Son yıllarda tüm dünyada artan öğütülmüş kahve tüketimi, sıcak suya bir kaşık kahve atıp karıştırmanın ötesine geçti. Tüketimin artması nedeniyle kahveyle ilgili birçok araştırma da yapılıyor.
Her kahve çekirdeği yetiştiği bölgeye has aroma, sertlik ve tatları taşır. Genellikle kahve tüketenler hangi çekirdeğin nasıl bir özelliği olduğundan haberdar değillerdir. Kahve çekirdekleri yetiştikleri coğrafyaya göre farklı mevsimlerde toplanır. Bahar aylarında Etiyopya ve kuzey yarımkürede kahve hasadı yapılır. Sonbaharda ise güney yarımkürede Kenya, Ruanda, Burundi’de kahve toplanmaya başlanır. Dünya üzerinde en fazla farklı kahve çeşidi yetişen ülke olan Etiyopya’da 200’den fazla çekirdek türü bulunur.
Habertürk, kahve hakkında dikkat çeken bilgilere yer verdi:
Kahve, doğada ağaçlarda önce çiçek olarak açar, ardından çiçekler dökülerek meyve haline gelir. Evet, kahve aslında bir meyvedir ve kiraza benzer. Tüm kahve çekirdekleri aynı anda olgunlaşmazlar ve bir ağaçta farklı olgunluk evrelerinde olan meyveler aynı anda bulunabilir.
Kahvenin nasıl ortaya çıktığı ile ilgili gerçek bilgilere sahip değiliz. Ancak genel olarak kahvenin anavatanının Etiyopya olduğuna inanılıyor. Çok popüler olan bir hikayeye göre Kaldi adındaki bir keçi çobanı, kendini yorgun hissettiğinde çevredeki ağaçlardan meyve toplarmış. Tek bir meyve türünün onu daha uyanık tuttuğunu fark etmiş ve meyveyi toplayarak köyüne götürmeye başlamış. İlkbaşlarda kahve,meyvesi çiğnenerek tüketiliyormuş.
Kahvenin çekirdeğin öğütülerek sıcak içecek haline getirilmesi ilk kez 15. Yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu’nun Kuzey Afrika şehirlerinde görüldü. Kahire’ye getirilen ve buradan ülkeye dağıtılan kahve, gezginlerin yanlarında gittikleri her yere götürmeleri sayesinde yaygınlaştı. Kahvenin bir sosyal içecek haline gelmesi ise İran bölgesinde başladı.
Kahvenin öğütülerek elde edildiği çekirdek, uygun iklim ve ortamda ekildiğinde ağacın tohumlarıdır. Şekil olarak fasulyeye benzese de bu çekirdekler daha çok kiraza yakındır. Kahve Etiyopya’dan Mısır’a ve oradan da Arap bölgesi üzerinden Anadolu’ya geçti. Bu çekirdeğin adı “qahwah” olarak biliniyordu. Anadolu’da ismi “kahve” haline geldi. Osmanlı’dan Avrupa’ya bu isimle geçti. En son 1582’de, Hollandaca “koffie”kelimesinden türeyerekİngilizce sözlüğe coffee şeklinde dahil oldu.
İnsanlık gerçekten de çok fazla kahve tüketiyor; yılda 10 milyon ton kahve üretiliyor ve Güney Yarımküreden dünyaya dağıtılıyor. Dünyada en fazla ticareti yapılan 3 emtiadan biri kahve.Petroldan sonra2. sırada geliyor.
Kahve, aslında Türk Kahvesi olarak bilinir ve tüm dünyaya da bu tarifle yayılmıştır. 1800’lerin sonunda, İtalya’da öğütülmüş kahveyi presleyerek kaynar suyu içinden geçiren bir tarif ortaya çıkar. Espresso kelimesi İtalyancada preslemek anlamına gelir. Kahvenin bu daha kolay tarifi, geniş coğrafyalara yayılmasında etkili olur.
Bütün gün kahve çekirdeği topladıktan sonra güzel bir akşam kahvesi ile keyif yapmak kulağa çok hoş gelse de hiç öyle bir durum söz konusu değil. Kahve hasadı yapan işçilerin hemen hiçbiri kahvenin tadını bilmez ve hayatlarında hiç kahve içmemişlerdir. Bunun en ilginç tarafı ise bu işçilerin hiç tadını bilmedikleri meyvenin kokusundan ve renginden olgunlaşıp olgunlaşmadığını anlayabilmeleridir.
Kahve, özellikle Britanya’da bir dönem yasaktı. Nedeni ise insanların kahvehanelerde bir araya gelerek özgürlük, demokrasi gibi kavramları tartışması, aydın fikirlerin ortaya çıktığı yerler haline gelmesiydi. Dönemin Britanya aristokrasisi, kahvenin, zihin açıcı özelliği nedeniyle insanları politikaya ittiğini düşündüler ve kahve içmek yasaklanmıştı.
Endonezya’da, misk kedilerinin kahve meyvesini yedikten sonra çekirdeklerini doğal yollardan çıkarması (dışkılaması) ile üretilen Kopi Luwak kahvesi, her ne kadar üretim şekli nedeniyle sevimsiz gelse de dünyanın en pahalı kahvesidir. Kilosu 500 eurodanfazladır. Bir diğer ilginç üretim tekniği ise Tayland’da fillerin kahve meyvesini sindirmesi ile üretiliyor ve Kopi Luwak’tan daha pahalıya alıcı bulabiliyor.
Kahve çekirdeği ile ünlü olan bir diğer ülke Honduras’ta dünyanın en büyük kahvesi hazırlandı. 18 bin litre kahve 3 metreden daha uzun özel bir bardakta servis edildi. Tek bir bardakta 120 binden fazla bardak bir araya gelmişti ve Guinness Rekorlar Kitabı’na girdi.
Kahvenin dünyada en fazla tüketildiği coğrafya İskandinavya’dır. Finlandiya’da ise kahve günün ayrılmaz bir parçasıdır ve kişi başına en fazla kahve tüketilen ülke rekorunu ellerinde bulunduruyorlar. Kahve, içindeki uyarıcılar sayesinde zihin açıklığı, dinçlik verir, uykunuzun açılmasına yardımcı olur. Çok sayıda antioksidan barındırır ve sudan sonra en sağlıklı içeceklerden biridir. Bu özellikleri sayesinde kahve sizi mutlu eder, stresten uzak durmanıza yardımcı olur ve belki ömrünüzü bile uzatabilir.