Malazgirt Zaferi sonrası Anadolu’da kurulan ilk Türk Devletleri, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da kurulmuştur. (Mengücekliler, Saltuklular, Artuklular ve Danişmentliler)Malazgirt sonrası bölgede Bizans etkisi zayıflayıp bir otorite boşluğu doğarken, neden Orta Asya’dan gelen Türklerin yerine bölgenin sahibi olduğu iddia edilen Kürtler bir devlet kuramamıştır? Çünkü o dönemde Kürt adı verilen topluluk bırakın devlet kurabilecek bir millet olmayı, henüz yeni bir etnisite aşamasında bile değildi. Kürt ibaresi, bir soy ya da etnisiteyi değil, sosyal ve ekonomik hayat tarzını ifade ediyordu. Kürt adı, göçebe ve koyunculukla eş anlamlı kullanılmıştır ve aynı dili konuşanlara değil, aslında aynı işi yapanlara denilmiştir. İlginç olan şu ki, Kürt olarak tanımlanan bu farklı toplumun, Selçuklu Devleti’ne kadar herhangi bir devlet tarafından ”Kürt” adıyla anıldıklarına, o kadar da rastlanmamıştır. Ancak Selçuklu İmparatorluğu döneminden itibaren, kuzey Musul dağlarında yaşayan kavgacı aşiretler hakkında, ‘Kürt’ adının tezkireciler tarafından daha sık kullanılmaya başlandığını görüyoruz. Bugün ancak etnisite diyebileceğimiz ve homojen bir etnisite olmayan Kürtleri millet kavramı ile özdeşleştirip, Türkçülüğe karşıt yapmak cehaletten değilse, nedendir? Türkçülüğün karşıtı, ancak bir başka milletin milliyetçiliği olabilir. O yüzden etnisite kimlikleri bile şüpheli olan ve mensuplarının çoğunluğunun kökeninde Türkmenlik bulunan bir Kürt topluluğunu bahane ederek andımızı okutturmamanın, bir bölgeyi ‘Kürdistan’ bellettirmenin arkasında Batı emperyalizminin planı; Türk kavramını parçalara ayırma, Atatürk’ün ulus devletini yıkma projesi vardır!Türkiye’de ‘Kürt sorunu’ denilen şey aslında Avrupa’nın Türk sorunudur…
DİRİ DİRİ GÖMÜLEN TÜRKÇE’Yİ ATATÜRK MEZARDAN ÇIKARDI
Harf İnkılabı’nın 93. Yılında yine birileri, “Bir gecede cahil kaldık”, “İnkılapların en sakatı alfabenin değişmesidir” safsatalarını sergiledi. Oysa Atatürk’ün Türk milletine en büyük hizmetlerinden biridir Harf İnkılabı…Gazi Paşa, yurdu düşman işgalinden kurtarmasının yanında, güzel Türkçe’mizi de Arapça ve Farsça’nın işgalinden kurtarmanın mücadelesini vermişti. Milli Devlet, milli dil ile ayakta kalır ve yaşar. Harf Devrimi olmasa, bugün Anadolu’da kırık dökük bir Türkçe konuşulurdu…Niye mi? Türkçe 8 seslisi olan ve kelimenin sonuna harf ekleyerek yeni anlamların türetildiği bir dildir…Yani; 3 seslisi olan Arapça ve Farsça gibi her anlama farklı bir kelimenin üretildiği dilin gramer yapısına Türkçe’yi mahkum etmek, bu mucizevi dili diri diri mezara gömmekti… Atatürk Türkçe’yi yeniden diriltti… Elbette Harf Devrimi’nin bir amacı da, 1927’de matbuatta Arap harflerinden Latin harflerine geçen Azerbaycan ve Türkistan’daki soydaşlarımızla olan kültürel bağların kopmasını önlemekti…Nur içinde yat Büyük Atatürk.