İstanbul İstiklal Caddesi’nde üç gün önce meydana gelen kanlı saldırının yankıları halen sürüyor… Her kafadan bir ses çıkıyor. Bildik, bilmedik herkes terör uzmanı olmuş durumda. Politikacısından, ekonomistine kadar herkes, gerek sosyal medyada gerekse televizyonlarda racon kesiyorlar.
6 can kaybı verdiğimiz olay ve failleriyle ilgili bir dezenfarmasyon aldı başını gidiyor. Ben bu konuda yorum falan da yapmayacağım. Yazdıklarım üç gündür yapılar açıklamalar üzerine bir tespitten ibarettir.
Konuya balıklama atlayanlar arasında yurt dışında bulunan kaçak FETÖ’cüler bile var. Kendilerini terör uzmanı ilan eden beyinsiz bazı “maşalar” saldırı ile devleti ilişkilendiriyorlar. Bunlara “bizim mahallede” beyin yerine, omirlik soğanı ile idare edenler” denir.
Bir bakıyorsun, biri gazetede yazıyor; Terörist, kendini ele vermiş. Bu kadarı olmazmış. Bu nasıl eylemmiş. Zaten örgüt de kabul etmemiş.
Bir başkası internetten sallıyor, devlet bu eylemin istihbaratını almış da, İstiklal Caddesi’nde son günlerde istihbaratçı yoğunluğu varmış, ancak önleyememişler.
Bir “uzman kişi” sosyal medyadan, köşesinden sallıyor; Saldırıyla ilgili karanlık sorular varmış. Mesela bombayı veren neden yakalanmamış. Kadının olay yerinden kaçarken kameralara takılan görüntüler var. Yok bu görüntüyü kim çekmiş.
Hatta, soruşturma tamamlanmamış olmasına rağmen saldırının faalinin ABD olduğunu açıkça manşetten veren gazeteler dahi vardı.
Birileri zaten televizyonları işgal etmiş.. 30 kişi civarındalar. Ülkedeki vatandaşları bunlar “eğitiyor”. Her konuda ahkam keseler. Uzman olmadıkları alan yoktur. Ekonomi, savaş, siyaset, spor, magazin, dış politika fark etmez. Mutlaka söyleyecekleri bir şeyler vardır. Şaka gibi… Ama öyle. Bunları söylerken mutlaka bir yerlere de yaslanmayı ihmal etmezler. (Tabii bu arada gerçekten konuya hakim olan uzmanları tenzi ediyorum.)
Zanlının üzerindeki kıyafette New York yazısını yıllar önce Paris’de IŞİD saldırısı düzenleyen teröristle bağdaştıran dangalak yorumcularda vardı. Neymiş efendim, IŞİD’li teröristin üzerinde de New York yazıyormuş, bununla bir mesaj mı iletilmek istenmiş….
Hatta, Suriyeli bombacı Ahlam Albasir’in Afrikalı, Somali’li olduğunu dahi açıkladılar… Liyakatsız yorumcular “palavralarla” bir birleriyle yarışıyorlar…
Bu bağlamda diyeceğim şudur ki:
Saldırı ülkemizde gerçekleştirilen ilk eylem olmadığı gibi (Tanrı korusun ama) son da olmayabilir. Kim ne derse desin. Bu eylem bal gibi PKK/PYD tarafından yapılmıştır. Bu tarz saldırılar istihbarat örgütlerince yönlendirilebilir.
Eylemin failleri mutlaka yakalanacaktır. Kaçan olursa onlarda tespit edilecek, eninde sonunda hesap verecektir. Biz Türkler bunu böyle biliriz. Devlet bu konularla ilgili her şeyi kamuoyuyla paylaşmak zorunda değildir. Bazı hatalar da yapılmakladır. Mesela, kadın teröristin yakalanıp getirilmesi, hastaneye götürülüşünde görüntülerinin çekilmesi ve bunların medyada yayınlanması bence doğru değildir. Şahsın şubede çekilen bir fotoğrafı ile “yakalandığının” açıklanması yeterlidir. Operasyon tamamlanınca geniş bilgilendirme yapılır..
Varsın medya istediği haberi yapsın, “yok bakın saldırgan bu evde kalıyor da, Eve ilk giren gazeteci biz olduk. Bakın ne marka ne eşyası kullanıyormuş. Çorapları şu renk, çatal-kaşığı şöyle, perdesi böyle. Bakın, bakın işte dört ay bu atölyede çalışmış. Gördünüz mü? Atölye atölye “ gibi abuk sabuk haber yapsınlar..
İşi magazinleştiren “lavuklar” da var. Kadın polis zanlıyı götürürken bir görüntü var. “İşte aslan kadın polis böyle olur. Helal sana” gibilerden internet haberleri çıktı. Burada da TEM’in bir zaafı var. Hadi bu görüntüyü verdiniz. Kardeşim, TEM memurunun yüzünü neden kapatmıyorsunuz. Kadının yüzü gözüküyor. Gazetecilik yaptıklarını zanneden “zibidiler” memurenin yüzünü mozaiklemeye gerek duymamışlar.. Bu da yanlış bir uygulama, söyleyeyim..
Terörle mücadele partiler üstü, milli bir meseledir. Bu konuda siyaset yaparak pirim yapmaya yönelmek terbiyesizliktir…
Terörle yaşayan bir ülkedeyiz. Bunun nedeni elbette ülkemizi bölmek isteyen yabancı güçler.. Devleti yönetenler hangi görüşten olursa olsun terörle mücadelede taviz vermeden mücadele ediyorlar. Bundan kuşkumuz yok. Aman geçmiş deki hatalara kapılarak terörün yumuşak karnına aldanmasınlar. “Açılım, maçılım” gibi…