İranlı yönetmen Babak Khorramdin’in anne ve babası tarafından öldürülmesi, İran’da şok etkisi yaratarak büyük bir tartışmaya yol açtı. Oğullarını öldürmekten ötürü pişman olmadıklarını söyleyen anne ve baba, polise verdikleri ifadede daha önce kızlarını ve damatlarını da öldürdüklerini itiraf etti.
İranlı yönetmen Babak Khorramdin’in anne ve babası tarafından öldürülmesi, İran’da şok etkisi yaratarak büyük bir tartışmaya yol açtı.
Oğullarını öldürmekten ötürü pişman olmadıklarını söyleyen anne ve baba, polise verdikleri ifadede daha önce kızlarını ve damatlarını da öldürdüklerini itiraf etti.
Yönetmen Babak Khorramdin’in cansız bedeni, ülkenin başkenti Tahran’ın batısında yer alan Ekbatan mahallesinin bir çöp kutusunda parçalanmış bir halde pazar günü bulunmuştu.
Cesedin Khorramdin’e ait olduğunun pazartesi günü tespit edilmesinin ardından anne ve baba güvenlik güçleri tarafından yakalandı.
Polise verdikleri ifadede anne ve babanın soğukkanlılıkla cinayeti itiraf etmesi, “yine olsa yine oğullarını öldüreceklerini söylemesi” İran’da büyük bir tartışma yarattı.
Diğer yandan anne ve babanın soğukkanlılıkla ceset parçalarını poşetlerle çöp kutularına taşıdığı anlar da güvenlik kameralarında tespit edildi.
Anne ve babanın, kızlarını ve damatlarını da öldürdüklerini itiraf etmesi İran’da yaşanan şaşkınlığı körükledi.
İranlılar sosyal medyada bu yaşananlardan ötürü dehşete düştüklerini anlatırken bir ailede böylesi bir şiddet sarmalının nasıl görüldüğüne dair tartışmalar ortaya çıktı.
Baba: Diğer iki çocuğumu da öldürecektim
İran medyasında yer alan haberlere göre 47 yaşındaki yönetmen Babak Khorramdin’in babası Abdullah Khorramdin, “oğullarının bekar olduğunu ve ahlaksız bir hayat sürdürdüğünü, kendilerine de kötü muamelede bulunduğunu” öne sürdü.
Sosyal medyada ise Babak Khorramdin’in aktif bir sosyal hayatı olduğu, Tahran kültür-sanat camiasından ve sinema okulundan arkadaşlarını ailesiyle beraber yaşadığı eve getirdiği iddia edildi.
Tahran Ağır Ceza Mahkemesi’nin başında bulunan Mohammad Shahriari’nin açıklamasına göre aile, kızlarını ve damatlarını da öldürdüklerini, onların da cesetlerini parçalayarak çöp kutularına attıklarını itiraf etti.
Rokna haber sitesi, yönetmen Babak Khorramdin’in anne ve babası tarafından önce uyuşturulduğunu, sonra da öldürüldüğünü yazmıştı.
Baba Abdullah Khorramdin, polis tarafından gözaltına alınmasaydı diğer iki çocuğunu da “ahlaksız bir hayat yaşadıkları gerekçesi ile” öldüreceğini öne sürdü.
‘Damadım insan kaçakçılığı yapıyordu‘
Babak Khorramdin’in kız kardeşinin kayıp olduğu uzun zamandır biliniyordu.
Baba Abdullah Khorramdin, damadının insan kaçakçılığı yaptığını, bu yüzden öldükten sonra yakınlarına büyük ihtimalle sınırda başına bir şey geldiği için ortadan kaybolduğunu söylediklerini anlattı.
Baba, damatlarının ölümünden sonra kızlarının da ‘ahlaksız bir hayat yaşamaya başladığını’ o yüzden kızlarını da öldürdüklerini söyledi.
Diğer yandan Babak Khorramdin’in, anne ve babasının kız kardeşinin ölümüyle bağlantısı olduğunu tespit etmek üzere olduğu iddia edildi.
Londra’da ailesine duyduğu özlemle ilgili bir film yapmıştı
Babak Khorramdin, Tahran’da sinema eğitimi verdiği öğrencileri tarafından mumlarla ve pankartlarla anılıyor.
Khorramdin, 2009 yılında Tahran Üniversitesi’nde aldığı sinema eğitiminin ardından Londra’ya taşınmıştı.
Londra’da yaşadığı yıllarda ailesine duyduğu özlemle ilgili bir kısa film çekti.
Londra’da birkaç yıl yaşadıktan sonra sinema eğitimi vermek üzere Tahran’a geri döndü.
Eşcinsel bir genç de öldürüldü
Yönetmen Babak Khorramdin cinayetinin İran kamuoyunda büyük bir tartışma yaratmasının nedenlerinden biri de son dönemde ailelerin “namus gerekçesiyle işlediklerini öne sürdükleri cinayetlerin” ülkede tepki çeken haber başlıklarından birine dönüşmesi.
Arkadaşları ve sosyal medya tarafından Alireza olarak bilinen 20 yaşındaki eşcinsel Ali Fazeli Monfared’in cesedi, bu ayın başında Ahvaz şehrinde başı kesik olarak bulunmuştu.
Partneri BBC Farsça’ya yaptığı açıklamada 4 Mayıs’ta ortadan kaybolan Monfared’in erkek akrabaları tarafından öldürüldüğünü öne sürdü.
Monfared’in ölümü hem İran’da hem de dünyanın dört bir yanında LGBT+ aktivistleri tarafından güçlü bir şekilde kınandı.