Son günlerde Dünya gündeminin ilk sıralarına Karadeniz’de savaş çıkar mı? çıkmaz mı? tartışması oturdu. Pandemi ile uğraşıladursun savaş başka bir şey. ABD’nin “gazıyla” horozlanmaya kalkan Ukrayna karşısına dikilen Rusya, “Burada benim borum öter” dercesine Batı’ya meydan okudu. Kısa sürede Ukrayna sınırına 80 bin asker, tank-tüfek,top- füze ne varsa yığdı. Bu da yetmedi . Kerç Boğazı’na 20 savaş gemisi gönderdi.
Herkes bir birine sormaya başladı; Ukrayna – Rusya arasında “askıda duran” bu kriz birden bire neden “askıdan indi” ? Bölgede sular ısınıyor.. Savaş davulları mı çalıyor ?
İşin aslı, emperyalizm ve sömürüye dayanıyor! Dünya savaşlarında gördük ! Rusya, İngiltere, Fransa, Almanya, ABD gibi ülkeler bölgeye hakim olmak hevesinden vazgeçmiyorlar. Aradan geçen zaman zarfında bu konu yeniden gündeme geldi. Ancak bu kez biraz da Rusya’nın yayılmacı politikasına karşı durmak için.. Trump yönetimi sürecinde Rusya; Ortadoğu’da, Libya’da Doğu Akdeniz’de ve Balkanlar’da ABD’nin pasif politikaları sonucu gücünü arttırdı. İktidara gelen Biden’in ilk işi ise Rusya’ya “rest çekmek” oldu. İlk icraatlarından biri olarak Yunanistan’ı adeta işgal etti. Omurgasız Yunanlılar, Türk korkusuyla ülkelerinde 20 ABD üssü kurulmasına göz yumdular. (Türk korkusu Yunanlılar ‘a vatanlarını bile sattırdı.)
Rusya’nın Karadeniz’deki askeri yığınağı ise hiç de küçümsenecek halde değil.. Gürcistan ve Kırım işgali göstermiştir ki; Rusya Karadeniz’de NATO (ABD) ‘ya “yol vermeyecektir “. Gürcistan ve Ukrayna’nın NATO’ya alınmasına sessin kalmayacağını da ortaya koymuştur.
O zaman, ne olacak? Olana bakalım; Rusya tüm gücüyle bölgede. Ukrayna Silahlı Kuvvetleri’nin Rus Ordusu ile kıyaslanması mümkün değil. ABD (NATO)’nin ise Karadeniz’de ciddi bir potansiyeli yok. Ancak, havada sürekli Karadeniz’de uçuşlar yapıyor. Balkanlar’da ciddi kara gücü bulunduruyor. Rusya’yı bir anlamda “rahatsız” ediyor. Bugün ise (10 Nisan 2021) İngiltere devreye girdi.
Belli ki, iki savaş gemisini Karadeniz’e göndermekten vazgeçen ABD, İngiltere’yi öne sürdü. Montrö Boğazlar Anlaşması gereği, İngilizler, “bir savaş gemilerinin Karadeniz’e geçeceğini ” Türkiye’ye bildirdi. Bu da Karadeniz’de suların yeniden ısınmasına yetti.. Kriz tırmanmayı sürdürüyor..
İyi de, Karadeniz’de tansiyonun artması ve krizin giderek arttırılması kimin işine yarıyor? İngiltere nere, Karadeniz nere. Şimdi nereden çıktı, bu İngilizler?.. Konunun uzmanları, İngiltere’nin Rusya’ya “bayrak göstermek” amacıyla, sembolik olarak Karadeniz’e çıktığı görüşündeler.
Halbuki sadece bayrak göstermek değil.. Yeniden filizlenen Rusya ile NATO arasındaki soğuk savaş günlerinin tekrar ortaya çıkması. Hatta hortlaması.. Bu nedenle, ABD’nin amacı NATO’yu yeniden toparlayarak Rusya’nın karşısında durmak. Dolayısı ile, Karadeniz Krizi belki de Rusya’yı krize sokmayı hedefleyen stratejik bir manevra. Rusya’nın Avrupa’ya yönelik gaz boru hatlarına, karşı faaliyetlerde bulunan ABD, Moskova’nın askeri manevralar ile ekonomik yönden zayıflamasını istiyor. Bu bağlamda Karadeniz’e gemi göndermek yerine ekonomik yaptırımlarda bulunmayı tercih etti. Ve bunu hemen uygulamaya koydu. Sınır dışı ettiği Rus diplomatlar ile de Putin’i yıpratmayı yeğledi.
Yani, ötürülmeye çalışılan savaş borularının arkasında ekonomik savaş var. Uzmanlar, olası sıcak bir çatışmanın sadece Ukrayna’nın sorunlu olduğu doğu bölgelerinde çıkacağını ileri sürmektedirler. Rusya’nın ABD veya İngiltere ile sıcak savaşa girmesi “Üçüncü Dünya Savaşı” demektir. Dediğim gibi, güdülen asıl amaç Rusya’nın yayılmacı politikasına karşı ekonomik bir krize çekilmesidir.
Bu kriz Batı ile Rusya’yı yeniden karşı karşıya getirmişe benzer… Almanya ile Fransa’nın soruna ne kadar telkinle yaklaştığını izliyoruz. Rusya ile ilişkilerini bozmak istemedikleri aşikar…
Peki, biz ne yapacağız ? Türkiye NATO’da olduğu için Rusya’ya “rest” çekemez. İlişkileri bozması mümkün değil. Bir çok konuda bağımız var. Ancak, uygun diplomatik dil doğrultusunda Kırım ve Ukrayna ile ilgili tavrını açıklamıştı. Öte yandan, NATO üyesiyiz… Belki de en önemlisi, Ukrayna ile yaptığımız uzun vadeli askeri anlaşmalar..
Neticede, Karadeniz de savaş çıkması kimsenin yararına değil. Böylesi bir çatışmanın yıkımları (sadece Rusya-Ukrayna arasında olsa dahi) çok büyük olacaktır.
Uzun bir süreç olacağa benziyor…