Nükleer felaketten kurtarabilecek tek yer Karadeniz’in yanıbaşında çıktı..
Rus lider Vladimir Putin’in nükleer silahlarla ilgili yaptığı son açıklamalar, nükleer kıyamet endişesini peşinde getirdi. Olası bir nükleer savaşta dünyadaki en güvenilir yer ise uzmanların iddialarına göre Karadeniz’in yanıbaşındaki bir mağara. Peki bu mağara insanlığı nükleer kıyametten kurtarabilir mi? İşte cevabı.
Milliyet’ten Fazilet Şenol’un haberine göre, bu yılın şubat ayında Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesiyle başlayan süreçte son günlerde nükleer savaş ihtimalleri daha sık konuşulmaya başlandı. Rusya ve Ukrayna arasındaki gerilim olası bir nükleer felaket senaryosunu akıllara getiriyor. Nükleer kıyametin etki alanının ne kadar olacağı ve olası bir felaket senaryosunda kaç kişinin öleceği ise büyük bir soru işareti. 21 Ocak 2022 itibarıyla çoğu Rusya ve ABD’nin elinde bulunan kullanıma hazır tam 13 bin 80 nükleer silahın mevcut olduğu biliniyor. Nükleer silahlar üzerine yaptığı araştırmalarla tanınan ABD’li tarihçi Alex Wellerstein tarafından paylaşılan bir belge, Los Alamos laboratuvarındaki bilim insanlarının 1945’te insan ırkını sona erdirmek için kaç adet nükleer bomba gerektiğini incelediklerini gösteriyor. Bu belgeye göre en fazla 100 nükleer başlık gerekli. Bu kadar nükleer başlıklı silah insan yaşamının büyük bir bölümünü oluştursa da tamamını kapsamıyor.
TAM 150 MİLYON YIL BOYUNCA MAHVOLACAK
Teorisyenlere göre nükleer bir kıyametin gerçekleştiği senaryoda dünyanın ekosistemi tam 150 milyon yıl boyunca mahvolacak. Bu durum, bitkilerden böceklere ve hatta mikroorganizmalara kadar tüm yaşam formları dahil her şeyin çürüyeceği anlamına geliyor. Ancak bazı teorisyenlere ve araştırmacılara göre bütün bu kıyamet senaryosunda bile insanlığın canlı kalmayı başarabileceği bir yer bulmak mümkün.
Uzmanlara göre muhtemel bir nükleer kıyamette sığınılacak yer Romanya’da Karadeniz kıyılarına yakın bir yerde bulunan Movile Mağarası. Bu mağara, 1986 yılında jeolog Christian Lascu tarafından keşfedildi. Mağarayı ziyarete giden ilk biyologlardan biri ABD’deki Cincinnati Üniversitesi’nde biyoloji profesörü olan Dr. Thomas Kane’di. Dr. Kane, uzman analizine dayanarak mağaranın yaklaşık 5 milyon yaşında olduğunu ve içinde keşfedilen 33 eşsiz canlının da olduğunu belirtti. Mağarayla ilgili daha ilginç olan şey ise mağara doğasının milyonlarca yıldır dünyanın geri kalanından izole edilmiş olmasıydı. Dr. Kane mağaranın büyük bir iklim değişikliğinin dünyadaki tüm yaşamı etkilediği Miyosen Çağı’nın sonlarında meydana geldiğini de ifade etti.
5 MİLYON YILDIR IŞIK GÖRMEDİLER
2021 yılında Movile Mağarası’nda bulunan tüm farklı canlı türleri üzerinde bir analiz yapıldı. Mağarada su akrepleri, sülükler, örümcekler görülüyordu. 1986 yılına kadar dünyadan soyutlanmış olan bu türlerin nadirliğini ve aynı zamanda içinde varlığını sürdüren biyoçeşitliliği görmek ise oldukça enteresandı. Çünkü bu türler çok özel bir habitata uyum sağlamak zorundaydı ve mağaranın keşfinden bu yana geçen 5 milyon yıldır ışık görmedi. Yani hava, su, sıcaklık ve nem her zaman aynıydı. Bu aslında çok olumlu bir durumdu çünkü sabit değişkenler bu canlıların yok olmasına izin vermeyecek, dolayısıyla hayat yok olmayacaktı.
Uzmanlara göre mağaranın sadece 50 metre derinliğinde ve 240 metre uzunluğunda olması ise oldukça dikkat çekici. Çünkü mağaranın bu özelliği onu nükleer bir patlama ve radyoaktiviteden korunmak için yeterince derin yapıyor.
KURTULUŞ BİR MAĞARADA MI SAKLI?
Peki gerçekten de olası bir nükleer kıyamet senaryosunda bu mağara dünyanın kurtuluşu için bir B planı olabilir mi? Ankara Üniversitesi Nükleer Bilimler Enstitüsü eski müdürü, emekli öğretim üyesi Prof. Dr. Niyazi Meriç‘e göre bu mümkün. Meriç, böyle düşünmesinin gerekçesini şu sözlerle açıkladı: “Dışarıda nükleer silah patladığı zaman 4 bin santigrat dereceye ulaşan bir sıcaklık olacak. Daha sonra bu çevreyi tamamen kavuracak ve sonrasında nükleer serpintiler ortaya çıkacak. Belirli bir süre kendinizi korumayı başarırsanız zamanla bunlardan kurtulabilirsiniz. Yani bir mağaranın içinde rahatlıkla korunabilirsiniz.” Meriç, bu gibi durumlar için özellikle ABD’deki zengin kişilerin yer altına inip orada sığınaklar kurduklarını da sözlerine ekledi.
‘EĞER TAM YANINIZDAKİ APARTMANA ATILIRSA…’
Ancak nükleer felaketten kaçabilmek için her zaman bir mağarada ya da sığınak yeterli değil. Kişinin nükleer bombanın patlatıldığı yere yakınlığının ve ne kadar yüksekten atıldığının önemine dikkat çeken Prof. Dr. Niyazi Meriç, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Nükleer bomba tam yanınızdaki apartmana atıldı diyelim. İşte o zaman yaşama imkânınız yok. Çünkü güneşten bile daha sıcak oluyor. Orada insanın kemikleri bile kalmıyor. Ancak bu 10 km yakındaki bir çapta gerçekleşecek bir senaryo. Örneğin 100 km öteye gittiğinizde bir ev varsa sadece camları kırılır ve oradaki insanların yaşama ihtimali olabilir.”
Olası bir nükleer felakette dünyadaki herkesin yok olmasının mümkün olmadığına değinen Prof. Dr. Meriç, “Herkesi öldürebilmek mümkün değil. Dünyada 13 bin adet nükleer silah var. Hepsini patlatsan bile dünyadaki bütün insanlar yok edilemez” diyerek sözlerini noktaladı.