Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Sarı, 2021 Nisan ayından beri ekibiyle birlikte Marmara Denizi’nin her tarafında dalışlar gerçekleştirerek ölçümler yaptı.
Marmara Denizi’nde çubuk türündeki müsilajın var olduğunu, ama geçen yılki kadar yoğunlaşmadığı için yüzeye çıkmadığını belirten Prof. Dr. Sarı, “Üç temel tetikleyicisi olan müsilaj oluşumu için bütün şartlar hazır. Yeniden müsilaj oluşumuyla karşılaşacağız. Sadece şu anda zamanını net kestiremiyoruz. Bu yüzden elimizde tek müdahale parametresi olan kirlilik yükünü azaltmaktan başka çaremiz yok. 22 maddelik Marmara Denizi Eylem Planı ile önümüze üç yıllık bir hedef koyduk ama bugün hâlâ derelerden zehir akmaya devam ediyor, sanayi kuruluşlarından gelen kirlilik yükü maalesef halen sürüyor. Rehavete kapılmayalım, yeni bir müsilaj oluşumu her an kapımızda” dedi.
Geçtiğimiz günlerde Tarım ve Orman Bakanlığı Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdürü Altuğ Atalay, “Kurallara uyulması sonucu özellikle Marmara Denizi’nde uzun yıllardır görülmeyen bazı türlerin tekrar görüldüğü ve biyoçeşitliliğin arttığı tespit edildi” demişti. Atalay’ın sözlerine atıfta bulunan Prof. Dr. Sarı, “Bilim, veriyle çalışır. Sayın genel müdürün elinde bizde olmayan birtakım veriler var demek ki. O verileri merak ediyoruz ve açıklanmasını istiyoruz. Çünkü bizim elimizdeki veriler Marmara Denizi’nde balıkların azaldığı yönünde. Geçen yıl müsilaj denizin dibini yorgan gibi örttü ve balıkların yeterli besine ulaşmaları için balıkların sayıları artmadı” dedi.
BALIKÇILAR DENİZE AÇILDI
Denizlerde 15 Nisan’da başlayan av yasağı 1 Eylül itibarıyla sona erdi. Balıkçılar “Vira Bismillah” diyerek denize açıldı. Gırgır ve trol yöntemi ile avcılık yapacak balıkçılar, bugün Karadeniz, Marmara ve Ege’de, 15 Eylül’de ise Akdeniz’de denizlere açılacak.
KRİZİN BEDELİNİ DENİZE YÜKLEMEYİN
Av sezonunun başlamasıyla denize açılacak balıkçılara değinen Prof. Dr. Sarı 1 Eylül’de müsilaj olmamış gibi davulla zurnayla “Yaşasın balık bol” diyerek açılan avcılık sezonu, ekim ayının ortalarında balıkçıların, ‘Mahvolduk, balık yok. Mazot parasını çıkaramıyoruz’ yakınmalarına yerini bırakır” dedi. Prof. Dr. Sarı şöyle konuştu: “Sezonluk olarak yüksek gözüken bir türün üzerine çöken filolar, bir ay sürmeden o türü tüketir. Mazot fiyatlarının yükselmesinden dolayı balıkçımızın zor durumda olduğu da doğru ama bunun bedelini deniz ödememeli. Acilen her türlü av ve avcılık türünün yasaklanması lazım. Diğer taraftan balıkların üreyip çoğalacağı, yavru yapmalarına imkân sağlayacak koruma alanları oluşturmamız lazım.”