Kuzey İrlanda’da barışçıl bir gösteri sırasında İngiliz askerleri 10 dakika içerisinde 13 sivili öldürdü. Tarihe Kanlı Pazar Katliamı olarak geçen olay Kuzey İrlanda’da 50. yıl dönümünde anılıyor.
Kuzey İrlanda’da yaklaşık 30 yıl süren şiddet olayları 30 Ocak 1972’de kent ortasında sivil katliama dönüştü. Kuzey İrlanda’nın Protestan yöneticilerinin 1 yıllık gösteri yasağı Londonderry (Derry) şehrinde delindi.
İngiltere’yle birlik yanlısı Protestanların Londra’ya atfen Londonderry, ayrılıkçı Katoliklerin ise Derry dediği kentte konut ve istihdamda Katoliklere karşı ayrımcılığı protesto etmek için gösteri düzenlendi.
Protesto yasağına karşın gösteriye yaklaşık 15 bin kişi katıldı. Karnaval havasında başlayan yürüyüş göstericilerin kent merkezine gitmesini engellemek için kurulan barikat çevresinde kabusa döndü.
William Caddesi’ne dönen bir grup gösterici genç, askeri barikata taş atmaya başladı. Askerlere gözaltı emri verilmesinin ardından zırhlı araçlar kalabalığın içine daldı.
Ancak saat 16:10’da ilk silah sesi duyuldu. İngiliz askerleri 10 dakika içerisinde 6’sı 17 yaşında 13 sivili öldürdü, 15 kişiyi de yaraladı.
Olaya karışan askerler ateş altında kaldıklarını ve çivili bombalarla saldırıya uğradıkları yönünde ifade verdi.
Kıdemli İngiliz yargıç John Widgery tarafından o yıl yayınlanan resmi raporda bu ifadeler büyük ölçüde kabul edildi. Ancak bağımsız araştırmacılar bu ifadeleri doğrulamadı.
Olayda hiçbir İngiliz askeri yaralanmadı, katliamın olduğu yerde siviller tarafından kullanıldığı öne sürülen hiçbir kurşun veya bomba da bulunamadı.
İngiltere’de 12 yıl süren araştırmanın ardından 2010 yılında olaya ilişkin hazırlanan rapor yayımlandı. Raporda, ilk ateşin herhangi bir uyarı yapmayan İngiliz askerler tarafından açıldığı kaydedildi. Ayrıca askerlerin de yanlış ifade verdiği kayda geçti.
Yıllar süren araştırma sonrası yayınlanan raporun ardından zamanın Başbakanı David Cameron resmen özür diledi.
Dönemin Başbakanı David Cameron, parlamentoda yaptığı konuşmada, “Bu raporun sonuçları kesinlikle açık. Hiç şüphe yok, muğlak bir şey yok, belirsizlik yok. Kanlı Pazar günü yaşananlar, hem haksız hem de gerekçesizdi. Bu yanlıştı. Silahlı kuvvetlerimizin bazı mensupları yanlış hareket etti. Silahlı kuvvetlerimizin davranışlarından nihai olarak hükümet sorumludur ve bunun için hükümet ve esasen de ülkemiz adına çok üzgünüm.” dedi.
Rapora veya özür açıklamasına rağmen hiçbir askere veya yetkiliye ceza verilmedi. 18 asker hakkında savcılığa şikayette bulunulsa da hiçbiri yargılanmadı. Soruşturma öncesi yapılan ve askerlerin verdiği delillerden hiçbirinin daha sonraki bir aşamada onları suçlamak için kullanılamayacağını öngören anlaşma sayesinde yargı yolu kapandı.
“Birkaç dakika sonra ağabeyim yerde ölüydü”
Buna rağmen aileler, 50 yıldır o gün öldürülenler için mücadeleye devam ediyor. Onlardan biri de 17 yaşındayken katledilen John Duddy’di.
Kardeşi Jim Duddy, “O günü, dün gibi hatırlıyorum. Çünkü o yürüyüşte 14 yaşındaydım. Paraşütçü birliği Bogside (kentteki bir mahalle) sokaklarına girmeden dakikalar önce kardeşimle konuşmuştum. Ama ayrıldık ve birkaç dakika sonra ağabeyim yerde ölü olarak yatıyordu.” dedi.
Sadece Derry değil o dönem yaşanan başka cinayetlerin faillerinin de yargılanmadığını kaydeden Duddy, “Hukuk önünde hiçbir zaman eşit muamele görmedik.” diye konuştu.
İrlanda sorunu
İngiliz imparatorluğunun ilk sömürgesi İrlanda Adası’ndan İngiltere’nin elinde kalan kısmı teşkil eden Kuzey İrlanda, 1960’lı yıllardan 1998’e kadar Katolik ayrılıkçılar ile İngiltere’yle birlik yanlısı Protestanlar arasındaki çatışmalara ve terör olaylarına sahne oldu. 40 yıla yayılan ve “Sorunlar” diye anılan yıllarda terör olaylarında 3 bin 500 kişi hayatını kaybetti.
Ada ancak 1998’de imzalanan Hayırlı Cuma Anlaşması ile sükunete kavuşurken, Kuzey İrlanda’da çatışan tarafların ortaklığına dayalı bir bölgesel yönetim kurulması üzerinde anlaşıldı.
Belfast Anlaşması olarak da bilinen metinler, Kuzey İrlanda’da bugün yürürlükte olan bölgesel yönetimin temelini oluşturuyor.
Barış anlaşmasının üzerinden geçen 24 yıla karşın, bölge halkı arasında güven tam olarak tesis edilebilmiş değil.
Kaynak:Euronews