Sabah olduğunda bütün kahinler ve halkın ihtiyarları İSA’yı öldürmek için bir toplantı yaptılar. Onu bağladıktan sonra götürüp Vali Pilatus’a teslim ettiler. Hz. İsa’yı ele veren ve karşılığında otuz gümüş alan Yahuda, onun ölüme mahkum edildiğini duyunca, suçluluk duygusuna kapıldı ve otuz gümüşü yüksek kahinlere ve ihtiyarlara geri götürüp “- Doğru bir insanın kanına girerek günah işledim” dedi Onlarda gümüşleri almayıp, “bundan bize ne, onu sen düşün” dediler. Yahuda gümüşleri mabedin içine atıp oradan uzaklaştı. Gidip kendini astı (intihar etti). Kahinler gümüşleri toplayarak, “bu paraları kutsal hazineye koymak doğru olmaz, çünkü bunlar kan bedeli” dediler. Toplanıp, bu gümüşlerle yabancıları gömmek için çömlekçi tarlasını satın alma kararı verdiler. Bu nedenle bu tarlaya hala “KAN TARLASI” denmektedir.
Vali Pilatus’un sorularını yanıtlamadı İSA. Her bayram Vali; halkın istediği bir mahkumu serbest bırakma ritüelini uygulardı. Halk İsa’yı seviyordu. Valinin eşi rüyasında İsa’yı görmüş ve onun serbest bırakılmasını önermişti. Vali diğer serbest bırakılma adayı Barrabas mı? İsa mı? diye sordu halka. Kahinler ve İhtiyarlar halkı kandırdı. Halk Barrabas dedi. Vali İsa’yı affetmeyi tercih ettiği halde, halk coştu, “direğe gerilsin” dediler. Pilatus, İsa’yı savunmanın yararı olmadığını, aksine kargaşayı körüklediğini görünce, su alıp kalabalığın önünde ellerini yıkadı ve şöyle dedi; “ bu adamın kanından ben sorumlu değilim, ötesini siz düşünün”. Kalabalık “onun kanının hesabı, bizden ve çocuklarımızdan sorulsun” dediler. Vali Barrabas’ı serbest bıraktı ve İsa’yı kırbaçlattı. Valinin askerleri, İsa’nın giysilerini çıkarıp kırmızı bir pelerin giydirdiler ve dikenlerden örülmüş bir taç giydirip, “selam sana ey Yahudi’lerin kralı!” deyip dalga geçtiler.
Sonuçta İSA 14 Nisan günü ( MS 30 veya 36) GOLGOTA tepesinde çarmıha gerildi. Onunla birlikte çarmıha gerilen diğer iki mahkum “hani sen Mabedi yıkar, üç gün içinde yeniden kurardın?” diye sitem ettiler. Altıncı saatte memleket üzerine bir karanlık çöktü ve dokuzuncu saate doğru İSA yüksek bir sesle “ ELİ ELİ LAMA SABAKTANİ” (Tanrım Tanrım Beni Neden Bıraktın) diye bağırdı.
İSA can verirken, tereddütte kalan biri, bir süngerle su verdi. Ama kalabalıktan biri mızrakla İsa’nın böğrünü deldi. İsa yüksek sesle bağırarak can verdi.
O zaman kutsal mekanın perdesi boydan boya yırtılıp ikiye ayrıldı, yer sarsıldı ve kayalar yarıldı. Mezarlar açıldı ve ölmüş olan birçok kutsal kişinin bedeni ortaya çıktı. Böylece bunları bir çok kişi gördü. Dirilen kişiler şehre girmişti. Yüzbaşı ve onunla birlikte İSA’nın başında nöbet tutanlar depremi ve olanları görünce çok korktular. “bu kesinlikle Tanrı’nın oğluydu” dediler. (Matta 27)
Hazreti İSA üç gün sonra DİRİLDİ! Havarileri ile kırk gün dolaşmış ve onlara iman edip vaftiz olanların kurtulacağını, iman etmeyenlerin ise cehenneme gireceğini haber vermişti. İSA daha sonra göğe yükselmiş ve BABA’nın sağ tarafına oturmuştur.
PASKALYA bu sene (2021) Batı Kiliselerinde (Katolik, Ortodoks, Ermeni) 4 Nisan’da, Doğu Kiliseler’inde (Süryani, Kıpti, Habeş) 4 Mayıs’a denk geliyor. Her yıl değişik günlere denk gelmesi Pesah (Hamursuz) Bayramı ve Dirilişin Pazar gününde olması inancı ile ilgili.
Kurtuluş semti halen yaşar Paskalya Bayram’ını. Türkiye Hristiyan’ları 40 günlük Oruçtan sonra ziyafetlerle dönüş yaparlar. Cumartesi’yi Pazar’a bağlayan gecede DİRİLİŞ ayini yapılır, ziyafet ardından, bol bol paskalya çöreği, paskalya tavşanı şeklinde çikolatalar tüketilir, paskalya yumurtaları boyanır. 1960’lı yıllardan beri hizmet veren ÜSTÜN PALMİYE Pastanesi, Kurtuluş’ta hala hizmet veriyor sanırım. Kurucularının Rum ustalar yanında yetiştiği pastane de, paskalyadan iki hafta önce koşturmalar, hazırlıklar başlar. Küçüklü, büyüklü çikolata tavşanlar, yumurtalar, tavuklar, kedi ve köpekler hatta kuş yuvaları yapılıp süslenir. El yapımı vişne likörlü çukulata da yakın tarihe kadar yapan ender yerlerden biri, öyle ki her çikolata içinde çekirdeği ile birlikte bütün bir vişne de bulunuyor. Yumurtalar bir hafta önce boyanıp evlere satılıyor. Boyalı yumurtaların üst süslemeleri evlerde yapılırdı. Cuma sabahı 05.00’te mutfağa giren ustalar, Pazar akşamına kadar çalışıp servis veriyorlar. Paskalya Çöreği; un, yumurta, tereyağı, şeker, sakız ve mahlep kullanılıyor, üzerine yer fıstığı konuyor. Ayrıca “Yağlı Çörek” denilen çatalın daha büyüğü de yapılıyor.
Tüm Hristiyan Vatandaş’larımızın PASKALYA Bayramını Kutlarız.
Bu arada Kurtuluş’ta yüz yıllardır yaşatılan BAKLAHORAN (Baklahorani) geleneği yeniden yaşatılıyor. Baklahorani baharla birlikte “Her şeye rağmen Umut” anlamına geliyor. Bu sene 14 Mart’ta internet ortamında yapıldı. Aya Dimitri Kurtuluş Rum Kilise ve Mektebi Vakfı öncülüğünde, Şişli Kent Konseyi ve aralarında bizim de zaman zaman katıldığımız Komşu Kapısı Maçka Dayanışma Derneği’nin bulunduğu STK’lar organizasyona destek verdi.
Bizim Berat Kandili, Musevilerin Mısır’dan çıkışlarını kutladığı Pesah (Hamursuz), Türklerin Nevroz bayramlar de aynı döneme denk geliyor.(Hamsin Devresi Zemheri)
Dünyanın en eski bayramı olan AKİTU’da 1 Nisan’da Mardin ve Midyat’ta kutlandı. Asurların, Süryanilerin Bahar Bayramı gibi olan kış çıkışı 6771. Yılı. Bayram 2005 ten beri ülkemizde de kutlanıyor. Süryaniler’de Temmuz ayında Meryemana Paskalyası da kutlanır.
Türkiye’miz tüm renkleri ile Mutlu ve renkli yaşasın
M.Ünvan ATLI