47 yaşındaki Liz Truss, Boris Johnson’ın yerine geçme yarışında Rishi Sunak’ı yendikten sonra, beklendiği gibi yarın Boris Johnson’ın yerini alacak ve ülkenin üçüncü kadın lideri olacak. Dışişleri bakanı Liz Truss, Conservative – Muhafazakar parti üyelerinden oluşan oylamada bir sonraki Muhafazakar parti lideri ve dolayısıyla Birleşik Krallık başbakanlık yarışını kazandı.
Liz Truss yarın kendisini hükümet kurmaya davet edecek olan Kraliçe ile görüşmek üzere Balmoral’a gidecek ve ikilinin görüşmesi sonrasında resmi başbakan olacak. Daha sonra Başbakan olarak ilk konuşmasını yapması ve kabinesini oluşturmaya başlaması beklenen Downing Street’e başbakanlık binasına dönecek. Truss, partisine “Tarihin en uzun görüşmelerinden birini” düzenlediği için teşekkür ederek “Seçilmenin bir onur” olduğunu söyledi. Sonuç açıklandıktan sonra yaptığı kısa bir konuşmada, “arkadaşı” Boris Johnson’a teşekkürlerini şöyle iletti;”Brexit’i yaptırdın. Jeremy Corbyn’i ezdin. Aşıyı ortaya çıkardın ve Vladimir Putin’e karşı çıktın”
Yarattığı bir dizi skandal ve tartışma nedeniyle istifa ederek terk eden bakanlar dalgasının ardından istifa etmek zorunda kalan Boris Johnson’da, yarın resmi olarak istifasını sunmak için Balmoral’daki Kraliçe’yi ziyaret edecek.
Mevcut hükümdar Kraliçe II. Elizabeth tarafından atanan 15. İngiliz başbakanı ve 96 yaşındaki Kraliçe II. Elizabeth başkente seyahat edemediği için Londra dışında atanan ilk başbakan Liz Truss olacak.
Çarşamba günü, öğlen saatlerinde ingiliz parlementosunun başbakana icraatlarıyla ilgili soruların sorduğu toplantıda İşçi partisi lideri Keir Starmer ile karşı karşıya kalacak olan, Truss için Avam Kamarası’nda çalışma başlayacak.
Eski Şansölye Rishi Sunak, Muhafazakar Parti liderlik yarışını kaybettikten sonra rakibi Truss’un arkasında birleşmeye çağırdı. Rishi Sunak tweet’te şu satırları yazdı: “Bu kampanyada bana oy veren herkese teşekkür ederim. Muhafazakarların tek bir aile olduğunu baştan sona söyledim. Şu anda ülkeyi zor zamanlarda yöneten yeni Başbakan Liz Truss’un arkasında birleştiğimiz doğrudur.”
Yeni Başbakan Liz Truss’un karşılaşacağı ilk zorluklar – NHS Ulusal sağlık hizmetleri sorunlar zinciri – Eski dışişleri bakanı siyasette en üst sıralara çabuk terfi etti ancak 10 Downing Street’e girdiği andan itibaren zorlu kararlarla karşı karşıya kalacağı kesin. İlk günden itibaren karşılaştığı büyük sorunlarla uğraşmak ve nihai karar ve kararlar vermek için fazla zamanı olmayacak. Sadece iktidar koridorlarında olanların değil, şu anda çoğu insanın aklındaki ilk şey de şu; Yaz bitti ve kışın daha karanlık ve soğuk geceler yaklaştıkça, Elektrik – Gaz faturalarının artması ihtimali yakında kesin bir gerçek olacak. Ofgem’in geçen ay üst sınırın Ekim ayında £3.549 Pound’a çıkacağını – %80’lik bir artış olacağını açıklamasının ardından, Truss’un ana odak noktası enerji faturaları olacak.
Sendikalar tarafından organize edilen eylem – grev tehditleri – Bir dizi endüstri, rekor düzeyde yüksek enflasyonun fiyat artışlarına yol açması ve ödeme paketlerinin eskisi kadar uzamaması nedeniyle ücretlerinde artış talep ediyor. Sendikalar tarafından organize edilen, ücret ve koşullar üzerinde endüstriyel eylemde bulunan demiryolu işçileri tarafından yönetildi. Öğretmenler, hemşireler ve doktorlardan gelen eylem tehditleriyle birlikte, grev gözcülüğü yapan avukatlar ve posta çalışanları ile tek sektörden uzaklar. Ve ülkenin en büyük sendikalarından bazıları en güçlü etkiyi yaratmalarını sağlamak için farklı sektörlerin grevlerini koordine etmeye çağırıyor. Truss’un grevi önlemek için çok az zamanı var gibi görünüyor ve grevleri “bozma” sözünü veriyor.
