İstanbul’un Fethi’nin 568. yıl dönümünde, dünya tarihine yön veren Fatih Sultan Mehmet ve Osmanlı İmparatorluğu tüm dünyaya tarihi damgasını vurmuştur. Türkiye’nin ve dünyanın en güzel şehirleri arasında sayılan İstanbul, zorlu bir kuşatma ile fethedilmiştir.
Osmanlı İmparatorluğu’nun en önemli padişahlarından biri olan II. Mehmed, 6 Nisan–29 Mayıs 1453 tarihleri arasındaki kuşatmanın sonucunda Kostantiniyye’yi Bizans’ın elinden almıştır. Osmanlı’nın topraklarına katılan Kostantiniyye’nin adı İstanbul olarak değiştirilmiştir. Fetiften sonra İstanbul Osmanlı’nın başkenti olmuştur.
Bir çağı açıp bir çağı kapatan tüm dünyayı yerinden sarsan bu fetih sonucunda köklü medeniyetimiz insanlık tarihine damgasını vurmuştur.
İSTANBUL’UN İSMİ
Günümüzde yaygın adıyla bilinen İstanbul’un isim kökeni hakkında farklı bilgiler mevcuttur. Niğbolu Muharebesi’nde esir düştükten sonra Osmanlıların hizmetine giren Johannes Schiltberger, anılarında Bizans hakimiyetindeki İstanbul’a ve İstanbul halkının yaşamına yer vermiştir. Schiltberger’in anılarına göre 1453’ten önce Rumlar şehre “İstimboli”, Türkler ise “Stanpol” demekteydi. Galata, Rumlar ve Türkler arasında ortakça “Kalathan” diye adlandırılmaktaydı. İstanbul Boğazı ise Rumlar arasında “Hellespont”, Türkler arasında “Boghes” biçiminde bilinmekteydi. Osmanlı hakimiyetindeki İstanbul, “Kostantiniyye” (Konstantin’in Şehri), “Stanpolis” (Şehre Doğru), “Dersaadet” (Mutluluk Şehri), “Asitane” (Büyük Dergah), “Makarr-ı Saltanat” (Saltanatın Merkezi) ve “Dar-ül Hilafe” (Hilafet Merkezi) gibi farklı isimlerle anıldı. Genel olarak Osmanlı padişahları İstanbul için isim seçimi yapmadı, sadece III. Mustafa İslam Şehri anlamına gelen “İslambol”u kullanmaya gayret etti. Fetihten önce de Türkler tarafından yaygınca kullanılan ve “İstanbul” isminin kökeni olduğu tahmin edilen “Stanpol”, Rumca iki kelimenin birleşiminden oluşmaktadır. Türkiye Cumhuriyeti döneminde resmî isim olarak sadece “İstanbul” seçildi.İlgili Haberler