Muhsin Yazıcıoğlu neden hedef oldu?
Yıllar nasıl da aktı geçti… Büyük Birlik Partisi’nin (BBP) kurucu genel başkanı /Ülkücü Hareketin en önemli isimlerinden /38 yıl kardeşlik uhuvveti içerisinde birliktelik sağladığım değerli büyüğüm/Rol modellerimden Muhsin Yazıcıoğlu’nun kahpe bir suikast sonucu şehadetinin üzerinden tam 12 yıl geçmiş.
Şehit Lider Muhsin Yazıcıoğlu, 25 Mart 2009 tarihinde saat 14.35’de havalanan TC-HEK tescil işaretli helikopter Kahramanmaraş’ın Çağlayancerit İlçesi’nden havalandıktan sonra saat 15.03’de düşürülmüş ve BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu’nun da aralarında bulunduğu 6 kişi hakk’a yürümüştü.
Hele ve ayrıca, içlerinde bir meslektaşım vardı ki; Tuluğhan ve Çağan’ın sevgili babaları kıymetli hanımefendi Yasemin hanımın değerli eşi, gazeteci İsmail Güneş’in, 5,5 saatlik Türk kamuoyuna yansıyan telefon görüşmeleri ve ardından ‘çenesi kırık’ olarak bulunması büyük bir dram ve ihanetin adı olmuştu..
2009 Yerel Seçimlerine sadece 3 gün vardı…
Muhsin Başkan da zaten seçim gezilerindeydi.
Muhsin Başkan, “Bu millet bizi seviyor ama oy vermiyor” diyordu.
Tüm Türkiye’nin hatta Adriyetik’ten Çin Seddi’ne kadar olan bölge insanlarının Muhsin Başkanı ne kadar çok sevdiği helikopterinin düştüğü haberi duyulunca anlaşıldı. Herkesin içine bir kor düştü…
Sağlığında Muhsin Başkan’a oy vermeyen seçmen, vefatında sonra onun hatırına Büyük Birlik Partisi’nin Sivas Belediye Başkan adayına oy verdi ve seçilmesini sağladı…
Muhsin Yazıcıoğlu’nun şehadeti çok kritik bir zamanda gerçekleşti…
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, 8 Mart 2009 tarihinde İran’a giderken uçakta gazetecilere Kürt sorunu hakkında konuşmuş ve “2009 yılında çok güzel şeyler olacak” demişti. Bu mesaj daha sonra farklı ve beklenmedik bir tezahürle Muhsin Başkanın şehadeti ile önemli bir evrilme yaşayacaktı..
Kimler engelliyor?
12 yıl önce bugün, BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu’nu taşıyan TC-HEK tesçil işaretli helikopter 25 Mart 2009 tarihinde saat 14.35’de Kahramanmaraş’ın Çağlayancerit İlçesi’nden havalanmış ve saat 15.03’de düşmüştü.
6 kişinin hayatını kaybettiği kazada helikopterde bulunan gazeteci İsmail Güneş’in kazanın ardından 112 Acil Servis’le toplam 7 kez görüşme yaptığı ortaya çıkmıştı. Görüşmelerde, orada esrarengiz bir şeyler olduğu anlaşılıyordu.
Kamuoyu sevilen siyasetçi Muhsin Yazıcıoğlu’nun ölümündeki kuşkunun ortadan kalkmasını çok bekledi.
Bu olay aydınlatılmadan ya da aydınlatılmasını engelleyenlerin eli kırılmadan, Türkiye’de benzer kirli oyunların ve suikastlerin önüne geçilebileceğine inanmak zordur.
Şehit Lider Muhsin Yazıcıoğlu’na Allah’tan rahmet diliyorum.
Türk milletinin bir kez daha başı sağolsun.
İşte adım adım planlanan Muhsin Yazıcıoğlu suikastı!
Büyük Birlik Partisi’nin merhum lideri Muhsin Yazıcıoğlu ve beş kişinin hayatını kaybettiği helikopterin düşmesine ilişkin soruşturmanın seyrini değiştirecek bilgilere ulaşıldı. Yazıcıoğlu’nun yaşamını yitirdiği helikopterin kayıt cihazını çalan astsubay Aydın Özsıcak’ın helikopter düşmeden önce telefonunu kapattığı ve enkaz bulunana kadar dört gün boyunca kapalı tuttuğu ortaya çıktı.
