Resulullah efendimiz, ilk Cuma namazını Medine ile Kuba arasında (Ranona) vadisinde bulunan Mescid-i Cuma isimli camide kılmıştır
Cuma namazına gidip gitmemek elbette insanların kendi elinde. Bu ibadet çok farklı dönemlerde çok farklı uygulamalara da maruz kalmıştır.
Cuma anlam olarak nedir, neye dayanmaktadır ve ilk cuma nerede ve ne zaman kılınmıştır. Gelin isterseniz belli başlıklar altında cumaya bakalım:
Cum’a (cumua, cumaa) “toplamak, bir araya getirmek” anlamındaki cem kökünden gelen bir isim. Çeşitli hadislerden anlaşıldığına göre cuma, haftalık ibadet günü olarak daha önce yahudi ve hıristiyanlar için tayin ve takdir edilmiş, fakat onlar bu konuda ihtilâfa düşerek yahudiler cumartesiyi, hıristiyanlar pazarı haftalık toplantı ve ibadet günü olarak benimsemişler.
1935 yılına kadar tatildi
Cuma birçok İslâm ülkesinde halen tatil günü. Osmanlı döneminde Tanzimat’tan 1935 yılına kadar hafta tatili cuma günü iken bu tarihte pazara alınmıştır. Cuma günü iş ve ticaretle meşguliyetin haram olduğu vakitten sonra camiden çıkıp işiyle gücüyle meşgul olmak mubah olarak telakki edilmiştir.
Cuma ayetine dair
Allah, Kuran’ı Kerim’de “Ey inananlar! Cuma günü namaz için çağrı yapıldığında, alışverişi bırakıp hemen Allah’ı anmaya koşun. Eğer bilirseniz bu, sizin için daha hayırlıdır. Namaz kılınınca artık yeryüzüne dağılın ve Allah’ın lütfundan nasibinizi arayın. Allah’ı çok zikredin ki kurtuluşa eresiniz.” buyurmuştur.
Ranona’da ilk cuma
Resulullah efendimiz, ilk Cuma namazını Medine ile Kuba arasında (Ranona) vadisinde bulunan Mescid-i Cuma isimli camide kılmıştır.
Cuma Suresi’nin inmesi ile hicret sırasında Müslümanlara farz kılınmış olan bir ibadettir. Peygamber efendimiz Hazreti Muhammed, Medine’ye yakın bir yer olan Salim bin Avf yurdundaki Ranuna (Ranona) denilen vadi içerisinde Beni Salim Mescidi’nde ilk cuma hutbesini okumuş ve ilk cuma namazını kıldırmıştır.
Hulefâ-i Râşidin dönemi
Hulefâ-i Râşidin döneminden itibaren hilafet merkezinde hutbe bizzat halife tarafından irad edilmiş, namazı da o kıldırmıştır. Vilâyetlerde ise bu görevi halifenin atadığı valiler yerine getirmiştir. Ancak Abbasiler döneminde İslam topraklarının genişlemesi ve resmi meşguliyetlerin artması, halifelerin cuma namazını bizzat kıldırma geleneğini terk etmelerine neden olmuştur. Bundan sonra hutbe ve namaz için görevliler tayin edilmeye başlamıştır.
Kaynak: Timeturk