Yeniçağ Yazarı Aslan Bulut, İstanbul’ daki binlerce yıl öncesine ait Türk kalıntılarını yazdı.
Kızılderililerle İskitlerin kullandığı aletlerden yola çıkarak aradaki benzerliği ortaya çıkaran ve Göbeklitepe ile de bağlantı kuran araştırmacı N. Derya Varol bana sitem etmiş…Varol, Twitter’da önce “Milliyetçi hesaplar neredesiniz. ‘Anadolu’ya sonradan geldiniz’ diyenlere en elle tutulur cevap: İskit kurganlarının kökeni en eski kurgan steli (dikili taşları) İstanbul’da ve imha edilmeye, yok edilmeye çalışılıyor. Basın başını kaldırıp bakana kadar bunu duyurmalıyız.” diye bir mesaj atmış, sonra da “Sağ olun çok ilgilendiniz… İstanbul Göztepe sahilde bulunan İskit stellerinin de kökeni olan insanlığın en eski steli şu an yok.” demiş ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ni suçlamış.***Bilindiği gibi Atatürk’ün yönlendirmesiyle hazırlanan “Türk Tarihinin Ana Hatları” adlı kitap, 1931-1941 yılları arasında liselerde ders kitabı olarak okutulmuş, sonra müfredattan kaldırılmıştı. Atatürk, Batılıların, “Siz Anadolu’ya sonradan geldiniz” tezini çürütmek için en eski Türk tarihinin araştırılmasına büyük önem vermiş, Sümerler, Etiler gibi Anadolu ve Mezopotamya’daki medeniyetler ile Türklük arasındaki bağlantıların ortaya çıkarılmasını istemişti. Öyle ki Atatürk, Hatay için “40 asırlık Türk yurdu düşman elinde esir kalamaz” demişti. Atatürk bunu söylerken, bugün bile birçok tarihçinin hiç okumadığı Reşideddin tarihine dayanıyordu ve o kitaplarda Oğuz Kağan diye bilinen destan kahramanının Türk ordusunun başında Anadolu, Suriye ve Irak seferlerine çıktığına, bugünkü Antakya’yı 18 yıl başkent olarak kullandığına, yazları Karabağ’da geçirdiğine ve sonra Karakurum’a döndüğüne dair bilgilerden haberdardı.Atatürk, Sümerce ile bugünkü Türkçe arsındaki büyük benzerliğin de ortaya çıkarılmasını istemiş, Tengri, Kenger gibi çok sayıda kelimenin bugün bile kullanıldığı anlaşılmıştı.Atatürk’ten sonra Anadolu’da kazı yapan Batılı arkeologların hepsi bilimsel namusla hareket etmemiş ve tarihî yazıtları kopyalarken kullandıkları kimyasal maddeyle bu yazıtların tahrip olmasına sebep olmuştur. Likya yazıtları böyledir. Eskişehir’deki Yazılıkaya böyledir… Bu konuda halkımızda da bilinç yok, ne yazık ki…Bu itibarla, tarihî buluntuların çok büyük bir titizlikle korunması gerekir. İstanbul’daki İskit stelleri yani dikili taşların da korunması gerekirdi. Sadece belediyelerin değil valiliklerin, kaymakamlıkların da bu konuda dikkatli olması gerekmez mi? İstanbul’daki bunca üniversite, İstanbul’da İskit kurganları bulunduğuna dair bir iddiayla neden ilgilenmez? Arkeoloji müzeleri ne iş yapar? Bu işle görevli olanlar dururken bizim her araştırmaya müdahil olmamız mümkün değildir.***
Bakınız; Türkmenistan, Akhal Teke cinsi atların ardından Alabay cinsi köpekler için de nisan ayının son pazar gününün ulusal bayram olarak kutlanılmasını kararlaştırdı ve 25 Nisan’da uygulama başlatıldı.Bir tarihte, Aşkabat yakınlarındaki bir köyde Saparmurat adlı Türkmen çocuğu ile sohbet etmiştim. Köpeğini seviyordu. Köpeğin, bizim köpeklere çok benzediğini söylemiştim. O da, “E, buradan götürdünüz” demişti… Kim bilir belki de yine bir Türkmen tarihçinin belirttiği gibi, Türkler, Orta Asya’ya Anadolu’dan ve Mezopotamya’dan gitmiştir. Heredot tarihinde bugün Kangal köpeği diye bildiğimiz köpekten bahsedilir. Hem de Sıvas dolayları tarif edilerek anlatılır. Türkmenistan’daki Alabay cinsi köpekle Kangal köpeği birbirine çok benzer… Yani bir köpek cinsi üzerinden bile büyük göçler araştırılabilir.***Şimdi, Türk Milleti, ABD tarafından Ermeni soykırımı ile suçlanıyor. Kimi gazeteciler, Biden’ın bu kararı Erdoğan’ı düşürmek için aldığını söylüyor. Bana sorarsanız, ABD, Türkiye’deki mevcut iktidardan memnundur. ABD ne istedi de yapmadılar?Kısacası tarihimize ve arkeolojik değerlerimize sahip çıkmalıyız ki bugün doğru kararlar alabilelim!