Verilen soru önergelerinin yanıtsız kaldığını, bilgi verilmediğini dile getiren Kılıçdaroğlu, Erdoğan’ın katıldığı il kongresinde şehitler hakkındaki açıklamalarını ve ardından gülerek yaptığı konuşmaya tepki gösterdi. “Güle oynaya kongre yapıyorlar bir de şehit annesini telefonla bağlatıyorlar” diyen Kılıçdaroğlu, Erdoğan’ın anneye söylediği “Oğlunuz şehit oldu, siz bu şerefi yaşadınız” ifadesine “Lafa bak, o şeref en çok sana yakışıyor. Göndersene çocuklarını askere. Niye bedelli askerlik yaptırdın?” diyerek tepki gösterdi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında konuştu. Gara operasyonuna ve 13 vatandaşımızın terör örgütü PKK tarafından katledilmesine değinen Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı sert bir dille eleştirdi: “Müjde vereceğim” dedi, askerlerimiz şehit oldu. Sanki hiç bu olaylar olmamış gibi yaylaya kahvaltıya gidiyor. Şehit annesini propaganda malzemesi olarak kullanıyor.
Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde;
Genelkurmay başkanlarının bile yakalanarak içeri atıldığını gördük. Bir bardak vardı bütün haksızlıklar o bardağa düştü. Enis Berberoğlu damlası o bardağı taşıran damla oldu. Olmayan bir şey için yürüdük. Adalet Yürüyüşü. Biz anayasanın bize tanıdığı hak ile tarihin en uzun yürüyüşünü yaptık. Kim adalet istiyorsa bize gelecek. Biz onun adalet talebini yerine getirmek için mücadele edeceğiz.
Enis Berberoğlu; düşünün bir mahkeme beraat veriyor bir mahkemem ömür boyu hapis istiyor. Bir alt mahkeme düşünün “AYM’yi takmayacağım” diyor. “Ben gücümü saraydan alırım” diyor. Bugün o saray yerle bir oldu. Enis Berberoğlu şimdi parlamentonun onurlu bir üyesi olarak görevinin başındadır.
Bitmedi daha bizim alacaklarımız söyleyeceklerimiz var. AYM şöyle diyor. “AYM kararlarının yasama yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını bağlayıcılığı yönünde şöyle diyor; türlü bahaneler ve hukuk tanımaz, tutum davranışlarla hak ihlaline neden olacak şekilde anayasaya karşı gelecek kararlara hiçbir hukuk devletinde izin verilemez. Anayasaya uyulmadığı takdirde cezai idari ve hukuki sorumluluklar doğuracağı açıktır. Bu kurallara uymadılar. AYM iki defa karar almak zorunda kaldı. İlk anayasa kararını uygulamayan yargıcın o görevden alınması lazım.
HSK’ya soruyorum. Karar açık, bu kişi hala görevde mi? Hala görevdeyse siz kimin için çalışıyorsunuz, bunun cevabını vereceksiniz. Sırtını saraya dayayan sözde yargıçlar var mı var. Talimatla grev yapan bir hakim. Bu ülkede talimatla görev yapanlar elenip alınmadıkça bütün yargı töhmet altında kalıyor.
“İÇİMİZ YANIYOR”
Gara şehitlerimiz var. Uzman Çavuş Hüseyin Sarı, Polis Memuru Sedat Yabalak, Jandarma Astsubay Semih Özbek, Polis Memuru Vedat Kaya, Jandarma er Süleyman Sungur, Uzman erbaş Mevlit Kahveci, Topçu er Müslüm Altıntaş, Er Adil Kabaklı, Aydın Köse, sivil Muhammet Salih Kanca.
5,6 yıldır defalarca hatırlatılmasına karşın ne yapıldı? Ve şimdi bunların tamamı hayatını kaybetti. Şehitlerin ailelerinin evlerine kor ateşi düştü. Hepimiz yanıyoruz. İçimiz yanıyor. Öyle bir noktaya geldi ki şehitler üzerinden hesaplaşan bir Türkiye. Şehit şehittir arkadaşlar. Ayrı bir yeri vardır.
Gara şehitlerinin aileleri bana defalarca geldi. Arkadaşlarımızı görevlendirdik. Olaya iktidarın el atması gerektiğini söyledik, çaba harcayın dedik. Bu insanlar çocuklarına kavuşsun dedik. Çocukları terör örgütünün elinde olan ailelerle basın toplantıları yaptık. Soru önergeleri verildi. Her soru önergesi sıradan olayın özüne inmeyen şöyle; “terör örgütüne yönelik mücadele azimle devam etmektedir” Meclis’e böyle yanıt veriyorlar. Bunlar kurtuldu mu hayır.
Elimizden gelen her şeyi yaptık arkadaşlar. Bu kardeşlerimizin öldüğü haberi geldi. Önce şunu düşündüm nerede nasıl bu kardeşlerimiz şehit oldular. Bilgi edinmeye çalıştık. Parça parça önümüze geldi. Açıklamayı Malatya Valisi yapıyor neden? Bu ülkenin Cumhurbaşkanı, Milli Savunma Bakanı, İçişleri Bakanı var. Açıklamayı neden Vali yapıyor? Benzer bir olay İdlib’de oldu. Orada 33 şehit verdik korkudan kimse açıklama yapmadı. Hatay Valisi’ne yaptırdılar. Çünkü kabahatlerini biliyorlar.
Erdoğan Çarşamba günü bir müjde verecekti. Ona göre bu kardeşler kurtarılacaktı. Biz de böyle bir müjde bekledik. Biz de isterdik bu kardeşlerimizin kurtarılmasını, terör örgütüne güzel bir ders verilmesini. Devleti yöneten bir kişi “Çok önemli açıklama yapacağım” diye konuşamaz. Operasyonlar gizli yapılır. Rahmetli Ecevit terör örgütünün başındaki kişi alırken eşine bile haber vermemiştir. Düğün bayramla devlet yönetilmez. Bunlar bir köyü bile yönetemez.
“ŞEHİTLERİN CENAZESİ KALKMADAN KAVGA EDİYORLAR”
Şehitlerimiz geldi. Başsağlığı dileklerimiz var. AKP’ye ait troller harekete geçti. Kabahatlerini örtmek için. Mezardan korkan yanından gererken şarkı türkü söyler ya aynen öyle. Bu ülke için hayatlarını veriler onlar. Bu ayrılık, bu korku neden. Farklı bir iklimi Türkiye’ye getirmeye çalışıyorlar. Şehitler üzerinden de ayrıştırmaya çalışıyorlar. Daha defnedilmemiş, yaralar tazeyken bunu sarayın talimatı üzerine yapıyorlar. Ben üzülüyorum, içim acıyor. Şehit var daha cenaze kalkmamış kavga ediyorlar. Sen ben kavgası mı bu?
Kinle devlet yönetilmez, bilgi birikimle yönetilir. Beni niye eleştirdin; seni ezeceğim iftira atacağım. Bir de kendilerini başka pozisyonda tutuyorlar; “Biz Müslümanız diğerleri değil” Ben buradan söz veriyorum. Bu coğrafyada yaşıyorsanız asla ayrımcılık yapmayacağız. Türkiye bu acıları yaşıyor. Duydum da önce inanamadım. Erdoğan bu olaylar hiç olmamış gibi bir yaylaya kahvaltıya gidiyor. Rize Trabzon arasında her 15 metreye bir polis dikiyorlar. Cumhuriyet tarihinde görülmemiş. Sen kendi vatandaşına güvenmiyorsun. Şikayeti orada görev yapan polis yapıyor.