Büyük Birlik Partisi’nin merhum lideri Muhsin Yazıcıoğlu ve beş kişinin hayatını kaybettiği helikopterin düşmesine ilişkin soruşturmanın seyrini değiştirecek bilgiye ulaştı.
KAZADAN BİR GÜN ÖNCE TELEFONUNU KAPATTI, TELEFON 4 GÜN KAPALI KALDI!
Muhsin Yazıcıoğlu ve beş arkadaşına mezar olan helikopterdeki Argus5000 CE ve SKYMAP (kayıt yapma özelliğine sahip) cihazlarını çalan Astsubay Aydın Özsıcak’ın; helikopter düştüğünde ve enkaz bulunana kadar telefonunu kapattığı ortaya çıktı.
MUHSİN YAZICIOĞLU SUİKASTINDA ÖNEMLİ BİLGİ! AYDIN ÖZSICAK’IN TELEFONU 4 GÜN KAPALI KALDI
HAYATIN OLAĞAN DURUMUNA AYKIRI!
Aydın Özsıcak’ın; kazadan bir gün önce telefonunun kapatıldığı, 4 gün kapalı bulunduğu ve hiçbir şekilde telefonunda aranma ve mesaj bilgisi düşmediği tespit edildi. Adli kaynaklar; Aydın Özsıcak’ın, telefonunun 4 gün kapalı kalmasının hayatın olağan durumuna aykırı olduğunu ifade ediyor.
24 MART 2009 TARİHİNDE SAAT:12.14.08’DE MESAJ GELDİ VE 4 GÜN TELEFONU KAPALI KALDI!
Muhsin Yazıcıoğlu, 25 Mart 2009 tarihinde Kahramanmaraş’ta Çağlayancerit İlçesi’nde düzenlenen seçim mitinginden Yozgat Yerköy’e giderken meydana gelen helikopter kazasında yaşamını yitirdi.
Helikopterdeki kayıt yapma özelliğine sahip) cihazlarını çalan Astsubay Aydın Özsıcak’ın, helikopterin düşmesinden bir gün önce 24 Mart 2009 tarihinde saat:12.14.08’de telefonuna mesaj geldiği tespit edildi. Aydın Özsıcak’ın; helikopter düştükten üç gün sonra 28 Mart 2009 tarihinde saat:14.39.04’de arandığı tespit edildi.
Aydın Özsıcak’ın; 28 Mart 2009tarihinde saat:14.40.12 ile saat:14.40.24’te telefonuna mesaj geldiği tespit edildi. Aydın Özsıcak’ın, 29 Mart 2009 tarihinde saat:11.48.23 ve saat:18.35.02’de arandığı öğrenildi. Özsıcak’ın, 30 Mart 2009 tarihinde saat:20.12.48’de arandığı tespit edildi.
ÖZSICAK VE UÇUM, HAYATİ ÖNEME SAHİP CİHAZLARI ÇALDI!
Muhsin Yazıcıoğlu’nun TC-HEK tescil işaretli helikopteri düştükten 3 gün sonra 28 Mart 2009 tarihinde bulundu. Helikopter enkazının bulunduğu sıralarda Kara Kuvvetleri Komutanlığına bağlı Skorsky tipi bir helikopter kara saplandı. Skorsky’nin kara saplandığı nokta Muhsin Yazıcıoğlu’nun içinde bulunduğu helikopterinin 200 metrekadar aşağısında yer aldı.
Skorsky helikopter için Kara Kuvvetleri Komutanlığı üç kişilik kaza kırım ekibi oluşturdu. Bu ekibin içinde Davut Uçum ve Aydın Özsıcak da bulunuyordu. Uçum ve Özsıcak, Skorsky helikopterle ilgilenmeyip, Yazıcıoğlu’nun helikopterinde faaliyet halinde bulundular ve hayati öneme sahip cihazları çaldı.
