Gündem, İSTANBUL20.02.2021 14:52 ~ 20.02.2021 15:07
CHP İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin, Ankara’nın İstanbul’daki yerel yönetimi şehrin planlamasıyla ilgili tüm sürecin dışında tutup, kenttin son yeşil alanlarına bile müdahale ettiğini öne sürdü. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın imar planı tadilatında izlediği politikaları eleştiren Tekin, “İstanbul’un geleceği, yerel yönetimler tarafından değil merkezin baskısıyla şekilleniyor” dedi.
CHP İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin, Ankara’nın İstanbul’daki yerel yönetimi şehrin planlamasıyla ilgili tüm sürecin dışında tutup, kenttin son yeşil alanlarına bile müdahale ettiğini öne sürdü. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın imar planı tadilatında izlediği politikaları eleştiren Tekin, “İstanbul’un geleceği, yerel yönetimler tarafından değil merkezin baskısıyla şekilleniyor” dedi.
Yazılı bir açıklama yapan Tekin, “Yıllardır dikey mimariyle İstanbul’un merkezini betona boğanlar, İstanbul’a ihanet ettik diyenler bugün merkezde rant alanları bitince yeşil alanları imara açmaya devam ediyor. İstanbul’a her fırsatta ihanet eden bu anlayışı salgın sürecinde de dur durak bilmiyor” ifadelerini kullandı.
Kemerburgaz’da yapılan imar plan değişikliğine değinen Tekin, “Anlaşılan Ankara şimdi de kafayı Kemerburgaz’a takmış. Mevcut alan tamamen yeşil örtüyle kaplı. Böylesi bir yeşil alana, orman alanının ortasına, ticaret alanları, konut alanları yapmak, bölgenin doğasına ve bitki örtüsüne ciddi zarar verir. Bakanlık ormanlarımızı kamu adına korumakla yükümlüdür. Bu görevini yerine getirmek bir yana ormanlarımızı beton lobilerinin cirit attığı alanlara çevirmek, yasalarımıza aykırıdır ve suç teşkil etmektedir” sözleriyle tepki gösterdi.
Kemerburgaz’da ki imar planlarının iptali için dava açacaklarını söyleyen Tekin, şunları kaydetti:
“Kemerburgaz’da yapılacak bu düzenlemeyle bölgeye yeni nüfus ve yapı yoğunluğu getiriliyor. Bu Plan tadilatı ile İstanbul’un Anayasası olarak kabul edilen 2009 yılı Çevre Düzeni Planı yasalara aykırı bir şekilde rant ve ticaret uğruna değiştirilmek isteniyor. İstanbul’un kendi nüfusunu beslemesi mümkün değilken, mevcut tarım alanlarının ve onu besleyen orman ve su varlığının yok edilmesi İstanbul için son şansını da kaybetmesi demektir.
Plan yapılırken kamu yararı esas alınır. Bir kentin planı o kentin Anayasası sayılır. Eğer buna uyulmazsa kent planları bilimsel özelliklerini yitirir. Ve böylece çarpık kentleşme ile birlikte yeşil alanlarını yok eden ranta yönelik planların önü alınamaz. Çok acıdır ki bu anlayışın öncülüğünü çevreyi ve kenti koruma görevi üstlenmiş kurum yapıyor.”