Milliyetçi Hareket Partisi Lideri Devlet Bahçeli, Gara Operasyonu sırasında asker, polis ve vatandaşlardan oluşan 13 şehit sonrası sert ifadeler kullandı. Bahçeli, “Kandil’e bir şafak vakti Türk’ün şanlı bayrağı dikilmeli, terör elebaşları mağaralara gömülmelidir. Mahmur’da terör kampları yıkılıp yakılmalıdır. Sincar’ın kısa süre içinde yerle bir edilmesi artık hayat memat konusudur” dedi.
Kaynak: Türkgün
Milliyetçi Hareket Partisi Lideri Devlet Bahçeli, MHP grup toplantısında gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu. Bahçeli, ”10 Şubat 2021 tarihinde Irak’ın kuzeyinde bulunan Gara Bölgesi’ne yapılan Pençe Kartal-2 Harekatı geçtiğimiz Cumartesi günü tamamlanmıştır. Teröristlere ait barınak, sığınak ve mühimmat deposu ile sözde karargah olarak kullanılan pek çok yer tahrip edilmiştir. Yapılan operasyonla çok sayıda terörist ihanetlerinin bedelini canlarıyla ödemiştir. Dileğimiz teröristlerin peşinin bırakılmaması, döktükleri kanların hesabının damla damla şerefsiz varlıklarından sorulmasıdır. Kandil’e bir şafak vakti Türk’ün şanlı bayrağı dikilmeli, terör elebaşları mağaralarına gömülmelidir. Mahmur’da kurulu bulunan terör kampları yakılıp yıkılmalıdır.” ifadelerini kullandı
MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin açıklamaları şu şekilde;
”Bu haftaki Meclis Grup Toplantımızın başında hepinizi en iyi dileklerimle selamlıyor, başarılarla dolu bir hafta geçirmenizi temenni ediyorum.
Yurdumun her köşesinde yaşayan aziz vatandaşlarımıza, Türk ve İslam coğrafyalarında birlik ve dirlik mücadelesiyle hayatlarını sürdüren kardeşlerimize sevgi ve şükranlarımı sunuyorum.
Türk milleti tarih boyunca bastığı topraklara silinmez şehadet çizgileri çekmiş; bu suretle aşılmaz ruh kalesi, yıkılmaz inanç cephesi tesis etmiştir.
“Ölürsem şehit, kalırsam gazi” diyen bir milletin mukavemetini kıracak, muradını kırpacak, muvaffakiyetini kısıtlayacak bir kuvvet dünya üzerinde henüz görülmemiş ve tezahür etmemiştir.
Etmesini beklemek ise boş bir gayret, boşuna bir emektir.
Bu vatan, inanmış vicdanların şükür duası, toplu çarpan yüreklerin maddi nimeti, manevi ihtişamadır.
Hz.Mevlana’nın semalarımızda uçuşan manevi muhafızlarımızı takdim ve tarif eden şu sözleri ziyadesiyle kayda değerdir.
Diyor ki: “Görünüşte şehit olmuş amma gayb âleminde diri; düşmanın gözünde tutsak, hâlbuki kendi âleminde padişahlar padişahı.”
Tarihi varlığımızı birilerinin lütfuna borçlu değiliz. Bağımsızlığımızı birilerinin sponsorluğuyla kazanmış değiliz. Bu coğrafyayı çekilişten kazanmadık, bonus diye almadık. Kan verdik, can verdik, bu topraklara vatan dedik. Baş verdik, ömür verdik, bu vatana Türk dedik. Her karışını şühedanın damla damla dökülen kanlarıyla bereketlendirdik.
Kör bir taassup ve köhne bir tahammülsüzlükle üzerimizde hesap yapanların ışık diye ateşe koştuklarını, eninde sonunda cayır cayır yandıklarını gördük. Ve de inşallah yine göreceğiz.
Neyiniz var diye soranlara, onlarda bulunmayan, hiç tanımadıkları şeref, onur, namus ve iman değerleriyle cevap verdik.
Hayatın ve hadiselerin akış güzergâhını Merhum Cemil Meriç’in ifadesiyle söylersek, dünü yarına bağlayan milli şuurla kavramak zorundayız.