AYDIN ÖZSICAK’IN TELEFONU 4 GÜN KAPALI KALMIŞ, HİÇBİR ŞEKİLDE TELEFONUNDA ARANMA VE MESAJ BİLGİSİ DÜŞMEMİŞ
Soruşturma kapsamında; Skorsky helikopter için oluşturulan Kara Kuvvetleri Komutanlığı üç kişilik kaza kırım ekibinde yer alan Aydın Özsıcak’ın telefon hareketleri incelendi. Özsıcak’ın; kazadan bir gün önce telefonunun kapatıldığı, 4 gün kapalı bulunduğu ve hiçbir şekilde telefonunda aranma ve mesaj bilgisi düşmediği tespit edildi.
O DÖNEMDE ÜZERİNE KAYITLI OLAN GSM HATTINI HİÇBİR SURETLE BAŞKA CİHAZA TAKMADI
Aydın Özsıcak’ın 4 gün boyunca üzerine kayıtlı olan GSM hattını hiçbir suretle başka cihaza takmadığı tespit edildi. Aydın Özsıcak’ın, söz konusu durumunun hayatın olağan durumuna aykırı olduğu ifade edildi. Aydın Özsıcak’ın, telefon kayıtlarını veri tabanından silmiş veya sildirmiş olabileceği ifade ediliyor.
24 Mart 2009: Astsubay Aydın Özsıcak’ın telefonuna saat:12.14.08’de mesaj geldi
KRONOLOJİ
25 Mart 2009: Büyük Birlik Partisi’nin (BBP) kurucu Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu yerel seçimler öncesi partisinin Çağlayancerit mitinginin ardından Yozgat’a gitmek üzere bindiği helikopter Kahramanmaraş’taki Keş Dağı’na düştü. Muhsin Yazıcıoğlu, BBP Sivas İl Başkanı Erhan Üstündağ, İl Başkan Yardımcısı Yüksel Yancı, BBP Sivas Belediye Meclis Üyesi adayı Murat Çetinkaya, pilot Kaya İstektepe ve gazeteci İsmail Güneş ile beraber hayatını kaybetti.
27 Mart 2009: Köylüler helikpoterin enkazına ulaştı. Arama ekibinin başında bulunan askeri personellerin ihbarda bulunan köylüleri dikkate almayarak farklı yerlerde arama çalışmaları yaptırdığı tespit edildi.
28 Mart 2009: Kahramanmaraş’ın Göksun İlçesi’ne gelen Genelkurmay Özel Kuvvetler Komutanlığı’na ait Skorsky tipi iki helikopter, uzman dağcı ekibini alarak enkazın bulunduğu Keş Dağı’nın Kanlıçukur kesimine hareket etti.
Saat 11.10’da enkaz bölgesine ulaşan helikopterler iniş için yaklaşmaya geçerken, yeni yağan ve henüz sertleşmeyen karlar, pervanelerin rüzgarıyla savruldu. Helikopterlerden birinin pilotunun savrulan karlar nedeniyle görüş mesafesini kaybetmesi sonucu kontrolden çıkarak yere çarptı.Pilotlar ile dağcılar, diğer helikopter tarafından kaza bölgesinde alınarak Göksun’a ulaştırıldı.
28 Mart 2009: Astsubay Aydın Özsıcak’ın telefonu 4 gün sonra kullanıma açıldı ve saat:14.40.12 ile saat:14.40.24’te telefonuna mesaj geldi.
28 Mart 2009: Genelkurmay Özel Kuvvetler Komutanlığı’na ait Skorsky için Kara Kuvvetleri Komutanlığı üç kişilik kaza kırım ekibi oluşturdu. Ekibin içinde Davut Uçum ve Aydın Özsıcak yer aldı.
29 Mart 2009: Ulaştırma Bakanlığı’na ait kaza kırım ekibi, Muhsin Yazıcıoğlu taşıyan TC-HEK tescil işaretli helikopterde incelemede bulundu. Helikopterdeki kayıt yapma özelliğine sahip Argus5000 CE ve SKYMAP cihazlarının fotoğrafını çekti.
29 Mart 2009: Kara Kuvvetleri Komutanlığı üç kişilik kaza kırım ekibi enkaz bölgesine ulaştı. Aydın Özsıcak ve Davut Uçum; Skorsky helikopterle ilgilenmeyip, Muhsin Yazıcıoğlu’nun helikopterinde faaliyet halinde bulundular ve hayati öneme sahip Argus5000 CE ve SKYMAP cihazlarını çaldılar.
