Gündem, TEKİRDAĞ18.03.2021 11:51 ~ 18.03.2021 11:54
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, HDP kapatma davasını eleştirdi: “İktidarda kalmak için her türlü numarayı çevirip, acaba nasıl iktidarda kalırımın yollarını arayanlar bu ülkenin demokrasisine katkıda bulunamazlar. Demokrasiyi savunuyorsak siyasi partilerin kapatılması ve sonlandırılması gibi bir süreci bırakmak zorundayız.”
HABER: EDDA SÖNMEZ
KAMERAMAN: ADEM KARABAYIR
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, HDP’ye kapatma davası açılmasını eleştirerek, “İktidarda kalmak için her türlü numarayı çevirip, acaba nasıl iktidarda kalırımın yollarını arayanlar bu ülkenin demokrasisine katkıda bulunamazlar. Demokrasiyi savunuyorsak siyasi partilerin kapatılması ve sonlandırılması gibi bir süreci bırakmak zorundayız” dedi.
CHP Tekirdağ İl Başkanlığı açılışına katılan Kılıçdaroğlu davul ve zurna eşliğinde coşkuyla karşılandı. Kılıçdaroğlu, konuşmasında Türkiye’de siyasetin inanç, kimlik, yaşam tarzı üzerinden yapıldığını belirterek, “Biz sosyal kimlikler üzerinden siyaset yapıyoruz. Hangi partili diye bakmadan, çiftçinin, emeklinin, apartman görevlisinin hakkını savunuyoruz” dedi. Kılıçdaroğlu, iktidarın 19 yılda 10 milyon işsizlik yarattığını ifade ederek, “Sadece bir avuç azınlık, saray ve beslemeleri onların bir şikâyeti yok, en az 5 yerden maaş alıyorlar. Esnaf, çiftçi, emekli perişan. Biz Türkiye’yi aydınlığa çıkarmak zorundayız” diye konuştu.
Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:
GÜN AYRIŞMA GÜNÜ DEĞİL: Çanakkale Zaferi’nin önemli noktası Mustafa Kemal Atatürk’ün tarih sahnesine çok güçlü bir şekilde çıkmış olmasıdır. 106 yıl önce mücadele ederek, kolunu, bacağını, gözünü veren şehit ve gazilerimizi şükranla anmak hepimizin temel görevidir. Bu konuda toplum olarak her yıl Çanakkale’yi anmamız, onlara duyduğumuz minnetin gelecek kuşaklara aktarmaktır. Mustafa Kemal, “Özgürlük ve bağımsızlık benim karakterimdir” der. Yine Atatürk, “Savaş meydanlarında kazanılan zaferler ekonomik zaferlerle taçlandırılmadıkça bağımsızlığınızı koruyamazsınız.” der. Gün ayrışma günü değildir, gün kavga günü değildir, gün ülkenin ekonomik bağımsızlığını yeniden sağlama günüdür. Bunu yapmalıyız. Siyasi görüşlerimiz farklı olabilir, inançlarımız farklı olabilir, yaşam tarzlarımız farklı olabilir ama ülkenin bağımsızlığından hepimiz sorumluyuz. Cumhuriyeti kuranlar demokrasiyi de inşa etmek istediler. İsmet İnönü çok partili hayata geçirdi bu ülkeyi. Seçimi kaybettiğinde rakibine ‘Gelin ülkeyi siz yöneteceksiniz’ dedi. Demokrasiye inananlar bunu yaparlar.
HDP’YE KAPATMA DAVASINA TEPKİ: İktidarda kalmak için her türlü numarayı çevirip, acaba nasıl iktidarda kalırımın yollarını arayanlar bu ülkenin demokrasisine katkıda bulunamazlar. Anayasa, ‘Siyasi partiler demokrasinin vazgeçilmez unsurlarıdır’ der. Siyasi, ekonomik, toplumsal görüşleri her siyasi parti kendisine göre yorumlar ve kamuoyuyla paylaşır. Halkın desteğini alan siyasi partiler yaşar, alamayanlar tarihin çöp sepetine atılırlar. Dolayısıyla biz demokrasiyi savunuyorsak siyasi partilerin kapatılması ve sonlandırılması gibi bir süreci bırakmak zorundayız. Bizim partimiz de kapatıldı.