Geçmişe baktığımızda, felaketlerin tuzağından bu sayede çıktığımız, musibetlerin tutsaklığından bu yolla sıyrıldığımız hemen fark edilecektir.
Şuur varsa akıl vardır, fikir vardır, çare vardır, azim vardır, atılgan ve çevik bir irade vardır.
Yeri geldi işgallerle, yeri geldi işbirlikçilerle, yeri geldi envai çeşit ihanetle mücadele ede ede milli birliğimizi ve milli bekamızı muhafaza ettik.
Dün yedi düvel sahillerimize üşüşmüş, vatan topraklarına kudurmuş gibi saldırmıştı.
Bugün de aynı müstevli ve mundar emeller bu kez maşaları vasıtasıyla, kiralık tetikçileriyle karşımızdadır.
Türk milleti tarihi düşmanlarının bitmek ve kesilmek bilmeyen tahrik ve tasallut kampanyasına maruzdur.
Bu tehdidi ciddiye almayan, bölücülük sorununu örtbas etmeye kalkışan, terörün konuşulmasına karşı çıkan, beka mücadelesini küçümseyen kim varsa en az eli silahlı bir terörist kadar adidir, alçaktır.
Özellikle ifade etmeliyim ki, hıyanetle haysiyet arasında, terörle huzur ayrımında ikinci bir seçenek, tarafsız bir alan veya ara bir durak yoktur.
Terörü hilesiz veya hilafsız kınayamayan, kurduğu cümlelere amaları, fakatları el yapımı patlayıcı gibi konuşlandıran, zevahiri kurtarabilmek amacıyla kanlı örgütün adını anmaktan bile imtina edenler sadece korkak değil, sadece kokuşmuş değil, aynı zamanda terörün irili ufaklı koçbaşlarıdır.
Kitabın ortasından konuşacak olursak, bu koçbaşları esas itibariyle Türk milletine ve Türkiye’ye ait olan her değere mesafeli, her emanete hazımsızdır.
Bunların hüviyetini biliyoruz, hesaplaşacağımız günleri de sayıyoruz.
“KANDİL’E BİR ŞAFAK VAKTİ ŞANLI BAYRAĞIMIZ DİKİLMELİDİR”
10 Şubat 2021 tarihinde Irak’ın kuzeyinde bulunan Gara Bölgesi’ne yapılan Pençe Kartal-2 Harekatı geçtiğimiz Cumartesi günü tamamlanmıştır.
PKK/KCK ve diğer terör örgüt mensuplarını etkisiz hale getirmek, sınır güvenliğimizi emniyete almak, teröristler tarafından kaçırılan vatandaşlarımız ile ilgili istihbarı bilgileri teyit etmekle birlikte gerekli müdahalede bulunmak maksadıyla Gara Harekatı planlanmıştır.
Yapılan açıklamalardan çıkan sonuç da budur.
Harekat süresince teröristlere ait barınak, sığınak ve mühimmat deposu ile sözde karargah olarak kullanılan pek çok yer tahrip edilmiştir.
Aynı şekilde çok sayıda terörist ihanetlerinin bedelini canlarıyla ödemiştir. Uluslararası hukuktan doğan meşru haklarımız sonuna kadar kullanılmıştır. Dileğimiz teröristlerin peşinin bırakılmaması, döktükleri kanların hesabının damla damla şerefsiz varlıklarından sorulmasıdır.
Kandil’e bir şafak vakti Türk’ün şanlı bayrağı dikilmeli, terör elebaşları mağaralarına gömülmelidir. Mahmur’da kurulu bulunan terör kampları yakılıp yıkılmalıdır.
Ayrıca PKK’nın Irak-Suriye arasında irtibat ve intikal sahalarından birisi olan Sincar’ın kısa süre içinde yerle bir edilmesi, özellikle örgütün nefes aldığı ve kontrolünde tuttuğu Peşhabur sınır kapısının da temizlenmesi artık hayat memat konusudur. PKK köşeye sıkışmış, kaçış ve kurtuluş şansı önemli oranda azalmıştır.