Sorun sadece doktor ve hemşirelere ödeme iyileştirmelerini yapmak değil, aynı zamanda bir bütün olarak sağlık hizmetleri üzerindeki artan baskıdır. Ameliyatlar için bekleme listeleri hala milyonları bulurken, ambulanslar hastalarını içeri almak için sıraya girdikçe acil servislerde bekleme süreleri uzadıkça uzuyor. Pandemi başladığından beri personel seviyeleri büyük bir darbe aldı, binalar bakımsız ve moraller düşük seviyede.Grip mevsimi sonbahar etkisine ilişkin endişeler ve COVID’in geri dönüş yapıp yapamayacağına dair endişelerle yıllık kış baskılarını akıllara getiriyor.
Bir dizi sorunların yanı sıra, dünya iklim kriziyle karşı karşıya – Yaz boyunca, 40 derecelik rekor sıcaklık ülke çapında düzinelerce alevi körüklediği için İngiltere genelinde yangınlar çıktı. Korkutan manzaralar Avrupa’ya da yansıdı ve kıtanın neredeyse yarısı kuraklık uyarısıyla yaşıyor. Ve ülkeler köklü değişiklikler yapmazlarsa, gezegen geri dönüşü olmayan daha da yıkıcı etkilerle karşı karşıya kalacak. Truss, İngiltere’nin 2050 yılına kadar net sıfır emisyona ulaşma hedefine bağlı kalacağına söz verdi. Ancak diğer politikaları, bunun gerçekleştirilip gerçekleştirilemeyeceği konusunda bir şüphe gölgesi yarattı.
Örneğin, yaşam maliyeti krizinde hanelere yardım etmek için enerji faturalarındaki yeşil vergileri kesme sözü verdi. Vergi, faturaların %9 ila %12’sini oluşturuyor, bu nedenle mücadele edenler tarafından memnuniyetle karşılanacak, ancak nakit yenilenebilir enerji projeleri veya ev yalıtımı gibi şeyler için ödeme yapmaya gidiyor ve bunlar olmadan hedefe ulaşmak daha zor.
Truss için yaklaşan bir başka zorluk da göçmen sorunu – Muhafazakar söylemde uzun yıllardır hakim durumda, ancak Boris Johnson ve hükümetinin bunu düzeltmeye yönelik son girişimlerinin çok az etkisi olmuş gibi görünüyor. Nisan ayında, İngiltere’ye yasadışı yollardan giren sığınmacıları Ruanda’ya göndermeye yönelik yeni bir planını duyurdu ve bunun insanları tehlikeli küçük tekne ile Britanya adasına geçişleri yapmaktan caydıracağını söyledi.Ancak şimdiye kadar yasal zorluklar Ruanda’ya herhangi bir sınır dışı edilmesini engelledi ve bu yıl şimdiye kadar 20.000’den fazla insan Manş denizinde sınırı geçti.Buna rağmen, yeni Başbakan Ruanda planını destekliyor ve hatta daha da ileri götürmek istiyor. Liderlik yarışı sırasında Truss, sığınmacıları daha geniş bir ülkeye göndermek ve İngiliz yasalarının “AİHM (Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi) tarafından reddedilemeyeceğini” sağlamak için Türkiye’yi de dahil ederek genişleteceğini bile söylemişti.
Truss için bir diğer önemli odak noktası da şu; Rusya’nın Ukrayna’da devam eden işgali – Rusya Ukraynayı aylardır işgal ettiğinden ve Avrupa’ya savaş getirdiğinden beri İngiltere, savunma güçlerini eğitim, teçhizat ve silahlarla destekledi.Altı ay sonra, savaş bitecek gibi görünmüyor. Yeni kurulacak hükümette tüm gözler, milyarlarca Dolara ulaşan destek seviyesini sürdürüp sürdürmediğini görmek olacak. Truss, kampanyasında Birleşik Krallık’ın “Ukrayna’nın en büyük dostu” olarak kalmasını sağlama sözü verdi ve göreve başladıktan sonra Ukrayna Devlet Başkanı Volodymyr Zelensky’yi ilk aramasını yapma sözü verdi.
Liz Truss kimdir? Genç Liberal Demokrat’tan Conservative – Muhafazakar parti liderliği ve Başbakanlığa – Bugünkü sonuçların açıklanması sonrasında okuduğum en ilginç yorum şu “Mary Elizabeth Truss, Muhafazakar bir başbakan olarak 10 Downing Street, ünlü parıltılı siyah kapısından girmeyi hayal bile edemezdi” evet Liberal Demokrat’tan Tory’ye götüren çiçeği burnuda İngiliz başbakanın ilginç bir hikayesi var.
