Küresel su tüketimi – Dünya üzerinde yaşayan tüm canlılar için su hayattır. Su olmayınca hayat durur. Enerji unsurlarımızdan olan su yaşamsal faaliyetlerimizde önemli bir yer alır. Dünya üzerindeki hayatın kaynağı olarak adlandırılan su, dünyanın dörtte üçünü, insan vücudunun yüzde yetmişini oluşturur. Yüzde 97. 5’i denizlerde tuzlu su olarak, yüzde 2.5 ise nehir ve göllerde tatlı su olarak bulunan dünyadaki yararlanabileceğimiz elverişli tatlı su miktarı bilinenin aksine oldukça yetersiz miktardadır. Tatlı su kaynaklarının yüzde 90’ı kutuplarda ve yeraltına hapsedildiği hep hatırlatılır.
Dünya nüfusu iki katı hızla artarken, kuraklık kıtaların büyük bir bölümünü etkisi altına alıyor. Böylelikle sel, orman yangınları ve kuraklık kötüleşerek artışa geçtiği gözlemleniyor. Meksika Körfezi’nden başlayıp Atlantik okyanusu boyunca uzanan “Gulf Stream”, özellikle son yıllarda iklim çöküşünden dolayı zayıflıyor “ciddi iklim felaketine” yol açacağı da bekleniyor.
Kısacası “küresel ısınma” su döngüsünü resmen bozduğu kanıtlarıyla uzmanlarca senelerdir, konuşuluyor ve tartışılıyor. İngiliz Guardian gazetesinin bugüne kadarki en kapsamlı özel derlemesinde, insan kaynaklı küresel ısınmanın gezegen genelinde daha sık ve ölümcül felaketlere yol açtığını gösteriyor
İşte Guardian gazetesinin kısaca önemli bulguları ; İnsanlığın iklimi istikrarsızlaştırması olmadan neredeyse imkansız sayılan 12 olay – Kuzey Amerika, Avrupa ve Japonya’daki yoğun sıcak hava dalgaları, Sibirya’da yükselen sıcaklıklar ve Avustralya açıklarında bunaltıcı denizler de dahil olmak üzere tüm dünyaya yayılıyor.
500 aşırı hava olayının ve veri tabanındaki eğilimlerin yüzde 71’inin sıcak hava dalgalarının, %93’ü kuraklıkların, %68’i ve %56’sı sel ve aşırı yağmur dahil olmak üzere insan kaynaklı iklim değişikliği tarafından daha olası veya daha şiddetli hale getirildiği bulundu. Olayların yalnızca %9’u daha az olası çoğunlukla soğuk hava dalgaları ve kar fırtınaları..
Son otuz yılda yaz sıcağının neden olduğu üç ölümden biri insan kaynaklı küresel ısınmanın doğrudan sonucuydu ve bu da milyonlarca insanın ölümü anlamına geliyor. Harvey Kasırgası 2017’de Teksas ve Louisiana’ya çarptığında fırtınadan kaynaklanan toplam hasarın %75’i olan 67 milyar Dolarlık zarar gibi büyük finansal maliyetler de artık iklim üzerindeki insan etkisine atfedilebilir.
Küresel ısınma, etkisinin izleri 1930’ların ortalarında ABD’de meşhur Dust Bowl’u tetikleyen sıcak hava dalgaları ve kuraklıklara kadar uzanan izlerle birlikte, sanıldığından çok daha uzun süredir biz insan topluluklarına zarar veriyor.
Yüz milyonlarca insan tarımda – hayvancılıkta üretim için doğrudan buzullara bağımlı gösteriliyor – Yüksek dağ buzulları, canlı yaşam biçiminin temelidir ve dünya üzerinde tüm canlılarca ihtiyaç duyulan güvenilir tatlı su kaynağı sağlar. Buzullar geri çekilmeye devam ettikçe, başlangıçta daha güçlü olan erime daha büyük sel, çığ ve toprak kayması risklerini neden olacağı bilindiğinden “Zamanı gelince, mevcut tatlı sudaki azalma, kuraklık riski ile beraberinde, kıtlığı getirecektir” uyarıları yapılıyor.
