayiinde ileri adımlara vurgu yaptı. 53 yıldır depremlerin içinde olduğunu hatırlatan Ercan, ilk gördüğü 1970 yılındaki Gediz Depremi’nden 2023 yılındaki Kahramanmaraş Pazarcık Depremi’ne kadar Bülent Ecevit hariç siyasilerin hepsinden aynı söylemi duyduğunu söyledi: “Ve bütün siyasiler, her depremden sonra kara gözlüklerini, kara paltolarını giyip deprem bölgelerine gider. Hepsinden aynı şeyi duydum Ecevit hariç: “Deprem takdir-i ilahidir, devletimiz büyüktür, yapacak bir şey yoktur. En kısa zamanda yaralarınız sarılacaktır” lafını ilk duyduğum yıl 1970’di, son duyduğum yıl 2023 oldu.”
Siyasilerin halkı ‘Kader, takdir-i ilahi’ diyerek din ile kandırdığını söyleyen Prof. Dr. Ercan, “Bütün öndeki siyasiler halkı bu şekilde kandırıyorlar. Yani din ile kandırıyorlar. Karşı durmasınlar, sisteme karşı ayaklanmasınlar diye halen bu şekilde karşılıyorlar” dedi.
“DEPREM HEP YOKSULU ÖLDÜRÜR”
Depremlerde yoksulların öldüğünü, zenginlerin ise hayatta kaldığına dikkat çeken Ercan, din ile kandırılmayı ise şu sözlerle anlattı:
“Deprem zaten hep yoksulu öldürür. Varlıklı insanı öldürmez! Yoksullar kötü yerde, kötü yapılarda otururlar: Ve onlara şu anlatılmıştır: ‘Bu yaşam, gerçek yaşam değil. Burada yoksulsunuz ama cennette varsıl (zengin) olarak yaşayacaksınız’ diye onlar hep aldatılır sürekli olarak. Ve onlara ‘şükür etmesi’ öğretilir. Yani yoksulluklarından şikayet etmemeleri gerektiği, Tanrı’nın bir ödülü olarak geri döndürüleceklerini söylerler. Kandırılır bu insanlar, göçük altında kalırlarsa bu senin yazgın, kaderin, takdir-i ilahi böyle derler. Yani, Allah’ı bir canavar gibi tanıtırlar bunlar. Oysa Allah bir sevgidir.”
“TÜRK OLMAKTAN BÜYÜK KIVANÇ DUYUYORUM”
Yeniçağ TV canlı yayınında Türkler’in Yaradan’ı bir sevgi olarak bildiğini ifade eden Ercan, Türk milletinin her depremden sonra nasıl el ele verebildiğini ise şu sözlerle anlattı:
“Depremde göçüklerin altından insan çıkartma konusunda becerilerimiz çok yüksek. Depremden sonra bu yüce ulus, bir araya gelerek devlet olup, dişinden tırnağından ayırdığı paralarla, besinlerle, giysileriyle olağanüstü bir yardımda bulundu. Her depremden sonra bu kutsal ulus, gerçekten çok büyük yardımlarda bulundu. Şu anda da yine aynı şekilde kurtarmacısından evinde oturan Ayşe Hanım’a Mehmet Bey’e kadar ellerinden geleni yaptılar. Hatta bizim beğenmediğimiz yurt dışında okuyan çocuklarımız ilk uçağa binip, Türkiye’ye gelip anasını babasını görmeden deprem bölgesine gidenleri biliyorum.
Dünya üzerinde Türk ulusu kadar duygularıyla bütünleşmiş yurt sever bir ulus ben tanımıyorum. Kendi içimizde didişiyoruz ama böyle felaket anlarında bir bütün oluyoruz. Ne siyasi ne mezhep ayrılığı kalıyor, ne dinsel inanç.
Dinli de dinsiz de ateist de bir araya geliyor ve çalışıyor. O yüzden ben bir Türk olmaktan büyük kıvanç duyuyorum.
”https://www.youtube.com/watch?v=ZqjHL8mDHFs