Operasyon bölgelerinde görevli askerin yanında bir de askerî sağlık timi bulunurdu.
Timdeki askerî tabip, sağlık astsubayı yaralanan Mehmetçiklere anında ilk müdahaleyi yaparlardı. Bu sayede yaralı Mehmetçiklerimizin yaşama şansı daha yüksek olurdu.
Askerî tabipler ve sağlık astsubayları çatışma alanında nasıl hareket edeceklerine dair bilgi ve donanıma sahiptiler. Asker hastaneleri ve de
sahra hastanelerinde de bu tabipler ve bu sağlık astsubayları görev yaparlardı.
***
15 Temmuz 2016 tarihi sonrası bütün asker hastaneleri kapatılıp Sağlık Bakanlığı’na devredildi. Ankara GATA(Gülhane Askerî Tıp Akademisi)’nın ismi Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesi, İstanbul’daki GATA Haydarpaşa Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin ismi “Sultan 2’nci Abdülhamid Han Eğitim ve Araştırma Hastanesi” olarak değiştirildi.
Asker hastanelerinde görev yapan tecrübeli harp cerrahları, askerî tabipler, sağlık astsubayları, askerî hemşireler sivilleştirilerek sivil hastanelere gönderildiler.
Asker hastanelerinde sadece askerler tedavi edilmiyordu. Sivillere de hizmet verilmekte idi.
***
Asker hastanelerini kapatmanın bugün yaratmış olduğu olumsuzluklar, ilgili makamlarca dile getirilmese de uzman askerî tabip sıkıntısının ciddi derecede hissedildiği haberlerini alıyoruz.
***
Türkiye, yıllardan beri terörle mücadele eden bir ülkedir.
Operasyon bölgesindeki askerlerin moral ve motivasyonunda da askerî tabiplerin olumlu etkisini, operasyonlarda görev yapmış subay ve astsubaylar gayet iyi bilirler.
Kendim de asker emeklisi olarak bu duruma bizzat yaşayarak tanık olanlardanım.
***
Ordusu olup da asker hastanesi olmayan bir ülkeyi şimdiye kadar hiç duymadım.
Savaşa girme ihtimalleri neredeyse sıfır olan İsveç, Norveç, Finlandiya vs. gibi ülkelerde de dahi asker hastaneleri var.
Dünyada ordusu olup da askerî tabip kadrosu ve asker hastanesi olmayan herhalde tek ülkeyiz.
Demek oluyor ki;
“Asker hastanelerinin olmaması gerektiği konusunda dünyada bizden daha iyi düşünen bir ülke yokmuş!”
***
Çanakkale Savaşı’nda askerî tabiplerin sahra hastanelerinde yaralılara yaptıkları başarılı harp cerrahi müdahalelerini, PKK ile mücadelede yaralanan askerlerin tedavilerinde asker hastanelerinin etkin rolünü komuta kademesi hiç mi bilmiyordu?
Hakikaten anlamakta güçlük çekiyorum.
***
Bünyesinde çok ileri düzeylerde laboratuvar çalışmalarının yapıldığı, harp cerrahisinde mükemmel olan askerî tabiplerin, çatışma bölgelerinde muhariplerin yaşadığını bizzat yaşayan psikiyatristlerin, akıllı beyin ameliyathanelerinin, dünyada sayılı yanık merkezinin bulunduğu GATA yok edildi.
Dolayısıyla askerî sağlık sisteminin bütün kültürü, yılların tecrübesi ve birikimi yok edilmiş oldu.
***
Asker hastanelerini kapatırken siyasi irade yetkilileri;
“Ha asker hekim, ha sivil hekim. İkisi de aynı.” dediler.
Aynı olduğunu operasyon bölgelerinde görev yaparak mı görmüşler?
Bu mantıkla hareket etmek akıllara ziyan bir durum. Sivil bir tabibi operasyonlara götürebilir misiniz?
O günlerdeki komuta kademesinde bulunanlar bu konunun önemini muhataplarına hiç mi anlatmadılar?
***
Peki o zaman ben de size şu örneği vereyim;
TSK’de istihkam sınıfı vardır.
Bu sınıf yol yapar, köprü yapar, geçit açar, bina inşa eder, siper inşa eder.
Ellerinde iş makineleri vardır.
Sivil, asker fark etmiyorsa istihkam sınıfını da kapatıp aynı işi belediyelere verelim o zaman.
