İçinde siyasilerden bir veya birkaçının adı geçen bir yazı yazdığımızda, bazıları kendi siyasi mensubiyeti dolayısıyla, konuyu objektif bir gözle değerlendiremiyor… Meselâ, “Sen onu filanca partiye anlat!” gibi tepkiler verebiliyor. Biz burada herkese hitap ediyoruz…
Bir de son 30 yıl içinde kamuoyuna mal ettiğim konuları bana hatırlatanlar oluyor! Mesela uluslararası tahkim gibi, mesela AKP’nin kuruluşunda Tayyip Erdoğan‘a ABD’den gönderilen ve parti programına konulan 3.5 sayfalık memorandum gibi, mesela Exeter Üniversitesi’nde yetiştirilenler gibi, mesela ABD Dışişleri Bakanlığı’nın liderlik kurslarından geçen hükümet ve devlet başkanları gibi, mesela 1996 tarihinde Büyük Orta Doğu Projesi’ni ifşa etmem gibi…
Şurası kesin; ne yazarsanız yazın, mesajınız, okuyanın algısından geçecektir. Alıcıda objektiflik yoksa hiçbir yazınız doğru algılanmaz.
Gerçi ben okur niteliği yönünden çok şanslı bir gazeteciyim. Çünkü bu sütunun devamlı takipçilerinin önemli bir kısmı, bilim disiplini almış, alanında uzman kişilerdir ve paylaştıkları her mesaj benim için son derece değerlidir.
***
Bu giriş, son 15 gün içinde yazılarımı görüntüleyen ama partizan tepkiler verenler içindir…
Her neyse ben bu yazımda sizlerle Sakin Öner‘in kavramsallaştırdığı çok önemli bir uyarıyı ve mücadelesini verdiğim bir konuda başlatılan bir imza kampanyasını ve bildiriyi paylaşacağım…
Dr. Sakin Öner, Türk Milliyetçilerinin saygı ve sevgi beslediği değerli bir fikir adamıdır. Sakin Hoca, Türk Dili ve Edebiyatı alanında sayılı isimlerden biridir ve her zaman görüşlerine ihtiyaç duyulan, gerçek bir akil adamdır. Kitaplarından birinin adı “İleri Türk Milliyetçiliğinin İlkeleri”dir.
Sakin Hoca‘nın “Kimliksiz milliyetçilik inşasına karşı uyanık olalım!“ başlıklı uyarısı şöyle:
“Tek milletin adını söyleyemeyen ve millet kelimesi ile ümmeti kasteden Siyasal İslamcılar son yıllarda bir ‘kimliksiz milliyetçilik’ inşa etmeye çalışıyor. Bir millete dayanmayan milliyetçilik asılsızdır, etkisizdir ve içi boştur. Bizim milliyetçiliğimiz Türk milliyetçiliğidir ve beslendiği kaynaklar; Türkçe, Türk kültürü ve Türk Ülküsü’dür.
Atatürk, medeni bilgiler kitabında milleti ‘dili, kültürü ve mefkûresi bir olan insan topluluğu’ olarak tarif etmiştir.
İslam soslu milliyetçilik, Türk milliyetçiliğini sulandırmak içindir. İslâmiyet bizim en önemli kutsalımızdır ve gönlümüzde ve vicdanımızda yer eden, hayatımıza yön veren inanç sistemimizdir. Türklük, mensup olduğumuz millet; İslamiyet, tercih ettiğimiz inanç sistemidir. Bizler için önemli olan bu iki kavram birbirinin rakibi değil, birbirinin bütünleyicisidir. Bunları birbiriyle mukayese eden, birini diğerinin önüne geçirmeye çalışanlar iyi niyetli değildir. Bunlara karşı uyanık olmak, uzak durmak ve gerekirse karşı çıkmak gerekir.
Tanrı Türk’ü korusun ve yüceltsin!”