30 Mart 2009- Ulaştırma Bakanlığı’na ait kaza kırım ekibi, TC-HEK tescil işaretli helikopterde Argus5000 CE ve SKYMAP cihazlarının olmadığını tespit etti. Kırım ekibi fotoğraf çekti.
ÖZSICAK: “CİHAZLARI HATIRA OLARAK ÇALDIM”
Aydın Özsıcak, cihazların akıbetine yönelik en küçük bir ipucu vermedi ve “Cihazları hatıra olarak çaldım” ifadelerini kullandı, hatıra olarak çaldığı cihazları adli makamlara teslim etmedi. Davut Uçum da savcılık sorgusunun ardından serbest kaldı.
F-4 SAVAŞ UÇAKLARININ HELİKOPTERİ DÜŞÜRÜP DÜŞÜRMEDİĞİNİ ORTAYA ÇIKARACAKTI
Aydın Özsıcak helikopterdeki kayıt yapma özelliğine sahip Argus5000 CE ve SKYMAP’ı çalmasaydı, Muhsin Yazıcıoğlu ve 5 kişinin helikopterin neden düştüğü ortaya çıkacaktı. Helikopter kazası esnasında, hava sahasında Genelkurmay Başkanlığı’na ait F-4 savaş uçakları bulunuyordu. Argus5000 CE ve SKYMAP; F-4 savaş uçaklarının helikopteri düşürüp düşürmediğini ortaya çıkaracaktı.
AYDIN ÖZSICAK VE DAVUT UÇUM; RECEP TAYYİP ERDOĞAN’IN KALDIĞI OTELE OPERASYON YAPAN SUİKAST TİMİNDE YER ALDI
Helikopterdeki kayıt yapma özelliğine sahip cihazlarını çalan Kara Havacı Yarbay Davut Uçum ve Astsubay Aydın Özsıcak, 15 Temmuz darbe girişiminde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kaldığı otele operasyon yapan suikast timinin içinde yer almıştı.
FETÖ imamından flaş itiraf…
Şüpheli bir helikopter kazasında şehit olan Muhsin Yazıcıoğlu’nun ölümüne ilişkin sır perdesi her geçen gün biraz daha aralanıyor.
Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) elebaşı Gülen’in, Muhsin Yazıcıoğlu’nun ölümüyle ilgili yürütülen soruşturmanın üzerinin örtülmesini talep ettiği ortaya çıktı.
Bu önemli bilgi, FETÖ’nün Elazığ avukatlar sorumlusu Abdullah Önder’in, Kahramanmaraş Cumhuriyet Savcılığı’na verdiği ifadesinde yer aldı. Önder ifadesinde helikopterin üstünde uçan F-16’dan da bahsederken şöyle dedi: “Benim tecrübelerime göre bu hadise tamamen FETÖ/PDY silahı terör örgütünün işidir. Bugüne kadar kimseye güvenemediğim için anlatmadım. Dosyanın yeniden açıldığını medyadan öğrenince bizzat gelip ifade verdim. ByLock yazışmaları ve HTS kayıtları getirilirse doğru söylediğim anlaşılacaktır. Adı geçenler konuşursa olay çözülecektir.”
Hürriyet’te yer alan Nedim Şener’in bugünkü yazısına göre, 1995 yılında Çukurova Üniversitesi’nden mezun olduktan sonra çeşitli okullarda öğretmen olarak görev yapan Abdullah Önder, 2004 yılında Elazığ’da görev yaparken FETÖ’ye girdiğini itiraf etti. Önder, 2010-2015 arasında FETÖ’nün Elazığ imamlığını yapan Mehmet Durakoğlu’nun kendisiyle yakından ilgilendiğini ve 2014’te Elazığ’daki avukatların sorumluluğuna getirdiğini söyledi. 2014’ten, teslim olduğu 2 Mayıs 2017 tarihine kadar FETÖ’nün Elazığ avukatlar sorumlusu olduğunu anlattı.
