Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nın hazırladığı iddianameye göre, IŞİD ‘Mekteb-i Furkan’ ismiyle aralarında Türkiye’nin de olduğu dokuz ülkede yeniden yapılanma süreci başlattı.
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nın IŞİD’in yapılanmasıyla hazırladığı iddianame, örgütün ‘Mekteb-i Furkan’ ismiyle aralarında Türkiye, Rusya ve Azerbaycan’ın da olduğu dokuz ülkede yeniden yapılanma sürecine girdiğini, silahlı eğitimin Gürcistan’da verildiğini ve IŞİD’lilerin Türkiye’den Batı Afrika’ya gittiğini ortaya koydu.
Artı Gerçek’ten Hale Gönültaş’ın haberine göre, Suriye’deki son topraklarını 2019’da kaybeden ve ardından çölde saklanan IŞİD, Türkiye’nin yanı sıra Gürcistan, Azerbaycan, Rusya, Ukrayna, Çeçenistan, Mali, Uganda ve Sudan’da taban kazanmak için faaliyet yürütüyor.
‘İDLİB’DE SAKLANAN VARIŞ, İDLİB’DEN TÜRKİYE’YE GETİRİLDİ’
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nın hazırladığı iddianameye göre, IŞİD, yeniden yapılanma faaliyetleri başlattığı dokuz ülkede örgüte yeni eleman kazandırmak için propaganda çalışmaları, finansman sağlama, yeni militanlara silahlı ve askeri eğitim çalışmaları yapıyor. Özellikle Türkiye, Azerbaycan ve Gürcistan’dan örgüte kazandırılan militanların ‘silahlı ve askeri eğitimleri’ ise Gürcistan’da veriliyor. İddianame, bu bilginin kaynağı olarak istihbarat birimlerinin verdiği bilgilere işaret etti.
İddianamede ayrıca başta Ankara, Diyarbakır, Batman, Gaziantep ve Van’da emniyet ve istihbarat birimlerinin ortaklaşa gerçekleştirdiği operasyonlar sonrası yakalanan yerli ve yabancı militanların ifadelerine de yer verildi. İddianameye göre, Türkiye’deki örgütlenmeden sorumlu kişi İdlib’de saklanan Şahap Varış’tı. Şahap Varış, 10 Mayıs tarihinde Türkiye güvenlik güçlerinin İdlib’de düzenlediği operasyonla Türkiye’ye getirildi.
‘ÜÇ ÜLKE TAKİP FAALİYETLERİNİ BİRLİKTE YÜRÜTÜYOR’
Merkezi Yalova’da yer alan ve Gürcistan’da temsilciliği bulunan ‘Ahlak ve Sünnet Dergisi’ çevresinde toplanan grubun da ‘IŞİD’in yeniden yapılanma süreci ile doğrudan bağlantısı bulunamasa bile taban kazanmak ve silahlı eğitim için dirsek temasında bulundukları’ ve ‘Gürcistan’daki temsilcilikleri aracılığıyla örgüt faaliyetlerine destek verdikleri’ de iddianamede yer alan bilgiler arasında. İddianamede yer alan bilgilere göre, Türkiye, Azerbaycan ve Gürcistan güvenlik güçleri IŞİD’in yeniden yapılanmasına ilişkin faaliyetlerin takibini birlikte sürdürüyor ve örgüte yönelik sık sık operasyonlar düzenleniyor.
‘TÜRKİYE SORUMLULULARI ORTAK KARAR ALDI, MİLİTANLARA UYARI YAPILDI’
IŞİD’lilerin operasyonlar sonrasında yöntem değiştirdiğini aktaran habere göre, IŞİD’in Türkiye sorumlularının aldığı ortak karar doğrultusunda, militanlara, ‘taban bulmak için camii, mescit ve kitapevi gibi artık deşifre olan mekanlarda bir araya gelinmemesi, topluca hareket edilmemesi, IŞİD’den dönenlerin ve sempatizanların cuma namazı için gittikleri mescitlere toplu olarak gidilmemesi’ ve ‘cihat ideolojisinin ve taban bulma faaliyetlerinin herkese açık sosyal medya uygulamaları üzerinden yürütülmesi’ uyarısı yapıldı.
Paylaşılan bilgilere göre, IŞİD, yeniden yapılanma sürecinde kullandıkları sosyal medya uygulamalarına dahil olmak ve gruplarda yer almak isteyenlere bir ya da iki referans zorunluluğu getirdi. Buna göre, talepte bulunanlar ancak referanslar kabul edildiği takdirde siteye veya sosyal medya kanalına üyelik alabiliyor, ‘sohbetlere’ dahil olabiliyor. Bu gruplarda güven sağlandıktan sonra “piknik” gibi etkinliklere de katılmalarına izin veriliyor.
‘TÜRKİYE’DEN UGANDA’YA ALINAN VİZE SAYISI 6 AYDA 2 BİNE YAKLAŞTI’
Artı Gerçek’in edindiği bilgilere göre, IŞİD saflarından dönen Türkiyeli cihatçılar, örgütle ile organik bağı bulunan derneklerin ‘yardım personeli’ olarak Uganda, Mali ve Sudan’a gidiyor. Cihatçıların bu ülkelere gidiş gerekçesi olarak ‘su kuyusu açma, yetimhane kurma, sözde yetim çocuklara ekonomik destek vermek’ gösteriliyor. Buna göre, Uganda’nın Ankara Büyükelçiliği’nden bir diplomat, Türkiye’den Uganda’ya son altı ay içinde vize alarak giden Türk vatandaşlarının sayısının 2 bine yaklaştığını aktardı.