Dünya çapında rekor derecede artan aşırı sıcaklıklarla birlikte doğal felaketler de kayıtlara geçiyor. Senelerdir küresel ısınmaya karşı anlaşmalara imza atıp uygulamalarda kılını kıpırdatmayan ülkeler şimdi; fırtınalar, seller, kuraklıklar ve sıcak hava dalgaları şeklinde bedelini ödeyeceğiz diyor.
İklim krizinde dikkat çeken diğer bir konu ise – neden yaz geceleri daha sıcak oluyor? Gündüz ve gece sıcaklıkları arasındaki farkın azalmaya devam etmesi ve sağlık açısından risk oluşturması bekleniyor. İleriye dönük olarak konuya bakıldığında, iklim simülasyonları, gündüz ve gece sıcaklıkları arasındaki farkın azalmaya devam edeceğini, ancak sera gazı emisyonları kontrol edilirse trendin durdurulabileceğini gösteriyor.
İngiltere 1976’dan bu yana en kötü kuraklıkla karşı karşıya – Britanya’nın uzun süredir en kötü kuraklığı yaşadığı 1976 yazında yaşananlara göre ülkenin bazı kısımları üst seviyelerde. En şiddetli su kıtlığıyla karşı karşıya olduğu için şu anda İngiltere’nin yarısından fazlasının kuraklık içinde olduğu konusunda açıklamalarla birlikte uyarılar da geliyor. Bahçe sulanmasına ve araba yıkanmasına bölge bölge yasaklar şimdiden getirildi bile. Britanya’nın Midlands ve Güney Batısında su kıtlığı ilan edilirken şu anda 35 milyondan fazla insan kuraklıktan etkilenen bölgelerde yaşadığı belirtiliyor. 1976’daki kuraklık, yerleşim yerlerinin sokaklarına dikme borularının kurulmasına, işletmelere su tedarikinin karneye bağlanmasına ve okulların erken kapanmasına neden olduğu detaylarda hatırlatılıyor. İngiltere’nin güneybatısındaki nehirlerin bazıları şu anda kritik düşük seviye noktalarında ve akış hızları geçmişin tüm kurak yıllarının altında. Devon’daki Taw Nehri su seviyesi , Ekoloji ve Hidroloji Merkezi tarafından son derece alçak olarak ilan edildi. Danışmanlar, ulusu kuraklığa hazırlarken hortum yasağı ve her hane başına zorunlu su ölçümü gerektiğini söylüyor. Önümüzde ki on yıl Birleşik Krallık’ta zorunlu su ölçümü ile birlikte SU ulusal bir öncelik olarak ele alınması ve uygulanması bekleniyor.
Geçtiğimiz ay, şiddetli bir sıcak hava dalgası yaşayan İtalya’nın 1948 Anayasası ile kısmi bölgesel özerklik verilmiş 20 bölgesinden birisi olan Emilia-Romagna’daki bir İtalyan kasabasının belediye başkanı, günde binlerce litre su tasarrufu sağlayacağını söyleyerek kuaförlerin müşterilerinin saçlarını iki kez şampuanlamalarını yasaklaması şaşırtıcı karşılanmadı.
Ülkemizde konuyla ilgili haber kaynaklarına baktığımızda; “Küresel su tüketimi, dünya nüfusunun iki katı hızla artıyor ve kuraklıklar kıtaların büyük bir bölümünü etkiliyor.”diyerek başladık. Örnek olarak Türkiye’nin en kalabalık 24. şehri Muğla ilimizi ele alırsak gözüme çarpan notlar şöyle ; Muğla son 30 yılda yağış miktarında yaşanan azalmalar nedeniyle artık Rize, Giresun ve Zonguldak’tan daha az yağış alan iller listesinde. Yetkililer bölgede yağışların artık bir anda olduğunu ve yeraltı havzalarını doldurmadığından bahsediyorlar son senelerde ani ve sağanak şeklinde yağan yağışların sel ve taşkınlara neden olduğuna da vurgu yapıyorlar.