15 Temmuz darbe girişiminden sonra firari yaşadığını ve örgüt üyesi avukatlarla görüşmeye devam ettiğini anlatan Önder, eşinin de FETÖ’den tutuklanmasıyla 2 Mayıs 2017 günü Elazığ Cumhuriyet Savcılığı’na teslim olduğunu, 37 gün hapis yattıktan sonra tahliye edildiğini, halen FETÖ davasından yargılandığını anlattı.
———————————————————————
“Onsuz çok zor yıllar geçirdik”
BBP Genel Başkan Yardımcısı Ünsal Karabulut, Muhsin Başkanını şehadetinin 12. seneyi devriyesinde yaptığı açıklamada, Muhsin Yazıcıoğlu olmadan çok zor yıllar geçirdiklerini söyledi.
Bir yandan yaşadıkları felaketin hukuki sonuçlarını takip ederken, aynı zamanda Muhsin Yazıcıoğlu’nun emaneti Büyük Birlik Partisi ve Alperen Ocaklarını, kısıtlı imkanlarla yaşattıklarını belirten Karabulut, köklü müesseseler haline gelmeleri ve Türk milletiyle daha geniş zeminlerde buluşabilmeleri için önemli adımlar attıklarını ifade etti.
Birileri bizi Yazıcıoğlu’nu istismar etmekle itham ediyor
Ayakta olduklarını ve her gün güçlenerek yollarına devam ettiklerini aktaran Karabulut, birilerinin kendisini Muhsin Yazıcıoğlu’nu istismar etmekle itham ettiğine işaret etti.
Ünsal Karabulut, kendilerinin Muhsin Yazıcıoğlu’nun kurduğu ve hayatını bu uğurda verdiği Büyük Birlik Partililer ve Alperenler olduklarını vurgulayarak, şunları kaydetti:
“Biz elbette ki her ortamda her yerde onun ismini anacağız. Çünkü biz vefalı bir hareketiz ve bu vefamızı sonuna kadar göstermeye devam edeceğiz. Bunun adı istismar değil, bunun adı vefadır, insanlıktır, Müslümanlıktır, Alperenliktir.”
——————————————————
Kahramanmaraş’ta 25 Mart 2009’da helikopterin düşürülmesi sonucu yaşamını yitiren Muhsin Yazıcıoğlu’nun şehadetinin 12. seneyi devriyesi.
Muhsin Yazıcıoğlu, 31 Aralık 1954’te Sivas’ın Şarkışla ilçesine bağlı Elmalı köyünde doğdu. Türk siyasi hayatının önemli isimleri arasında yer alan, 1993’te Büyük Birlik Partisi’ni (BBP) kuran Muhsin Yazıcıoğlu’nun hayat hikayesi…
MUHSİN YAZICIOĞLU KİMDİR?
Muhsin Yazıcıoğlu, 1954 yılında Sivas’ın Sarkışla ilçesi Elmalı Köyü’nde bir çiftçi ailesinin oğlu olarak doğdu. İlk ve orta öğrenimini Şarkışla’da yaptı.
Yüksek öğrenimini yapmak üzere 1972’de Ankara’ya geldi. Üniversite tahsilini, Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi’nde tamamladı.
1968’de cemiyet (dernek) çalışmalarına başladı. Şarkışla’da Genç Ülkücüler Hareketi’ne katıldı. Ankara’ya geldikten sonra ise, Ülkü Ocakları Genel Merkezi’nde görev yapmaya başladı. Sırasıyla; Ülkü Ocakları Genel Başkan Yardımcılığı ve Ülkü Ocakları Genel Başkanlığı yaptı. (1977-78).
1978’de faaliyete geçen Ülkücü Gençlik Derneği’nin kurucu Genel Başkanı oldu. 1980 yılına kadar MHP’de Genel Başkan Müşavirliği görevinde bulundu.
12 Eylül 1980’de yapılan askeri darbenin ardından, MHP ve Ülkücü Kuruluşlar Davası sanığı olarak cezaevine konuldu. 5,5 yılı hücrede olmak üzere 7,5 yıl Mamak Cezaevi’nde kalan Muhsin Yazıcıoğlu, 7,5 yıl cezaevinde kaldığı bu davadan herhangi bir ceza almadı.
