Nerede kalmıştık?
TSK’ya iftiralar atarak kumpas kuran FETÖ’cü hainlere;
“Alınları secdeye geliyor.”
diyerek ne istedilerse veren, TSK dahil kurumların kritik makamlarına FETÖ’cüleri getirerek devletin kurumlarını FETÖ’ye teslim ederek 15 Temmuz hain kalkışmasına vesile olan zihniyet.
*
FETÖ’ye verdikleri siyasi destek nedeni ile TSK’nın zaafiyete uğramasına sebep olan, 18 adet adamızın Yunanistan tarafından işgal edilmesine seyirci kalan zihniyet. (Bu adalar halen işgal altında olup Yunanlı komutanların bu adalarda kuzu çevirme fotoğrafları, bu adalara yerleştirdikleri silahlar basınımıza da yansımıştı.)
*
Bugünkü vatan toprakları dışında tek toprağımız olup Suriye toprakları içerisinde bulunan Süleyman Şah Türbesi topraklarını bir gecede IŞİD’e terk ederek orada bulunan sandukayı alıp getiren, bunu da kahramanlık olarak ifade eden zihniyet.
*
Adları yolsuzluk ve rüşvet söylemlerine karışan bakanlarını mecliste aklayan zihniyet.
*
Dinin kutsallarını siyaset ve rant aracı olarak kullanan zihniyet.
*
“İlim Çin’de bile olsa gidip alınız.” demiş olan peygamber varken eğitimdeki çöküşe sebep olan, eğitimde fırsat eşitliğini yok eden, cehalete prim veren zihniyet.
*
“Keşke Yunan galip gelseydi.” diyen ve bu ifadeyi kullanan kişiyi ağır topları tarafından ziyaret eden zihniyet.
*
Bugün bir kısım gencin “Deist” olmalarına sebep olan, yanlış uygulamalarıyla bir çok vatandaşı camilerden soğutan zihniyet.
*
Haksızlıkları, adaletsizlikleri, eşitsizlikleri, yalan ve talanları, kendilerinin savunduğu kurumlarda gerçekleşen çocuk istismarları ve tecavüzleri konuşulan zihniyet.
*
Vatandaş ay sonunu zor getirirken günlük harcaması 8.9 milyon TL. olan saray harcaması yapılmasına vicdanları sızlamayan zihniyet.
*
“Kur’an kaç sayfadır.” desen onu dahi bilmeyen, okuduğunu anlamayan, çok önemli bir bölümü Kuran’ın mealini okumamış, Kur’an’da “Allah ne diyor.” bilmeyen, dini din istismarcısı tarikat ve cemaatlerden ve de siyasete iliklerine kadar bulaşmış bir takım imamlardan öğrenmeye çalışan, facebook’tan, bir çoğu uydurma olan hadisi paylaşınca, takke, türban ve cüppe takınca, tespih taşıyınca ibadet ettiklerini sanan, okuyup araştırmadıkları için indirilen dini değil uydurulmuş dini anlatanlara inanan zihniyet .
*
İnsanları doğru yola itmek, onlara hakkı ve hakikati öğretmek, hidayet ve gerçek saadet yolunu göstermek için indirilmiş Kur’an’ın sadece Arapçasını öğretmek için ve mealinin öğrenilmemesi için gayret gösteren zihniyet.
Kur’an anlaşılmadan insanlar hakk’ı ve hakikati nasıl öğrenebilir ki?
(Yûsuf Suresi, 2. Ayet; Biz onu Arapça bir Kur’ân olarak indirdik ki, aklınızı kullanıp anlayasınız diye.)
*
Çocuğuna okul kıyafeti alamadığı için intihar eden babalar varken, vatandaş ekmeği 25 kuruş daha ucuza alabilmek için halk ekmek kuyruklarında sıraya girerken kendilerine, bürokratlarına tanesi milyonlarla ifade edilen makam araçlarını alan, 4-5 yerden maaş aldığı konuşulan bürokratları olan zihniyet.
*
Ankara’nın “parsel parsel satıldığı” kendi ağır topları tarafından söylenen, cemaat denen yapıya karşı sevgi ve sempati beslemiş olduklarını ekranlar karşısında açıkça itiraf etmiş olan zihniyet.
“Kindar nesil” yetiştirmekten bahseden zihniyet.
*
Harf inkılabı ile bir gecede cahil kalındığını söyleyen zihniyet.
Bunlar zaten okumuyordu. Cahillerdi. Bir gecede cahil kalınmadı.
Evet bunlar yobazlıklarına, cehaletlerine mazeret arayan içlerinde çok ama çok büyük cahil kitleleri barındıran, cehaleti yücelten zihniyet.(Bakara Suresi, ayet 67: Cahillerden olmaktan Allah’a sığınırım.
A’raf Suresi, ayet 199: …Cahillerden yüz çevir.)
*
Yukarıda sıraladıklarım sadece bir kısmı.
“Sıraladığım zihniyette olanlar sizce ne ölçüde Müslüman olabilir?”
***
Dindar Anayasa öyle mi?
Hangi Müslüman ülkesine baksanız fakirlik, kaos, zulüm, işkence, nefret, cahillik ne ararsanız var. Demokrasi yoktur.Yönetenlerinin ağızından çıkan her şey kanundur.
Hepsi geri kalmışlardır.Vatandaşları yokluk ve sefalet içinde bir hayat sürerken
yönetenleri saraylarda, halkı afyonlayan tarikat ve cemaat liderleri villalarda lüks ve sefa içinde yaşar.
İsraf bunların iliklerine varana kadar işlemiştir.
Kur’an’ın bir çok yerinde israfın haram olduğu belirtilmesine rağmen.
***
Takdiri okuyucularıma bırakıyorum.
Sonuç mu?
“Güç bozar.
Mutlak güç mutlaka bozar.”