Mary Elizabeth Truss, 1975’te Oxford’da dört kardeşin en büyüğü olan sol görüşlü bir anne babanın çocuğu olarak dünyaya gelmiş. Dört yaşındayken aile, matematik profesörü olan babası John’un çalıştığı Glasgow yakınlarındaki Paisley’e taşınmak zorunda kalmış. Hemşire olan annesi Priscilla, Nükleer Silahsızlanma Kampanyası’nın bir üyesiyken genç Liz’i Margaret Thatcher karşıtı sloganlar atmaktan bahsettiği “bombayı yasakla” yürüyüşlerine götürmüş.
Truss, ailesini “Labour – İşçi Partisi’nin solunda” olarak nitelendirdi ve annesinin şimdi kampanyasını desteklemesine rağmen, babasının ona oy vereceğinden emin olmadığını söyledi. Böylesi ilginç bir ailenin kızı olmasına rağmen İngiltere’de 10 yıllık Muhafazakar iktidarının güçlü başbakanı Margaret Thatcher’ın “Thatcherizm” dönemi kapanmasına rağmen o fikirleri sahiplenip Margaret Thatcher’ı kopya etmeye çalışan bir politikacı.. Yaptıkları ile soyunduğu siyasi kimlik arasında tezatları yaşayan bir kişilik Mary Elizabeth Truss.
Öğrenciyken siyasete atılan Truss, Oxford Üniversitesi Liberal Demokratların öğrenci başkanı olup monarşiyi ortadan kaldırmak için kampanya yürütüyor. Gelin görün ki yarın sabah Kraliçe II. Elizabeth tarafından kabul edilecek ve atanan 15. İngiliz başbakanı sıfatı ile Londra’ya 10 Downing Street başbakanlık binasına dönecek.
1996 senesinde Mary Elizabeth Truss mezun olduğunda, Muhafazakarlara yöneltip Shell’de ve daha sonra Cable & Wireless için hükümet ilişkilerinde çalışmaya başlamış. Daha göreve başlamadan önce “şimdiye kadarki en kötü başbakan” olmaya makul biri olarak gösterilen Liz Truss, görünüşe göre petrol ve gaz şirketleri için 130’a kadar sondaj ruhsatı vermeyi bile planlıyor.
2001 – 2005 yılları arasında batı Yorkshire’da iki koltuk için başarısız bir şekilde mücadele ettikten sonra, David Cameron’un “A listesi” tarafından seçildi ve 2009’da Güneybatı Norfolk’un güvenli koltuğunu kaptı. O zamana kadar, bir muhasebeci olan Hugh O’Leary ile evlendi ve iki genç kızları vardı.
Yerel partinin üyeleri, o zamanlar 34 yaşında olan Truss’un, evli Muhafazakar Milletvekili Mark Field ile daha önce yasak ilişkisini açıklamadığı için seçimden çıkarılmasını sağlamaya çalıştığı bugünlerde yazıldı çizildi.
İlk kabine görevi olan çevre bakanı olarak, İngiltere’nin peynir ithalatını “utanç verici” olarak nitelendirdiği garip bir konuşmayla tanındı. İngiltere’nin 2016’da Başbakan Cameron ve George Osborne ile birlikte AB’de kalması için kampanya yürüten konuşmaları ve yazdığı makaleleri iyi bilinir. Brexit konusundaki fikrini değiştirmiştir. Truss Dışişleri bakanı olarak, Rusya’ya karşı sert bir tavır aldı, Çin’den gelen tehdit konusunda alarm verdi ve İran’da tutulan İngilizlerin serbest bırakılmasına yardımcı oldu.Derinden bölünmüş Conservative – Muhafazakar partisini miras aldığından, bazı meslektaşlarını ve halkı kazanmak için fazla zamanı olmayacağının altı çiziliyor.
Thatcher karşıtı protestolardan İngiltere’nin yeni başbakanlığına tırmanan ve arkasında politik farklı izler de bırakan Mary Elizabeth Truss pek güven vermediği anket sonuçlarında da ortaya çıkıyor. Yapılan son anketlerden çıkan ilginç bir sonuç var ; Conservative Parti – Muhafazakar seçmen Liz Truss’u ne kadar çok görürse, ondan o kadar az hoşlandığını gösteriyorsa , bunun üzerine bir yorum yapmak mümkün değil diye düşünüyorum.
Liz Truss, beklenenden daha düşük bir parti üyesi oyu yüzdesi aldı! akıllara gelen soru şu ; bu onun yönetim şeklini değiştirebilir mi? Yarın sabah İngiliz gazeteleri yeni başbakan Mary Elizabeth Truss hakkında ki yorumları ne yöne evrilecek, göreceğiz! Çünkü protestolar şimdiden başladı bile ..
Rıdvan ERTUĞ