Muhammed Fevzi Akkad adlı Suriyeli, 2014 yılında Suriye’den kaçarak Türkiye’ye sığındı. Babası da aynı dönemde Almanya’ya giderek “mülteci” statüsü kazandı.
2017’de Akkad ailesi de babanın durumundan dolayı Almanya’ya gitti ama Berlin yönetimi, Muhammed Fevzi reşit olduğu için Fevzi’yi kabul etmedi. O da 19 Haziran 2018’de Meriç Nehri’nin yakınlarında Yunanistan’a kaçarken yakalandı.
Jandarma ekipleri iki gün içerisinde Muhammed Fevzi’yi Hatay’ın Reyhanlı ilçesinde bulunan Bab’ul Hawa sınır kapısına, oradan da Suriye’ye geri gönderdi.
İddiasına göre Suriye’de dayak ve kötü muamele gören Akkad, Suriye’den tekrar Türkiye’ye kaçtı. Tabi sınırlar kevgire döndüğü için çok zor olmamış onun için. 15 Temmuz’da da Almanya’ya gitmeyi başaran Akkad, 5 ay sonra da Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) başvurarak Türkiye’den şikayetçi oldu.
Mahkeme, Türkiye’yi suçlu bularak Ankara’nın 12.250 euro (220 bin TL) tazminat ödemesine karar verdi. Suriyeli Akkad’ın “gönüllü geri dönüş” görüntüsü verilerek, hukuka aykırı bir şekilde ülkesine gönderildiğini belirten mahkeme, bir de Edirne’den Hatay’a otobüsle giden Suriyelinin 20 saat boyunca kelepçeli olmasını insanlık dışı bulmuş.
Gördüğüm kadarıyla da herkes “Suriyeliler geri gönderilemez mi?” diye sormuş.
Kısaca anlatayım. Suriyeli Akkad’ın hem oturma izni iptal edilmiş hem de “geçici koruma statüsü”ne rağmen ülkesine gönderilmiş.
2014 yılında ilk kez Suriyeliler için ortaya atılan “geçici koruma” kavramı, bu statüye sahip kişilerin ücretsiz sağlık, eğitim ve diğer haklara ulaşmasını sağlamakla kalmıyor, onlar istemezse ülkelerine gönderilmelerini de engelliyor.
Çünkü Suriyeliler “mülteci” değil, “geçici koruma” statüsünde.
Bu statünün kaldırılıp, onların ülkelerine gönderilmesi tek bir Cumhurbaşkanı kararnamesine bakıyor. Bu statü ortaya koyulurken de bu belirtilmişti zaten.
Ama bu “statü” ortadan kaldırılmadan, Suriyelilerin gönderilmesi hiçbir şekilde hukuki değil.