D66 Partisi’nin Başkanı Sigrid Kaag’ın eşi Filistinli bir doktor. Dört çocuklarının hem Hıristiyan hem Müslüman adları var. Kaag, kendince doğru bildiği her şeyi çok net şekilde ortaya koydu, herkesle tartıştı, herkesi ve bütün siyasi partileri eleştirdi ve kamuoyu yoklamalarında yedinci sırada gözüken partisini Hollanda’nın ikinci partisi haline getirdi.
Hollanda’da genel seçimler yapıldı. Seçimlerin normalde dün (17 Mart) yapılması gerekiyordu, ancak pandemi sebebiyle oy verme işlemi pazartesi günü başladı ve 3 gün sürdü. Seçim sonuçlarına göre Hollanda’da sol partiler çöktü; Yeşil Sol ve Sosyalist Parti ciddi oy kaybetti. Aşırı sağ oylar biraz artsa da, daha önce iki olan aşırı sağcı parti sayısı üçe çıktı, Geert Wilders’ın başkanı olduğu büyük aşırı sağcı partinin (PVV) oyu düştü. Liberal partiler güç kazandı, başbakan Rutte’nin partisi VVD meclisteki sandalye sayısını 33’ten 35’e çıkardı. VVD ekonomide liberal, sosyal-siyasi alanlarda ise epey sağcı bir parti.
Seçimin büyük sürprizi ise D66’nın büyük çıkışı oldu. D66’nın 150 sandalyelik Hollanda meclisinde 19 sandalyesi vardı; kesin olmayan seçim sonuçlarına göre sandalye sayısı 27’ye çıktı ve ülkenin ikinci büyük partisi haline geldi. 22 Haziran 2020’de yayınlanan bir kamuoyu yoklamasına göre D66 ciddi oy kaybederek o dönemde yedinci parti konumuna düşmüştü ve ilk seçimde milletvekili sayısının sekize inmesi bekleniyordu.
Geçtiğimiz sonbaharda parti içinde lider değişikliği yaşandı; D66’nın 4 Eylül 2020’de gerçekleşen kongresinde parti temsilcilerinin tamamına yakınının desteğiyle Sigrid Kaag partinin liderliğine geçti. Şu an Hollanda’daki partiler içerisindeki tek kadın lider, Sigrid Kaag. Kamuoyu yoklamalarında 8 milletvekili çıkarır gibi gözüken partisini aldı, kısa sürede ülkenin en büyük ikinci partisi haline getirdi. D66 kendini radikal demokrat ve sosyal liberal olarak tanımlayan bir parti; ekonomi alanında liberal politikaları benimsiyor, sosyal-siyasi alanda ise sol-ilerici politikaları savunuyor. Kişiliği, ailesi ve söylemi ile hem Hollanda hem de bütün Avrupa için ilginç bir figür olan Sigrid Kaag kimseden çekinmedi, kendince doğru bildiği her şeyi çok net şekilde ortaya koydu, savundu, tepkileri hiç umursamadı ve insanları etkilemeyi başardı. Net ve cesur olmayınca iki arada bir derede kalmak kaçınılmaz; Sigrid Kaag popülizme karşı sessiz kalmanın asla bir seçenek olmadığını belirtti, “otoriter ve popülist siyasetçilere karşı itirazları yüksek sesle ifade ederek bunların meşrulaşmasının muhakkak engellenmesi” gerektiğini söyledi. Kaynak: Timetürk