Hinduizmin ana akımından dışlanan Aghori rahipleri, ölü bedenleri yiyerek yaşlanmayacaklarına inanıyorlar. İnsan etiyle içki içmek için kafataslarını kullanan Aghoriler, ritüellerini sürdürüyor ve kötü ruhları uzak tuttuklarına inanıyorlar.
Film yapımcısı Dakota Wint, Varanasi’de Hindistan’ın en eski şehirlerinden birinde, rahatsız edici yöntemlerini anlamaya yönelik bir görevde, yalnız rahiplerle karşılaşmalarını kaydetti. Ganges Nehri kıyısında yürürken, Dakota sonunda insan kafatasları gibi görünen bir şey taşıyan bir rahip gördü. Rahip, kendisine bunun kötü ruhları uzak tutmaya yaradığını söyledi. Rahip Dakota’ya şunları söyledi: “Ganga’da bir ceset buldum ve kafataslarını aldım. Çok şey ifade ederler. Kötü ruhları uzak tutarlar. Birisi bu ritüelleri yaparsa, kötü ruhlar gider.”
Kısa bir süre sonra başka bir rahip, bir insanı yediğini itiraf etti, bu da onun 14 yaşındayken ilk kez yaptığı bir şeydi. Rahip elindeki insan kafatasını tutarak, “Bu yemek yemek, çay içmek, alkol içmek ve başka şeyleri kullanmak içindir.’ dedi. Ganges Nehrinin yanında bir rehber, rahiplerin, yılın belirli günleri buraya geldiklerini, meditasyon yaptıklarını ve kıyıya vurmuş insan cesetlerini yediklerini söyledi.
Aghori mezhebinden olan rahipler, cinsel arzularını yok etmek için de ölü yakma alanlarına gidip orada bir süre çığplak bir şekilde yürürler. Aghori’ye göre ruhları sadasiva olur ve moksha’ya ulaşır, yani yaşam ve ölüm döngüsünden özgür olur. Rahipler, tepkilere rağmen suyu yüzüne çıkmış insan cesetlerini yemeye devam ediyor.