Hürriyet Gazetesi’ndeki bu günkü köşesinde sosyal medyanın bahsedildiği kadar önemli olmadığı vurgusu yapan Erdoğan’ın talimatıyla ilgili şunları yazdı ; WhatsApp’ın dayattığı sözleşme beni iki açıdan rahatsız etti. Biri, özel hayata ilişkin bilgilerimizin Facebook’la paylaşılacak olması, ikincisi ise AB üyesi ülkeler bu sözleşmeden muaf tutulurken Türkiye’ye ikinci sınıf ülke muamelesi yapılmak istenmesi.
WhatsApp’ın uygulaması hepimizi karar almaya zorlarken, sosyal medya ile siyaset ilişkisine bakmak istedim. Ha, bir de sosyal medya konusunda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın değerlendirmesi var. Sosyal medya, özellikle algı yönetiminde etkin bir şekilde kullanılıyor. Bu durum siyasetin de sosyal medyaya daha çok ilgi duymasına yol açıyor.
Peki hangi parti hangi sosyal medya platformunu tercih ediyor? Hilmi Daşdemir’in başkanı olduğu Optimar’ın bu konuda bir anketi var. Tek eksiği TikTok olan anketi paylaşıyorum.
PARTİLERE GÖRE SOSYAL MEDYA
AK Partililer Facebook’cu, CHP’liler Twitter’cı, MHP’nin önceliği ise Facebook. HDP’liler ise ezici bir çoğunlukla Twitter’cı. İYİ Partililerin tercihi ise Facebook. AK Parti ve İYİ Partililerin ikinci tercihi Twitter’dan yana. CHP, MHP ve HDP’liler ikinci sırada Instagram diyor.
Tabii siyaset de sosyal medyaya ilgisiz değil. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Twitter’daki takipçi sayısı 17 milyon 356 bin. Kılıçdaroğlu’nun ise 7 milyon 304 bin takipçisi var. Bahçeli’nin takipçi sayısı 5 milyon 459 bin olurken, Akşener’i 4 milyon 267 bin kişi takip ediyor.
CİNSİYETE GÖRE
Kadınlar daha çok Instagram’ı tercih ediyor. Gençlerin seçimi de o yönde. Erkekler ise Facebook ve Twitter’ı etkin bir şekilde kullanıyor. YouTube’da ise kadınlar ve erkekler eşit seviyede yer alıyor.
SOSYAL MEDYA İÇİN NE DEDİ?
Sosyal medya gençler ve kadınlar üzerinde daha çok etkili oluyor. Siyasette sosyal medya bir gerçek ama her şey değil. Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti MYK’da sosyal medyayla ilgili bir tartışma üzerine, “Sosyal medya önemli ama aynı zamanda çok şişirme bir şeydir. Bizim partililerimizle, üyelerimizle, halkla doğrudan temasa önem vermemiz lazım” diyor. Ardından da ekliyor: “Ruberu, yani yüz yüze görüşme.”