“GARA’DA AKAN KAN ALAYINIZI BOĞACAK”
Örgüt can çekiştikçe, sonu göründükçe, yurt içinde ve yurt dışında zora girdikçe hiçbir canlının yapamayacağı iğrençliklere tevessül etmeye başlamıştır. Gara Harekatı’nda bizleri derinden üzen şehadetler yaşanmıştır. Millet ve vatan bu kahraman şehitlerimize minnettardır.
11 Şubat 2021 tarihinde, teröristlerle girilen sıcak bir çatışma sırasında Yüzbaşı Ertuğ Güler, Yüzbaşı Burak Coşkun ve Astsubay Kıdemli Başçavuş Harun Turhan şehit düştüler. Aziz şehitlerimizin al bayrağa sarılı naaşları Ankara’da dualar eşliğinde vatan toprağına emanet edildi. Acımız ve kaybımız bu kahramanlarla sınırlı kalmadı.
Aldığımız bir başka kara haber milli yürekleri adeta kasıp kavurdu. Farklı tarihlerde PKK terör örgütü tarafından kaçırılan 13 vatandaşımız, 13 masum insanımız, 13 kahraman kardeşimiz bir mağara deliğinde baş bölgelerine yakın mesafeden ateş edilmek suretiyle şehit edildiler.
Erhan Pekçetin, Aydın Günel, Sedat Yabalak, Vedat Kaya, Semih Özbey, Hüseyin Sarı, Mevlüt Kahveci, Sedat Vardar, Ümit Gıcır, Adil Kavaklı, Müslüm Altuntaş, Sedat Sorgun, Süleyman Sungur düşman tarafından bir mağarada katledildiler.
Bu katliam yeryüzünde çok nadir görülen bir canavarlık örneğidir. Bir mıh gibi çakıldığı mili hafızadan asla çıkmayacaktır. Suçsuz günahsız, üstelik savunmasız insanlarımıza kurşun sıkmak terörizmin tahammülü ve tarifi olmayan ilkel yüzünü tekraren deşifre etmiştir.
Ey şereften ve namustan bihaber hainler, bu kadar mı alçaldınız? Bu kadar mı insanlıkla aranızı açtınız?
PKK/YPG’ye kol kanat geren sözde insan hakları savunucuları, özgürlük simsarları şimdi ne diyeceksiniz? Ne yazacaksınız? Neyi anlatacaksınız? Bu cinayetleri nasıl tevil edeceksiniz?
Gara’da akan kan alayınızı boğacak, biliyor musunuz?
O mağaradaki feryat figan sesleri alayınızı hüsrana uğratacak, farkında mısınız?
“PKK YA TESLİM OLMALI YA DA KAFALARI KOPARILMALI”
Bundan sonra terörle mücadele stratejisi bakımından Gara öncesiyle Gara sonrası inanıyorum ki aynı olmayacaktır.
Bu sefer ateş yalnızca düştüğü yeri yakmayacak, PKK’nın yanında yöresinde saf tutan kim varsa çembere alıp tepeden tırnağa tutuşturacaktır.
Türk milletinin izzet-i nefsiyle oynamaya cüret etmenin bedeli, masum evlatlarımızın hayatlarına kast etmenin ağır sonucu silahlı eşkıyaya, şehirlere tutunmuş yandaşlarına, elbet siyasi ortakçılarına felaket olarak yansıyacaktır.
PKK terör örgütü ya silahlarıyla birlikte ve son teröristine kadar güvenlik güçlerine teslim olup Türk adaleti önünde hesap verecektir, ya da azdan az çoktan çok gidecek, hainlerin kafaları kopartılacaktır.
O meşum mağarada aslında Türk milletinin tamamına ateş açılmıştır.
Kurşunlar hepimize isabet etmiştir.
Biz göreceğimizi gördük, çekeceğimiz çileyi çektik.
Acılara dayandık, sıramızı savdık.
Bundan böyle gerisini bölücüler, yardım ve yataklık yapan işbirlikçiler, eli ve vicdanı kanlı teröristler düşünmelidir.