DEMOKRASİYİ SAVUNMAK ÖZGÜRLÜĞÜ SAVUNMAKTIR: Bizim eskiden cumhuriyetin kurulduğu yıllarda tüm illerde ve ilçelerde binalarımız vardı. Mal varlıklarımıza el konuldu. Arşivlerimize, binalarımıza el konuldu. Ama biz demokrasi mücadelesinden vazgeçmedik. Demokrasiyi savunmak insan haklarını savunmak demektir. Demokrasiyi savunmak özgürlüğü savunmak demektir. Demokrasiyi savunmak insana saygı duymak demektir. Demokrasiyi savunmak milli iradeyi savunmak demektir. 106 yıl önce Çanakkale Savaşı’nı kazandık. Çanakkale’yi geçilmez kılanlar savaş meydanına bedenlerini koydular. O bedenlerin içindeki ruh Çanakkale’yi geçilmez yaptı. 1918’de Çanakkale’yi geçilmez yapanların iradesi yerle bir edildi. Bir kişi çıktı bir anlaşmayı imzaladı. O gemilerin tamamı Çanakkale’den bir kurşun atılmadan Dolmabahçe önünde demirledi. İşte biz bu yüzden tek adam rejimine karşıyız. Yüzbinlerin hayatını feda ettiği Çanakkale’yi geçilmez kılanların iradesi bir kişinin iradesi ile yerle bir edildi.
ENSAF, ÇİFTÇİ, EMEKLİ PERİŞAN: Bugün siyaset önemli bir sorunla karşı karşıya. İnanç, kimlik, yaşam tarzı üzerinden siyaset yanlıştır. Bunu yaparsanız toplumu kutuplaştırırsınız. Demokrasilerde bunlar olmaz. Toplum bölündü. Sorumlusu ülkeyi yönetenlerdir. Biz nasıl bir siyaset düşünüyoruz; biz sosyal kimlikler üzerinden siyaset yapıyoruz. Bütün emeklilerin hakkını savunuyoruz. Biz işsizlik sorununa çözüm bulunmalı derken kişinin inancına, yaşam tarzına, hangi partilidir bakıyor muyuz, hayır. CHP olarak diyoruz ki işsizlik sorununu çözeceğiz. Çiftçileri ayırıyor muyuz, hayır. Bu ülkede üreten bütün çiftçilerin hakkını savunuyoruz. Apartman görevliysen sorunun varsa biz o sorunu çözeceğiz diyoruz. Biz siyasi kimlikler üzerinden değil çözüm üzerinden siyaset yapıyoruz. Bu siyaset tarzını bize miras bırakan Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve onun arkadaşları. Kadın erkek eşitliğini savunuyoruz. Tarihin bize yüklediği bir sorumluluk var. Bugün Türkiye çok iyi yönetilmiyor, zor koşullar içinde, her kesimin sorunu var. Sadece bir avuç azınlık, saray ve beslemeleri onların bir şikâyeti yok, en az 5 yerden maaş alıyorlar. Esnaf, çiftçi, emekli perişan. 19 yıl ülkeyi yöneteceksin 10 milyonun üstünde işsizlik yaratacaksın. Biz Türkiye’yi aydınlığa çıkarmak zorundayız. Milli iradeyi bir kişiden alıp halka vereceğiz.
VERGİLERİMİZ HANGİ GEREKÇEYLE TEFECİLERE GİDİYOR: Her birimiz vergi ödüyoruz. Nereye gidiyor bu vergiler? Vergilerimiz neden hangi gerekçeyle bir avuç tefeciye gidiyor? Neden bir siyasi iktidar kendi ülkesinde kendi vatandaşından dolar üzerinden borçlanıyor? Kendi parasını basmak için yabancı bir bankaya mahkûm olan bir devlet olur mu? Biz CHP olarak her düşünceye sahip çıkarak, her kesimi kucaklayarak yolumuza devam etmek zorundayız. CHP, avukat bürolarında hazırlanan bir dilekçe ile kurulan bir parti değil savaş meydanlarında kurulan bir partidir.