Cezaevinden çıktıktan sonra, mağdur olmuş ülkücülere ve onların ailelerine yardim amacıyla kurulan Sosyal Güvenlik ve eğitim Vakfı’nın başkanlığını yaptı.
1987’de arkadaşları ile birlikte MÇP’de siyasete girdi. MÇP’de Genel Sekreter Yardımcılığı görevinde bulundu.
1991 genel seçimlerinde üç partinin oluşturduğu ittifak bünyesinde, milletvekili adayı oldu. “O, inançlarınızı Meclis’e taşıyacak” sloganıyla, Sivas’tan milletvekili seçildi.
1992 yılı Temmuz ayında, “içinde bulunduğu partinin siyasi anlayışıyla uyuşamadığı için” bir grup arkadaşı ile birlikte MÇP’den ayrıldı. 29 Ocak 1993 tarihinde büyük birlik partisi kuruldu ve bu partinin Genel Başkanlığına seçildi.
24 Aralık 1995’te yapılan erken genel seçimlerde ANAP-BBP ittifakından 20. Dönem Sivas milletvekili olarak, yeniden meclise girdi. 28.02.1996 tarihinde ANAP’tan istifa ederek, BBP’ye döndü.
26 Nisan 1998’de yapılan 3. Büyük Kurultay’da, 8 Ekim 2000 tarihinde yapılan 4. Büyük Kurultay’da, 2 Haziran 2002 tarihinde yapılan 1. Olağanüstü Büyük Kurultay’da,20 Temmuz 2003 tarihinde yapılan 5. Olağan Büyük Kurultay’da,30 Nisan 2006 tarihinde yapılan 6. Olağan Büyük Kurultay’da ve 15 Nisan 2007 2.Olağanüstü Büyük Kurultayda tekrar BBP Genel Başkanlığına seçilmiştir.
22 Temmuz Erken Genel seçimlerinde BBP’nin seçimi protesto etmesi sebebiyle partisinden istifa ederek Sivas’tan bağımsız milletvekili adayı olup 23. dönem milletvekilliğine seçilmiştir.Daha sonra BBP’ye katılarak TBMM’de Büyük Birlik Partisi Sivas Milletvekili olarak BBP’yi Meclis’te temsil etmiştir.19 Ağustos’ta yapılmış olan BBP’nin 3.Olağanüstü Büyük kurultayında tekrar Genel Başkan olmuştur.
Muhsin Yazıcıoğlu, evli ve iki çocuk babasıydı.
ASHAB’a ÇEKİŞİN VARDI MUHSİN BEY!
-Muhsin Yazıcıoğlu’nun aziz hatırasına
Bir can Yunus’caydın fani Dünya’da
GÜL gibi kokuşun vardı Muhsin Bey!
Maraş’ın dağında, karlı rüyada
Arz’a son bakışın vardı Muhsin Bey!
Ecel Dağ başına durdu Muhsin Bey!
Başın secdeciydi, dizin rükûda
Ondan medet verdi Zindan’da Hüda
Kaç LİDER razıdır böyle sükûda
Kaç GÜL’e nakışın vardı Muhsin Bey!
GÜL kopardı dağın ardı Muhsin Bey!
————————————————
GÜL’ün Kar Beyazı’ydı Muhsin Bey!
Müjdeyle ve kulağa okunan Ezan-ı Muhammedi’yle gelişin mutlak bir gidişi var..
Her can ölümü tadacak ve “İnna lillâhi Ve İnnâ İleyhi Raciûn” merhalesinde Hakk’ın huzuruna varacak..
..Ve hayatın virgüllerle devam eden faslı, Tecelli noktasını nerede tamamlayacak, bilinmiyor..
Ölümün bin bir çeşidi var.. Kolayı yok..
Öyle olsaydı hiç Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (SAV), en şiddetli bir ölüm hâli yaşar mıydı?
Tecelli de bir dizede hâl vermiyor. Nerede, ne zaman, nasıl, ne ile ve kiminle sona ereceği meçhul.. Ama galiba kendilerine 48 saatte zor ulaşılan bir ‘Lider Ölüm’ünü Türkiye ilk yaşıyor..
O lider de BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu oldu..
