Restoran İşletmecileri Derneği üyesi Sapmaz
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıkladığı 3-5 bin TL’lik hibe desteğini yeme içme sektörünü temsil eden Turizm Restaurant Yatırımcıları ve İşletmecileri Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Lütfü Sapmaz RS FM’de Atilla Güner’le Akşam Postası’na değerlendirdi. Sapmaz, “Bu destek moral verici ama bizim zararımız milyonlar düzeyinde. Evime kadar ipotekliyim, ben banka olsam bana kredi vermem o durumdayız, mahvı perişanız” dedi.
İşte Lütfü Sapmaz’ın açıklamalarından satırbaşları:
“Mahvı perişanız. Salgında 14 ayın 9 ayını tam kapalı geçirdik. Bütün meslektaşlarımız çok zor durumda. 30 yıldır bu sektörde hizmet veren, 72 personele istihdam sağlayan sektörün Lütfü abisiyim. Dünkü destekler moral verici. Hükümetin, bizim farkımızda olduğunu göstermesi açısından moral verici ama sadece moralle yetiniyoruz çünkü verilen azami destek 5 bin lira yani aylık 1.5 personelin maliyeti. Hükümetimiz kısa çalışma ödeneği gibi desteklerle bizleri destekledi ama Türkiye’de 100 bin restoran işletmesi var ve 2 milyon istihdam var. Ortalama istihdamı 20 kişi gibi düşündüğünüzde hangi mekanın aylık kirası 5 bin lira? Biz 14 çarpı 5 bini konuşuyoruz.
“30 yıllık birikim gitti”
Bizlerin zararları şu anda 7-8 milyon liralarla ifade ediliyor. En az zararı olan meslektaşımın 1 aylık zararı 500-600 bin liranın altında değil. Fakirin ekmeği umut, ye ye bitmez. Biz açılacağımız, çalışacağımız günü sabırsızlıkla bekliyoruz. 14 aylık süreçte benim evime kadar ipoteklenmiş durumda. Ben banka olsam bana borç vermem. Bize kredi altında bir borç verdikleri zaman bunu teminatını isteyecekler fakat 30 yıllık birikim sonucunda vere vere kalmadı noktasındayız. Pandemi ilk başladığında komple kapanmış evlerimizde oturmuştuk ve önce sağlık demiştik. Bizler mekanlarımızı açalım çok para kazanalım derdinde değiliz tabi ki önce sağlık. Ama sadece restoranları kapatmak tüm Türkiye’deki meslektaşlarım tarafından büyük tepki toplamış durumda çünkü ağızını açan restoranları kapatmaktan bahsediyor.
“Şimdi açılsak 3 yılda toparlarız”
Restoranlardaki bulaş oranı yüzde 20 ve bu 5’,nci ya da 6’ncı sıraya denk gelen bir bulaşma oranı. İlk 5 sırayla ilgili herhangi bir çözüm, tedbir yok fakat restoranlar denildiğinde kapatalım deniyor. Biz kendimizi günah keçisi olarak görüyoruz. Biz durumu zorda olan değil durumu bitmiş olan ayrıcalıklı sektör dahi ilan edilmemiş kişileriz. Mekanlarımız açıldığı anda bizler gece gündüz çalışsak 14 ay öncesine dönmemiz minimum 3 sene. Biz arkadaşlarımızla bayramlaşırken, hayırlısıyla 17 Mayıs’ta açılacağız gibi görünüyor temennisiyle bayramlaşırken açılmayacağımızı 16 Mayıs’ta öğrendik. Şu an 1 Haziran umudunu taşıyoruz ama açılıyoruz da diyemiyoruz. 20 Kasım’da sadece mekanlar kapandığı için biz sesimizi yükselttik. Sonra akşam kısıtlamaları ve hafta sonu yasakları başladı fakat sonraki aylarda vaka sayıları artmaya başladı buradan bile restoranların sebep olmadığı anlaşılmalı.