AK Parti Kongresi’nde yeniden gündeme gelen ‘erken yaşta evlilik ve aile’ tartışmalarını siyaset bilimci Doç.Dr Burak Bilgehan Özpek, RS FM’de Atilla Güner’le Akşam Postası’na yorumladı. Doç. Özpek, “Kadınların daha başarılı ve görünür olması rahatsızlık yaratıyor. Bu sosyolojik gerçeklikle kavga ediyorlar. Kendilerini mutlu hissettikleri yer kendi mahalleleri. Her yeri de kendi mahallelerine çevirmeye çalışıyorlar. Bunun ismi aileyi korumak falan olmuyor. Bu hayat tarzına müdahaledir” dedi.
İşte Doç.Özpek’in açıklamalarından satırbaşları:
“AK Parti hikayesinin muhafazakarlıkla çok kesiştiği yerler yok. AK Parti döneminde Anadolu’da geleneksel şehir yapımız yok oldu. AK Parti döneminde çevreyi çok fazlasıyla tahrip ettik. AK Parti döneminde biz kendi kültürümüzü 21.yüzyıla adapte edebilecek, kendi değerlerimizi 21. yüzyıla adapte edebilecek entelektüel bir seviye yaşamadık tam tersine daha lümpen daha arabesk daha işlevselci ve estetik zevkinden mahrum bir hayat yaşıyoruz. AK Parti döneminde muhafazakar bir hayat yaşamıyoruz. AK Parti’nin kendi inşa ettiği bir tarih hikayesi, kendi inşa ettiği muhafazakar tipolojisi var ve muhafazakarlıkla ya da gerçek Türklükle, gerçek Türk ailesiyle, gerçek Türk insanıyla, gerçek Anadolu insanıyla özleştirdiği şey kafasındaki o ideal tipoloji.”
‘Kurgulanmış bir tiploloji var’
“O ideal tipoloji de AK Parti genel merkezinde çalışan dar gömlek giyinen kendi muhitinden birisiyle evlenmeye çalışan bir gençten ya da AK Partili elitlerin kendi ailelerinde yetiştirdikleri çocuklardan ibaret. Herkesin buna benzemesini istiyorlar ama bu asıl bizim özümüzle alakalı olan bir şey değil daha kurgulanmış bir tipoloji var. Muhafazakarların evlerini döşedikleri mobilyalara bakıyorsunuz.. Bu icat edilmiş bir ey. Geleneksel Türk ailesinde altın varaklı, oymalı yemek masası yok mesela. Bu kadar gösterişe odaklanmış bir döşeme tarzı yok mesela.”
‘Osmanlı ve Türk tipi yeniden inşa ediliyor’
“Osmanlı’nın yeniden inşa edildiğini görüyoruz. Türk tipinin yeniden inşa edildiğini görüyoruz. Dinin yeniden inşa edildiğini görüyoruz. Bunlar AK Partililerin kendilerini içinde rahat hissettikleri alanlar. Bunlar gerçekten onları muhafaza etmek istedikleri Türk toplumunun kültürel değerleri değil tam tersine içinde kendilerini rahat hissettikleri, içinde birbirlerine karşı rahat hissedebildikleri alanlar buralar. O alanları da topluma ideal muhafaza edilmesi gereken altın bir çağ olarak dayatmaları çok garip kaçıyor. Çünkü 2021 yılında insanlar annelerinin buldukları kızla evlenmezler. Hiç bir şekilde vakit geçirmedikleri, sohbet etmedikleri ve hayatlarının geri kalanını birlikte geçirecekleri insanları başka insanlara havale etmezler. 21. yüzyıl böyle bir yüzyıl. İnsanlar daha büyük şehirlerde yaşıyorlar, daha kopuk ilişkileri var ve daha zor bir hayatları var 21. yüzyılda. Bundan 100 yıl önce hayatlarının sonuna kadar 40-50 kişiyi tanıyarak geçiren ve hayatını böyle nihayetlendiren insanlar vardı fakat biz hayatımızın sonuna kadar 4-5 bin kişiyi tanıyarak, o karmaşık ilişkilerin içerisinde dengede kalarak yaşamaya çalışıyoruz. Bu yüzden de partnerlerimizi seçerken daha başka özelliklere odaklanmamız gayet normal. Hayat bu şekilde devam ederken Cumhurbaşkanı’nın ya da AK Parti elitinin hayatı algıladığı gibi algılamamızı beklemek bunun için de kamu gücünü kullanmak, bize bir hayat tarzının dayatılmasını kabul etmek mümkün olmuyor haliyle.”
‘Kadınların başarısı rahatsız ediyor’
“Kadınların daha başarılı ve görünür olması rahatsızlık yaratıyor. Bu sosyolojik gerçeklikle kavga ediyorlar. Kendilerini mutlu hissettikleri yer kendi mahalleleri, kendi kurdukları network’ler. Bunun dışına çıktıkları zaman kendilerini rahatsız hissediyorlar. Ya kendi mahallelerine geri dönecekler ya da her yeri kendi mahallelerine çevirecekler. Bunun ismi aileyi korumak falan olmuyor. Bu hayat tarzına müdahale olur. Çünkü kimse onların ailelerine saldırmıyor…”