İşte son senenin resmi verileri; Bodrum’da 2021 yılında metrekareye 296 kg yağış düşerken, 9 -13 Ocak araziye 262 kg yağmur yağdığı kayıtlara geçmiş. Marmaris’te 2021’de metrekareye 679 kg yağış düşerken, 9 -13 Ocak arasında 626 kg yağış düşmüş. Menteşe’de ise 2021’de 679 kg ölçüm miktarı 4 günde 829 kg olarak ölçülmüş ve yöre halkına büyük korku yaşatmış.
2021 yılında 355 kg yağış alan Milas 4 günde 488 kg gibi anormal seviyede yağış almış. Muğla Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü – MUSKİ “İklim değişikliğine uyum sağlanmalı, su tasarrufu yapmalıyız. Yağış oranları ve baraj doluluk oranları ne yazık ki her geçen yıl bir önceki yıldan daha da alt seviyelerde kalıyor.”açıklamasını yapmış.
Söke – Milas yolu üzerinde 24 saat boşa akan “buz gibi doğal su” – 17 senedir her yaz ailece kaldığımız anne toprakları, Balıkesir Burhaniye’den 3 gün önce arabamla Muğla / Bodrum’a doğru yola çıktım. Bilenler bilir! senelerdir Söke – Milas yolu üzerinde sağlı sollu sık aralıklarla irili – ufaklı bahçelere sahip Köy kahvaltısı – köfte – çöp şiş hizmeti veren dinlenme yerleri vardır. Bahçelerinde yer alan havuzları buz gibi doğal kaynak suyu ile doludur. Hatta havuz içine soğuması için kavun karpuz atılır. Özel çekilen su boru hattı ile de 3 metre yukarıdan 24 saat akan duş altına arabalar girer yıkanır ve insanlar uzun yolculuklarına mola verip dinlenerek devam ederler.
İzmir’in yoğun sabah trafiğinden 3 saat mola vermeden kullandığım arabamı şakır şakır akan duş altına soktum, dakikalarca akan berrak suyu izlerken, silecekleri çalıştırdım. Su akışını izlemek bile insan ruhunu rahatlatıyor dedim kendi kendime.
Aklıma aniden sabah eşim Kathy’nin anlattıkları geldi senelerdir İngiltere’de son aşırı sıcaklar sonrasında su kısıtlamaları başladı. Yaşadığımız Leicestershire bölgesi dahil olmak üzere hortumla bahçe sulama ve kapı önünde araba yıkama yasağı uygulaması geldi. Evimizin ufak bahçesinde yetişen çiçeklerimizi günde bir kez kısıtlı sulayacağımızdan ektiğimiz domateslerin etkileneceğini konuştuk. Önümüzdeki yıllarda her hanede yaşayan kişi başına su kullanım miktarı belirlenecek ve su kullanımı akıllı su saatleri ile kontrol edileceği şimdiden konuşulmaya başlandı bile. Merak ettiğim kişi başına günlük, haftalık, aylık ve yıllık kaç metre küp su olacağı? detayları düşünmesi bile insanı gelecek açısından endişelendiriyor. Sonrasını tahmin etmesi en azından benim açımdan zor, insan düşünmek bile istemiyor.
Küresel ısınma, doğada bir damla suyu bile kesinlikle çok önemli hale getiriyor! – Arabamı çalıştırıp yoluma yavaş yavaş devam ederken. Hayalimde “Küresel ısınma, doğada bir damla suyu bile kesinlikle çok önemli hale getiriyor!” başlığı altında dostlarımla asırlık ağaçlardan oluşan zeytinlikte yakalayıp paylaştığım ve yukarıya https://turkulak.com.tr/ okuyucuları için eklediğim renkli fotoğraf karesi canlandı. Tam 10 gün önce zeytinlikteki çeşmeden damla damla yere akan ufak su birikintisi bile yüzlerce yaban arısı ve farklı kuşları etrafına topladığı dikkatimi çekti. Büyük baştankara defalarca geldi ve o su damlasına gagası ile ulaşarak defalarca kana kana içti.Bir damla su için büyük baştankara kanatlarını havada yüzlerce kez çırpıyordu. Kaybettiği enerji ise inanılmazdı.