1954’te Sivas’ın Şarkışla’sına bağlı Elmalı Köyü’nden başlayan ve ömür çizgisi bir Müslüman Türk asaletiyle mütenasip devam eden Yazıcıoğlu, 55 yıllık hayatında siyasi ve sosyal her türlü cefayı çeken ender insanlardan birisi oldu.
Öğrencilik dönemlerinde Site Yurdunda, ömrünün 7.5 yılını idealleri uğruna Mamak Cezaevi’nde geçiren bir idealist öğrenci..
Hapishane hayatında, arkadaşlarını yalnız bırakmama adına beratını en son isteyen bir vefakâr delikanlı..
Mensubu olduğu dâvânın ekseninde döne dolaşa Milli Mutabakat’ını sağladı. Büyük Birliği’n başına geçerek: “Bugün elinizde bulunan şu Gül’ler yarın yürüyeceğiniz yollarda ayaklarınızın altında taş, çakıl ve diken olabilir. Biz böyle bir dâvâya talibiz!” diyen bir liderliğe soyundu.
Amma.. O dönemlerde bir açık havalı çile devrini de yaşamadı değil. Her şeye rağmen O’nun müsamaha ve hoşgörüsüyle hareket edecek olursak Yazıcıoğlu, siyasetinde daima ardından ziyade önüne baktı..
‘Beton çok soğuk üşüyorum.!’ deyişinin ardından, O’ kim bilir kaç kere daha üşümüştü.. Elinde Gül ile dolaştığı hâlde Gül’ücüklerinin ardında kim bilir kaç gizli bir hüzün âleminin yükünü taşımaktaydı..
Türk siyasi hayatının bilinen idolleri gibi, Eş Taşıma adabına aykırı bir hayatı benimsedi. Postal’ı hazmedemeyen bir tabiat içinde, haksızlığa ve hukuksuzluğa baş eğmeyi beceremedi. Politik pazarlıklarda bulunmayı ve siyasi ikbalinin materyallerlerini bu cihetce temin etmeyi hiç aklına getirmedi.
Mütevazi, ama asaletiyle müsemma bir siyasi hayatında hazine yardımı denilen Beytülmâl’den istifadesi olmadı.
Yani; ne partisi, ne de kendisi seçim çalışmalarını hızlandıracak ve zaman kazandıracak bir Helikopter’e sahiplenemedi..
..Ve sonunda binmeyi istemediği, ama ısrarların tecelli yolu çizdiği kiralık bir Helikopteri oldu.
Sonrası malûm.. Türk Milleti’nin ahde vefasını, siyasinin siyasiye bakış açısını, siyasi ikbal düşüncesinin derecesini, ansızın gelen ölüm ile yanan yakılan yüreklerdeki tevekkül sabrını ölçmeye vesile bir ölümü tattı.. Evet.. ben öylesine eminim ki, daha önceleri de dört kere kaza atlatan bu güzel insan, inşallah.. sessizliğin sesine düşmenin bir anlık öncesinde zahiri âlemden ahiri âleme Kelime-i Şehadet’le geçiş yaptı.
O’nun anlatılacak sayısız hasletleri var..
Birlikte geçirdiğimiz siyasi dönemlerin içinden baktığımda, bana siyasi bir liderden ziyade, Mevlânaca tefekkür, Yunusca hoşgörü ve Hacı Bektaşi Velice himmet veren Muhsin Bey.. ülkesindeki liderlerin seçim mitinglerini iptal ettirecek kadar gönül kazanmış bir parti lideri, bütün gönüllerin hüsran beslediği ve büyüttüğü bir cemiyet adamı olarak aramızdan ayrıldı.
Böyle bir tecelli ve böyle bir ölüm.. Kaç lidere nasib oldu ki.. Hepimizin başı sağolsun.. Allah (CC), O’nun ve O’nun ile birlikte ölümü tadanların mekânını Cennet eyler inşallah
Kime nasib böyle bir SEFERBER’lik
Tacettin’in Dergâhı’nda NEFER’lik
Dâvân asildi, gayen BÜYÜK BİRLİK
Üf.! deyip yakışın vardı Muhsin Bey!
Senin çok.. çok işin vardı Muhsin Bey!