***
Ayrıca ne demişlerdi;
“FETÖ’cüler asker hastanelerine sızmıştı, o yüzden kapattık.”
GATA, FETÖ tarafından ele geçirilirken zamanın iktidarından sonsuz siyasi destek almadı mı?
FETÖ, TSK’ya sızdı da Adalet Bakanlığı’na, Sağlık Bakanlığı’na, Diyanet’e sızmadı mı?
Emniyetin yüzde 80’ine hükmetmedi mi?
Yargının neredeyse yarısı, en az 35 bin polis, en az 10 bin imam FETÖ’cü çıkmadı mı?
Peki o zaman Diyaneti, Yargıyı, Emniyet teşkilatını neden kapatmadınız?
***
GATA’daki FETÖ’cü hainler temizlenemez miydi?
Evet temizleyebilir, FETÖ’ye bulaşmamış personelle devam edilebilirdi.
Ama düşünce başkaydı.
Önceden yapılmış planlarla ve akıl verici olan emekli bir tuğgeneral eliyle kurum alelacele sivilleştirildi.
***
Sivillerin tamamı asker hastanelerinin temizlik ve bakımlarını, disiplin ve mükemmelliklerini konuşurlar, asker hastanelerine gıpta ile bakarlardı.
Asker hastanelerini kapatmak orduyu, Mehmetlerimizi cezalandırmak olmuştur.
Sivil tabiplerle asker hastanelerinde yapılan işlerin yürümesi asla mümkün değildir.
***
Meslek yaşamlarının önemli bir bölümünü yurt dışı görevler ile büyük şehirlerde masa başı görevlerinde geçirmiş “bazı asker kişiler” (Meslek hayatları sadece Kıt’alarda ve operasyon bölgelerinde geçen askerler böyle kişilere salon komutanları/salon subayları derlerdi) ile kendileri ve/veya çocukları rapor alarak askerlik yapmamış, kısa dönem askerlik yapmış yahut bedeli askerlik yapmış olanların, çok uzun yıllar operasyon bölgelerinde çok zor şartlarda görev yapmış olan subay ve astsubaylar kadar asker hastanelerinin gerekliliği ve önemini bilmeleri mümkün değildir.
***
Hatırlayalım;
Kapatılmış GATA’nın başına, medeniyet ve kadın düşmanı, Medeni Kanun ile problemi olan, pantolon yerine entari giymeyi savunan, tarikatçı bir tabip, “başhekim yardımcısı” olarak getirilmişti.
Bu kişi kamuoyunun tepkisi nedeniyle görevden alınmıştı.
Ayrıca GATA’yı askerlerden teslim alan bayan görevlinin seçimi de asla tesadüf olamaz.
Bütün bunlar önceden FETÖ’cülere sağlanan imkanın şimdi de başka tarikatlara, mensuplarına sağlandığının kanıtıdır.
***
Evet, ülkenin en köklü ve en değerli sağlık kuruluşunu, askerin canını kurtaran bir meslek olan askerî hekimliği yok edip bütün dünyaya örnek bir hastane olan GATA’yı kapattılar.
Siyasi irade ve TSK, Mehmetçiklerimize arzu edilen sağlık hizmetinin verilebilmesi için bu yanlıştan en kısa zamanda dönmeli, asker hastaneleri eski durumuna getirilmelidir.
***
Kemal Kılıçdaroğlu; “Biz iktidara geldiğimizde ilk işlerimizden biri asker hastanelerini Millî Savunma Bakanlığı’na bağlamak olacaktır.” demiştir.
Ne de olsa aklın yolu birdir.
***
Bu yazımı yayınlamadan evvel hem İstanbul’daki hem de Ankara’daki GATA’yı gezerek bugünkü durumlarını gördüm.
Kapatılmadan evvelki GATA’nın bakım ve temizliği ile bugünkü GATA’yı kıyasladığımda arasında korkunç farklar olduğunu üzülerek müşahede ettim.
Sadece yazık diyorum.
***
Bir şeyi yıkmak kolaydır ama tekrar onarmak zordur.
Askerlerimiz yaralandığında ona destek olacak, hayatta kalmasını sağlayacak olan asker hastaneleri yeniden açılsa dahi eski mükemmeliyetine kavuşturulması hayli zaman alacaktır.
Bu durumu milletimizin vicdanına bırakıyorum.