Aynı diplomat, ülkelerine yardım götürmek, yetimhane açmak gibi gerekçelerle başvuran gruplara üç yıla kadar vize verebildiğini belirtti. Diplomat, Uganda’ya ‘insani yardım adı altında vize alarak giden Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının vize süreleri dolduğunda Türkiye’ye dönüp dönmediklerini bilmediğini de ifade etti.
‘YARDIM DERNEĞİ ADI ALTINDA GİDENLER ÇALIŞMA İZNİ ALIYOR’
Uganda İçişleri Bakanlığı’na bağlı, Göç İşleri ile ilgili kurumun bir yetkilisi ise ülkeye ‘çoklu vize’ alarak gelen kişilerin ülkeye birden fazla kez girip çıktığını belirtirken, yardım görevlisi olarak gelen birçok kişinin ise daha sonra ‘çalışma izni’ için başvuruda bulunduğunu anlattı.
Yetkili, Türkiye’den ‘insani yardım dernekleri’ adı altında ülkeye giden ve ‘çalışma izni’ alarak ülkede kalan vatandaş sayısına ilişkin ise bilgi veremeyeceğini ifade etti; bu sorunun yanıtı için Uganda İçişleri Bakanlığı ve güvenlik güçlerini işaret etti. Yetkili, “Sorularınızı Uganda İç İşleri Bakanlığı ve Göçmenler, turistler ve oturum izinleri ile ilgilenen güvenlik birimine yöneltmeniz gerekir” ifadelerini kullandı.
ANKARA’DA DEVLET HASTANESİNDE TEDAVİ GÖREN IŞİD’Lİ
Artı Gerçek’in haberinde, yaklaşık üç yıl önce Suriye’den kaçak yollarla Türkiye’ye döndüğünü anlatan bir IŞİD’linin ifadelerine de yer verildi. Bu IŞİD’li, 2013’te örgüte katıldığında askeri eğitimi devam ederken ön cepheye giderek, Rus ve Çeçenlerden oluşan birliklerin yanında yer almayı tercih ettiğini söyledi. Bu kişinin şu anda Türkiye’de bulunmasının nedeni ise tedavi olmak. Ağır yaralanma ve uzuv kaybının ardından uzunca bir süre Rakka’da tedavi görmüş, bölgede ileri tıbbi imkanlar olmadığı için yaraları kapanınca bir süre dini eğitim vermiş. Bu süreçte bağımlılık yapıcı maddelere alışmış.
IŞİD’linin aktardığına göre, bu süreçte WhatsApp üzerinden ailesi ile sürekli iletişim halindeydi. Küçük amcası, bölgede faaliyet gösteren insani yardım örgütlerinin desteği ile Suriye sınırını geçip yeğenini bulunduğu yere gitmiş; İdlib’de çeşitli grupların tardımı ile IŞİD’li yeğenini Suriye sınırından kaçak yollarla Türkiye’ye getirmiş. Antep’te IŞİD’linin babası ile buluşmuşlar; özel araçları ile karayolundan Ankara’ya gelmişler.
IŞİD’li, hakkında arama kararı ya da örgüt üyeliğinden açılmış bir dava olmadığı için hayatına kaldığı yerden devam etmiş. Fakat madde bağımlılığı iyice artıp yakınlarına fiziksel şiddet uygulayınca, ailesi bir sağlık kuruluşunda yardım almasını sağlamış.
Şu anda bir devlet hastanesinde kaybettiği uzvun takılması için tedavi süreci devam eden IŞİD’li bağımlılık yapan ilaç ve maddeleri kullanmaya devam ediyor. Tedavisi tamamlandıktan sonra yeniden Suriye’ye gitmek konusunda kararlı olduğunu söyleyen bu kişi, bunun nedenini ‘ölümünün cihatta, cihat topraklarında olmasını istemesi” ile açıkladı.
‘CİHATÇI SELEFİLERİN DESTEĞİYLE TÜRKİYE’DE YAŞAMAYI SÜRDÜRÜYORLAR’
Hale Gönültaş’ın aktardığına göre, Musul ve Rakka IŞİD’den temizlendikten sonra bazı IŞİD’liler Suriye sınırından kaçak yollarla Türkiye’ye geçtiler. Kaçak geçişlerde insan kaçakçılarına ödenen ücret kişi başına 7 bin ila 10 bin ABD dolarıydı. Buna göre, bu kişiler, Türkiye’de selefi cihatçı yapılanmaların da desteği ile yaşamaya devam ediyor.
Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) IŞİD’i 2019’da Bağuz’dan çıkarmasıyla birlikte örgüt Suriye’deki son toprak parçasını kaybetmişti. Ülkenin kuzey ve kuzeydoğusunda ‘vur-kaç’ saldırılarını sürdüren IŞİD militanlarının aralarında Rakka ve İdlib’in de olduğu bölgelerde saklandığı ve bu kişilerin bu saldırılarda etkili olduğu, IŞİD’in bir süre önce Şam Vilayeti’ne bağlı olarak taban kazanmak, cihatçı ideolojisini yaymak, kazanılacak tabana silahlı ve askeri eğitim vermek, finans sağlamak için yeni bir yapılanmaya gittiği ifade ediliyor.