AKP iktidarı ülkenin temeline dinamit mi koyuyor? Her kafadan bu konuda bir ses çıkıyor… “Milli düşünen toplum” hızla uçuruma doğru gidildiğini haykırıyor? Ancak, duyan olmayacak tabi ki!
Atalarımız “Türk’ün Türk’ten başka dostu yoktur” derken, boşuna dememişler. Peki, bu Türk olmayan ülke veya toplumlarla kavgalı mı olalım, anlamına geliyor… Hayır, elbette.. Komşu olsun olmasın diğer devletlerle karşılıklı çıkarlar doğrultusunda iyi ilişkiler kurmak zorundayız. Devlet olmanın zorunluluğu budur. Herkese “rest” çeker, ben dünya lideriyim, batı beni kıskanıyor gibi saçma sapan duygulara kapılırsanız, böyle yalnız kalırsınız. Ve milli güvenliğinizi sağlamak için operasyon yapamaz, onun bunun “iznini” beklersiniz. Bunların tamamı yanlış iç ve dış politikaların sonucudur…
Biliyoruz ki, Türk büyüktür, üstün nitelikleri vardır, gelmiş geçmiş en savaşçı toplumdur, adaletlidir.. Bu ve benzer nedenlerle emperyal güçler daima Türklere düşmanca davranmışlardır. Hatta bedevi kılıklı “kalleş Araplar” bile fırsat buldukça bizi arkadan vurmuşlardır. Din kardeşliği falan da hikayedir. Günümüzde bakın Mısır, Yunanistan, BAE ve Suudi Arabistan nasıl da Akdeniz de bize karşı gövde gösterisi yapıyorlar. Hele şu ABD/Rusya’nın altına yatan şerefsiz Irak ile Suriye’ye bakın. Bir de bunlara “yancılık” yapan İran var. Allahın Farsı kendini ne zannediyorsa, kıçını Rusya/Çin’e dayamış kabadayılık yapıyor. “Türkiye Suriye’de operasyon yapamaz” diyor.
Görünen o ki; kimse Türkiye’yi “takmıyor.” Ciddiye alan yok. İsveç, Finlandiya dahi o kadar diplomasiye rağmen teröristleri iade etmiyor. PKK’ya kol kanat açıyor. Bizimle dalga geçiyorlar (!) Hala farkında değil misiniz?…Ekonomi bir türlü düzelmiyor. Sanki caydırıcılığımız kalmamış gibi bir avuç düşman ülkeler bile “kabadayılık” yapıyor. (Öyle değil elbette). Yunanistan bile “açlıktan nefesi koktuğu” şu günlerde arkasına Fransa/Almanya/ABD’yi alıp tarihinin en saldırgan, en tahrik edici yöntemlerini kullanıyor…
Vallahi kimse kusura bakmasın. Bunların tek nedeni AKP Hükümeti’nin politikasıdır. Memleketin bu hale gelmesinden sadece AKP değil onu destekleyenler de vebal altındadır. Hala kör olan bazılarının gözlerini açması lazım. Uyanın, uyanın. AKP sınırları açtı, mayınları temizledi, ülkeyi yol geçen hanına çevirdi. Oy alacağım diye başta Suriyeliler olmak üzere milyonlarca Araba kucak açtı. Onlara iş, aş verdi. Vatandaşlık tanıdı. Hastanelerde, okullarda öncelik tanıdı. Kendi vatandaşını iteledi. Yeni doğan Arap çocuklarıyla gurur duydu ve halen bu politikasına; yani Türkiye Cumhuriyeti’ni (Özellikle/ bilerek yapıldığına kanat getiriyorum) “Türkleştirmemek” uygulamasına tam sürat devam ediyor.
AKP’nin ideolojisinin Milli Görüş temel eksinde olduğu bir gerçektir. Ancak, iktidarda kalmanın getirdiği şımarıklık ile o milli görüş gömleğini üzerinden atarak gerçek gömleği olan İhvan gömleğini mi giydi! Ve bunu saklamadan Sunni Müslüman dünyasının liderliğine mi oynuyor! Arkadaş, Türk milletinin başına ne geldiyse, siyaseti dini bakış açısıyla okumaktan gelmedi mi! Mısır’dan kaçanlar başta olmak üzere, dünyanın her tarafından gelen İhvancılar; özellikle İstanbul’da hükümet korumasındalar, biliyor musunuz? Lafı uzatmayayım.. Ümit Özdağ geçenlerde kısa bir video yayınlamış. Gözüme çarptı. Söylediklerinin altıma imzamı atarım..
Geldiğimiz nokta ve geleceğimizin hali… Özdağ’ın şu açıklamalarıyla bakınız.. Düşünün, analizinizi, yorumunuzu yapınız.. Ona göre karar veriniz !…
“ AKP bir çeşit İhvan iktidarıdır. İdeolojisi Müslüman Kardeşler ideolojisidir ve bunu gizlemezler. Fikri kaynakları İhvan’dır. Onun için Türkiye’ye bakarken ve Türkiye’yi yönetirken, Ak Parti yönetimi hep Türkiye’de yönetilmesi gereken değil de, fethedilmesi gereken bir devlet görmüştür. Onun için Türkiye’nin, Türk Devleti’nin kaynaklarını kullanırken, kendi ülkesinin kaynaklarını kullanıyormuş gibi değil de, bir küffar ülkesinin, kafir ülkesinin kaynaklarını kullanıyormuş gibi harcamıştır parayı.. Bakın, onun için biz devletin tahrip olmasına, bu 20 sene içerisinde şahit olduk. Ekonominin tahrip olmasına şahit olduk.
Ve şimdi sıra toplumsal yapımızın ve milli coğrafyamızın tahrip olmasına geldi….”