Son günlerde hemen herkes bana hocam nas mı Pas mı diye sorup duruyor, bu makaleyi kaleme aldığım saatlerde Merkez Bankası PPK kararı açıklanmamıştı.
Merkez Bankası Para Politikası Kurulu eğer AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın “Faiz sebep, enflasyon da sonuç” teorisine itibar ediyorsa, enflasyon bu kadar yüksek olduğuna göre herhalde bu fırsatı kullanıp faizleri indirecek, enflasyonu da düşürecektir, diye düşünüyorum.
Hepimiz hatırlıyoruz AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, faiz ve enflasyon ile ilgili mesajlar verirken “Beraber yürüdüğümüz arkadaşlarımızdan faizi savunanlar, kusura bakmasınlar. Bu yolda ben, faizi savunanla beraber olamam, olmam. Bu görevde olduğum sürece faiz ve enflasyonla mücadelemi sonuna kadar sürdüreceğim. Bu konuda nas ortada. Nas ortadayken sana, bana ne oluyor?” ifadelerini kullanmıştı.
Erdoğan’ın bahsettiği nas da kabul edilebilir bir seviye var mı?
Bugün faizler % 14 seviyesinde, nas da olması gereken ise sıfır seviyesi değil mi?
O halde bu gün faizler nas gereği olması gereken seviyenin 14 misli daha yüksek bir seviyede bulunmakta değil midir?
Erdoğan iktidarının bu işe hızlıca bir el atıp faizleri sıfırlaması gerekmez mi?
Yoksa atalarımızın zor oyunu bozar dediği gibi dolarda 18, euroda 20 seviyesi görülünce nas mas buharlaştı mı?
Bugün Merkez bankası faiz indirmezse Erdoğan’ın sözünü yere düşürmüş olmaz mı?
Merkez bankası faiz indirmezse ve buna rağmen Erdoğan Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu’nu görevden almazsa bu sefer de Erdoğan kendi sözünü yere düşürmüş olmaz mı?
Erdoğan hala bu görüşte ise ve eğer faiz indirimine gitmezlerse sözünü yere düşüren Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu’nu daha fazla o koltukta oturtmaması, anında uçurması gerekmez mi?
Erdoğan ve onu bu yola sokan akıldaneleri gerçekler karşısında şimdi kara kara düşünüyor, kendilerine manevra alanı açmaya çalışıyor olmalıdırlar.
İşin açığı iki ara bir derede kalan Merkez Bankasının vakit kazanmak için pas geçme olasılığını daha yüksek görüyorum, Erdoğan’da bu şekilde sözünün yere düşürülmesine katlanmak zorunda kalacaktır.
Zaten Hazine ve Maliye Bakanı Nebati de Merkez Bankası’nın ilk çeyrekte gevşemenin etkisini izleme kararını desteklerken “Merkez Bankası’nın nasıl karar alacağını bilmiyorum. Benim görüşüm, ocak, şubat ve mart ayını şöyle bir görmemiz lazım.” değerlendirmesini yapmıştı.
Ekonomi biliminden ve ekonomik hayatın gerçeklerinden habersiz kişilerin ekonomiyi bir takım hayaller ile yönetmeye kalkması her daim son derecede vahim sonuçlar vermiştir. Bu vahim sonuçlar bazen yüksek enflasyon, bazen ekonomik çöküş, bazen de kıtlık karaborsa ve benzeri sonuçlar olarak ortaya çıkar ama her durumda ülke ekonomisi geriye gider, halk yoksullaşır ve refah seviyesi düşer.
Şimdi artık daha iyi anlıyoruz AKP iktidarının ilk dönemlerinde ortaya çıkan göreceli ekonomik başarının kesinlikle Erdoğan ile bir ilgisi yokmuş, hatta bu başarının Erdoğan’a rağmen elde edildiğini söylemek bile daha doğru olacaktır. Çünkü dikkat ederseniz Erdoğan’ın partide tek adam olduğu, diğer tüm isimleri tasfiye ettiği günden bu güne işler hep daha da kötüye gitmiş bulunmaktadır.
İktidarın işleri düzeltmeye gücü yetmediği noktalarda algı operasyonları yaparak gerçekleri halkın ve yatırımcıların gözünden gizlemeye çalıştığı düşüncesi de son derecede yaygındır. Bu yüzden artık açıklanan verilere bile kimse inanmamaktadır.
Ortada olan gerçek ise şudur; enflasyon çok yüksek ve yükselmeye de devam edecek gibi görünmektedir. Faizler negatif, hatta aşırı negatif seviyededir. Faizler bu kadar negatifteyken kişiler ve kurumlar elde Türk Lirası tutmayacak nakit ihtiyaçlarını altın ve döviz cinsi tutup geri kalanı emtia ve gayrimenkule yatıracaktır. Umarım bu noktada da bir gayrimenkul balonu oluşmaz…