Daha fazla kadının üst düzey karar alma pozisyonlarında olmalarını sağlamanın yollarından biri de geleneksel olarak erkek egemen sektörlerde kadınların katılımını artırmak.
Cam tavanı kırmak……………..
Stemettes, Avrupa’da genç kadınları bilim, teknoloji, mühendislik ve matematik alanlarında kariyer yapmaya teşvik eden bir sosyal girişim olarak öne çıkıyor.
Girişimin kurucusu ve CEO’su Dr. Anne-Marie Imafidon bir yazar ve iş lideri. Aynı zamanda matematikçi olan girişimci, 2020’de İngiltere’nin teknoloji alanında en etkili kadını seçildi.
Dr. Anne-Marie Imafidon, euronews’ten Guy Shone’un sunduğu Exchange programına katıldı.
euronews’in “Bilim ve teknoloji alanında kariyer yapmak isteyen kadınların karşılaştığı zorluklarla ilgili daha fazla bilgi verir misiniz? Ve olumlu yönde değişimin gerçekten gerçekleşebileceğinden ne kadar umutlusunuz?” yönündeki sorusuna şöyle yanıt verdi:
“Yapmamız gereken birkaç şey var. Bunu değiştirmek için elimizdeki en büyük kaldıracın sosyal normlar olduğunu düşünüyorum. Bence şimdiki eşit ücrete ve 1960’lardaki duruma baktığımızda, en azından Birleşik Krallık’ta bunu sağlamak için yapılan eylemler. Ve elbette STEM (bilim, teknoloji, mühendislik ve matematik) bildiğiniz alanlardan biri. İnsanlara STEM organizasyonlarında farklı birçok STEM pozisyonlarında çalışmaları için gerçekten iyi ödemeler yapılıyor. Kadınların STEM içinde yeterince temsil edilmemesi aslında şu anlama geliyor: daha iyi temsil edilmiş olsaydık, aslında o ücret paritesine çok daha yakın olurduk. Ve bence bu, tüm toplumu bir yaklaşım değişikliği ya da bütün bir değişikliğe götürecektir. Tüm sosyal normlar değişti ve gelişti ve yaptığımız şeyin yapma şeklimize yansıtılması gerekiyor.”
Bazı sektörlerde 1960’lardan bu yana yaşanan büyük toplumsal değişimler, yönetim kurullarına aynı derecede yansımadı. Üst yönetimlerde kadın temsiliyeti istenen seviyeye gelmedi.
Kadınları güvende tutan teknoloji!!!!!!!!!!!!
Bu arada teknolojideki gelişmeler, ister trollük, ister kişisel bilgilerinin ifşası isterse güvenlik kameraları veya konumlarının izlenmesi olsun, dünya çapında kadınlar açısından tehlikeleri artırdı.
Birleşik Krallık’ta kadınların sokakta kendilerini güvende hissetmelerine yardımcı olacak fikirlere yönelik talepte büyük bir artış var ve bu, kadınları başkalarını da korumak için yenilikçi teknoloji merkezli çözümler bulmaya itiyor.
euronews, kadınların mücadele etmek için teknolojiyi nasıl kullandığını yine kadın girişimcilerle konuştu.
‘WalkSafe’ isimli uygulamanın kurucusu Emma Kay, fikrin nereden geldiğini euronews muhabiri Emily Wither’e anlattı.
Emma Kay, “Daha önce, gençken ve dışarıdayken cinsel tacize uğradım. Bu yüzden bizim uygulamamız gibi bir aplikasyona duyulan ihtiyacı gördüm.” diyor.
Kay, İngiltere’de hızla yayılan güvenlik uygulaması WalkSafe’in kurucusu.
Eski güzellik uzmanına göre, uygulama yakında tüm Avrupa ve ABD’de de kullanılabilecek.
Kay, “Polisin gerçek suç verilerini kullanıyoruz ve bunu yapan tek uygulama biziz.” diye uygulamanın işleyişini anlattı.
WalkSafe, girişim sermayesi yatırımının ilk turunda 100 bin dolar topladı. Uygulamayı ücretsiz ve herkes için kullanılabilir durumda tutabilmek için de ikinci finansman turuna çıktı.
Emma’nın uygulaması, insanları tehlikeli durumlardan kaçınmak için önlem almaya teşvik ediyor.
Bu arada Uta de Veer de insanların kendilerini tehlikede hissetmeleri halinde hızlı tepki vermelerini sağlayan ‘One Scream’ isimli bir başka uygulama geliştirdi.
