Kahramanmaraş Pazarcık merkezli 7.7 büyüklüğündeki deprem ile birlikte sokakta neden askerin görev yapmadığına dair değerlendirmelerini Yeniçağ TV’de Emre Kulcanay ile paylaşan AKUT Vakfı Başkanı Nasuh Mahruki, “EMASYA Protokolü iktidar değişirse gündeme gelir; bu iktidar istemiyor çünkü” dedi…
17 Ağustos 1999’da meydana gelen Marmara Depremi’nde gerçekleştirdiği arama-kurtarma çalışmalarıyla hafızalarımızda yer eden AKUT’un kurucusu, AKUT Vakfı Başkanı Nasuh Mahruki, gazeteci Emre Kulcanay’ın konuğu olduğu Yeniçağ TV yayınında önemli açıklamalarda bulundu. Özellikle sosyal medyada yükselen “Deprem oldu, asker nerede?” feryadını değerlendiren Mahruki, Emniyet-Asayiş-Yardımlaşma (EMASYA) Protokolü’nün ancak seçimden sonra olası iktidar değişikliğiyle gerçekleşebileceğini söyledi.
6 Şubat Kahramanmaraş depreminin 17 Ağustos Marmara Depremi’nden daha büyük olduğunu, bilançonun da daha ağır olacağına vurgu yapan Mahruki, 17 Ağustos’taki çalışmaları ‘askerin güvencesinde’ gerçekleştirdiklerini söyledi.
Nasuh Mahruki, 17 Ağustos’ta havanın sıcak olması nedeniyle bugüne göre daha rahat hareket edildiğini ifade ederek, “17 Ağustos’ta nasıl Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) nasıl ilk dakikalardan itibaren devreye girdi ve seferberlik gibi topyekün mücadele haline geçti. Bu depremde de ben aynı şeyin olmasını savundum çünkü kış koşullarında bir arama kurtarma çalışması yapmak gerekecekti. Ve kış koşullarında dayanma gücü daha azdır. Yaz gibi değil 17 Ağustos’ta insanlar dışarıda bir terlik şort ile günlerce durabilirlerdi. Biz de sokakta dinlenebildik.
“HALK FELAKETTE MEHMETÇİĞİ YANINDA GÖRMEK İSTER”
EMASYA Protokölü’nün Kahramanmaraş depreminde de uygulanması gerektiğine vurgu yapan Mahruki, hem yağmaların önlenmesi hem de psikolojik destek unsuru olarak askerin depremin ilk dakikalarından itibaren komuta-koordinasyon görevini yapması gerektiğini söyledi. Mahruki, “Asker, komuta koordinasyonu eline almadı. Askerin varlığı yağmayı engelleyecek bir taraftan da… Herşey için askerin sahada olması gerekir, bu bir kaos bu bir afet… Afet bile değil felaket bu felakette halk askerini ister, Mehmetçik’i görmek ister. Sadece psikolojik destek için bile derhal ilk andan itibaren halkın yanında olması gerekin askerin. Bu, insanların hayatlarında en çaresiz olduğu an. Böyle zor koşullarda tabii ki insanlar yanında Mehmetçiği görmek istiyor. 17 Ağustos’ta hepimiz askeri yanımızda gördüğümüz için güvende hissettik. Asker sahaya çıkıp kontrolü eline alacaktı. TSK’nın eskiden sorumluluğu vardı afetlerde. Elimizde ne var ne yok sahaya sürmemiz gerekiyor. Elimizdeki en güçlü imkan da TSK” diye konuştu.
“EMASYA, İKTİDAR DEĞİŞİKLİĞİYLE GELİR”
EMASYA Protokolü’nün ortadan kaldırılmasıyla askeri iki yıl önceki orman yangınlarında da göremediğimizi hatırlatan Nasuh Mahruki, EMASYA’nın ancak iktidar değişikliğiyle tekrar yeniden uygulamaya geçebileceğini şu sözlerle anlattı:
“Fakat maalesef yasa değişti; EMASYA (Emniyet-Asayiş-Yardımlaşma) Protokolü ortadan kaldırılınca TSK sadece Hükümetten, Cumhurbaşkanı’ndan direktif alırsa sahaya çıkabiliyor. Bu zaman kaybettiriyor. Sonuçta afetlerde dakikalar önemli. İki yıl önceki korkunç orman yangınlarından başlamak üzere TSK’yı sahaya çıkartmadı. Türk ordusu sonradan çıktı orman yangınında sahaya… Ve Cumhuriyet tarihinin en büyük yangınlarından birini yaşadık.
Bu afet ile Ordu-Millet elele, birlikte mücadele ettiğini görmek istedim ilk andan itibaren. Orman yangınlarından sonra bu dersi almadılar. Bundan sonra da alacaklarını zannetmiyorum. İktidar değişirse EMASYA Protokolü gündeme gelir ama bu iktidarın bunu yapacağını zannetmiyorum, istemiyor çünkü”…
https://www.youtube.com/watch?v=mMPj1eJVHdU&t=988s