Şahit olduğum bu detaylar sonrasında “Su biterse, yaşam da bitecektir” diye bir kez daha düşünürken, sağlı sollu Milas yolunda boşa akan buz gibi doğal su kaynağı görüntüsü beni rahatsız etti.
Küresel ısınmanın su döngüsünü bozduğunu bilim insanları adeta haykırıyor, 1999 yılında deprem sonrası zihinlere kazınan “duyan var mı “ diye yetkililere sormak gerekiyor. Söke – Milas yolu üzerinde kuyu suyu olmadığını düşündüğüm doğal su damarlarından boşa akan sular acaba kontrol ediliyor mu.
Bildiğim kadarıyla su sıkıntısı artık ülkemizin her köşesinde yaşanan ve her bölge durumuna göre önlemlerin alınması gereken önemli bir konu. Türkiye’nin vahşi sulama ile yer altı sularının kurutulduğu da bilinen bir gerçek. Türkiye’nin tahıl ambarı Konya Ovası’nda buna bağlı olarak yüzlerce metre genişliğinde ve derinliğinde obruklar oluştu. Artık çiftçi tarlasında açtığı kuyudan pancar motoru ile suyunu da çıkartamıyor! çünkü ne pancar motoruna gerekli mazot parasına veya bahçesinde – bağına gele elektirik faturasına para yetiştirebiliyor. Hal böyle olunca çiftçi su olmadan sağlıklı üretim yapamıyor.
Diğer bir sorun ise aşırı sıcak hava poyraz rüzgarı ile birleşince, ekilen tohumdan gün ışığı ile buluşan fide üzerinde gelişme ve büyümeyi durduruyor. Sonuç; tarla, bağ ve bahçelerde yetişen domates, biber fasulye bile sıcak havaya karşı su olmadan dayanamayıp ölüyor. Yeri geldi değinmeden geçmek istemediğim diğer bir detay ise şu; bahçesinde kuyu açan ev sahiplerine bile belediyeler yakaladığında su saati takıyor ve arsa sınırları içinde ki kuyu suyu faturası belediyeye ödemek zorunda bırakılıyor. Bu tür uygulamaları tartışmaya açmak gerekir! eğer tartışma imkanı veya ortamı varsa tabii.
Civarında bol su kaynaklarına sahip olmasına rağmen su kısıtlaması uygulanan Burhaniye – Ören – Pelitköy –
Ege Bölgesi’nin ünlü dağları arasında yer alan Kaz ve Madra dağlarının en önemli özelliği Alplerden sonra oksijenin en yoğun olduğu yerler arasında bulunmasıdır ve zengin doğal su kaynaklarına sahiptir. Kaz ve Madra dağlarının eteklerinde bulunan Burhaniye, Ören ve Pelitköy’de yaşayanlar şimdilik ücretsiz bol oksijeninden yararlanmaktadır. Son senelerde bu yörede kullanım suyu sıkıntısı pandemi ile tetiklenmiştir. Artan göç nedeniyle zeytinliklerin imara açılması yerlerine dikilen beton yapılara ne alt yapı ne su kaynağı yetmektedir. Civar bölgelerde ev halkının kullanım suyu ihtiyaçları açılan kuyulardan desteklenerek sağlanmaktadır. Kuyu seviyesi gittikçe derine inmekte ve bölge ekonomisine de dolaylı maliyet yüklemektedir.
Burhaniye belediyesi yeşil alan çevre düzenlemesiyle park ve bahçeleri arttırırken sadece çim ve ağaç sulama ihtiyacını insanın aklına getirmektedir. Bunlar senelerdir yaşadığım bölgemizde yaşanan su sıkıntısı gerçeklerimizdir. Günlerce kesilen su yaşam kalitesini kesinlikle etkilemektedir. Plajlara takılan duşlar bile zaman zaman akmamaktadır. Evlerin çatılarına takılan su depoları ise uzun saatler kesilen su nedeniyle yetmemektedir. Toparlarsak “Dünya üzerinde yaşayan tüm canlılar için su hayattır. Hayatımızı devam ettirmemiz de su ile mümkündür.”