Uta de Veer, uygulamayı neden kurduğunu şu şekilde açıklıyor:
“Bazı annelerin saldırıya uğraması nedeniyle çocuklarımın okulundan daha dikkatli olmam gerektiği konusunda e-postalar aldım, bu da benim bu fikrimi tetikledi.”
Elle dokunmaksızın, ahizesiz, sesle etkinleştirilen uygulama, panik çığlığı veya anahtar kelimenin fısıldanması ile etkinleşiyor ve kullanıcının acil durum veritabanındaki kişilere imdat sinyali gönderiyor.
‘One Scream’ kısa süre önce ücretli abonelik başlattı ve ABD merkezli bir startup hızlandırma programı aracılığı ile yatırım arıyor.
cinsiyet ayrımcılığı kaynaklı finansman açığı
Bazı eleştirmenler her ne kadar kadınların güvenlik sorunlarının sadece teknolojiyle çözülemeyeceğini dile getirse de güvenlik uygulamalarını indirmek için yapılan tıklamaların fazlalığı, kadınların sokakta kendilerini daha güvende hissetmelerinde oldukça önemli rol oynadığını gösteriyor.
Kadınların öncülüğündeki diğer girişimler için finansman sağlamak kolay olmuyor.
Finansman açığını kapatmaya yönelik çabalar ve kampanyalar olmakla birlikte risk sermayesinin sadece yüzde 2’si kadınların liderlik ettiği girişimlere gidiyor.
Bu, cinsiyet çeşitliliğinin daha yüksek finansal getiri sağladığını gösteren çalışmalara rağmen yaşanıyor.
Maria Velissaris, kadınların sağlık hizmetlerine erişimi iyileştiren şirketlere yatırım yapan, tamamı kadınlardan oluşan bir girişim sermayesi fonu olan ‘SteelSky’ Ventures’ın Kurucu Ortağı.
euronews’e mülakat veren Velissaris, SteelSky gibi şirketlerin kadın girişimcileri ilerletmek için neler yapabileceğini değerlendirdi:
“Kadın risk sermayedarlarının yüzde 12’sinden daha azı dışarıda ve her kadın sağlığı şirketini finanse edemeyiz. Bence gördüğümüz şey, parası olan insanların piyasada gördüğünüz çözümleri yansıttığı. Bu karışımı değiştirip çeşitlendirirsek, sermaye tahsis etme yetkisi kime verilirse verilsin, gelişen şirket türlerinde ve fon aldığını gördüğümüz kurucu türlerinde bir değişiklik görmeye başlayacağımızı düşünüyorum. Başarının başarıyı getirmeye devam edeceğini ve 2022’nin kadın sağlığı hizmetlerinde önemli bir yıl olacağını düşünüyorum.”
Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula Von Der Leyen’in, üst yönetimlerde kadın istihdamına yönelik bir AB önerisinin kabul edilmesinin çok uzun sürmesinden dolayı hayal kırıklığı yaşamış olsa da Avrupa, simgesel organizasyonların yönetiminde bir dizi yüksek profilli liderle ilerleme kaydetti.
Norveç, 2008’de yönetim kurulu kotalarını uygulamaya koyan ilk Avrupa ülkesi.
Fransa, borsada işlem gören en büyük şirketlerin yönetimlerindeki cinsiyet kotasında yüzde 45’le en güçlü kadın temsiliyetine sahip.
Harvard Business Review’a göre, kadın ekonomisi her yıl küresel kazanca 15 trilyon dolar katkı sağlıyor. Kadınlar, koronavirüsün işgücünü çok kötü etkilemesine rağmen, tüketici harcamalarının büyük itici gücünü temsil etmeye devam ediyor.
Ancak Birleşmiş Milletler’in verilene göre, küresel olarak kadınlar, erkeklerin kazandığı her dolara karşın 77 sent kazanıyor. Ayrıca BM, tüm kampanyalara rağmen, mevcut ilerleme hızında 2069’a kadar cinsiyete dayalı ücret eşitliğinin olmayacağını tahmin ediyor.
Hangi alanda olurlarsa olsunlar, kadınların cam tavanı kırmalarına yardımcı olmak için yapılacak daha çok şey var. Salgın toplumsal cinsiyet eşitliğini geriletmiş olabilir, ancak hükümetlere ve kuruluşlara daha sürdürülebilir ve daha adil bir gelecek inşa etmek için kadınları güçlendirme çabalarını hızlandırmak adına daha fazla neden verdiğine şüphe yok. Daha fazla kadının güçlü konuma gelmesiyle eylem o oranda belirleyici ve herkes için de getirisi o kadar büyük olur.