Gazetecilik “Gazze Şeridi’nde yok edildi” – Gazze katliamının devam etmemesi gerektiğini medya yoluyla açıkça belirtmek çok önemli – İsrail – Gazze savaşında gazeteci olarak görev yapmanın yaralanma ve ölüm başta olmak üzere yüksek riskleri var; saldırılarda, ölümcül derecede dayak, tutuklamalar, tehditler ve sansür de yer alıyor – İsrail ordusu günde ortalama 250 Filistinliyi öldürüyor, bu da son yıllardaki diğer büyük çatışmalardaki günlük ölü sayısını çok fazla aşıyor“Gazze artık uzaydan çekilen fotoğraflarda farklı bir renkte – Farklı bir doku olarak gözüküyor –
Gazze’deki gazeteciler, İsrail’in kara saldırısı sırasında ki çatışmayı haber yaparken, İsrail’in yıkıcı hava saldırıları, kesintiye uğrayan iletişim, malzeme kıtlığı ve ayrıntılı elektrik kesintileri de dahil olmak üzere özellikle yüksek risklerle karşı karşıya kalıyor. İsrail – Gazze savaşının başladığı 7 Ekim’den bu yana, bölgedeki gazeteciler ve medya, savaş hakkında haber yapımı son derece zorluklarla, düşmanca bir ortamda gerçekleşiyor. Bugün itibarıyla The Committee to Protect Journalists – Gazetecileri Koruma Komitesi CPJ’in kaydettiği bu gazetecilerden 19’unun, İsrail tarafından sebepsiz olarak parmaklıklar ardında tutulduğu görülüyor. Reuters haber ajansı ve Guardian gazetesi haberlerine göre, pek çok gazeteci de savaşı takip ederken aile üyelerini, en yakın sevdiklerini kaybetti.
Bugünkü İngiliz Guardian gazetesinin ‘JOURNAL’ eki “Hiçbir savaş bu kadar çok gazeteciyi bu kadar çabuk öldürmedi”yorumunu yaptı ve şöyle devam etti;
The Committee to Protect Journalists – Gazetecileri Koruma Komitesi (CPJ), 7 Ekim’den bu yana en az 83 medya çalışanının öldüğünü söylüyor. Bunlardan 76’sı Gazze’deki İsrail saldırılarında Filistinli, 3 Lübnanlı ve 7 Ekim saldırılarında Hamas tarafından 4 İsrailli gazeteci öldürüldü.
Gazze’deki toplam ölüm sayısı (Filistin yetkililerinin söylediğine göre en az 24.600) göz önüne alındığında bile medyanın verdiği rakamlar şok edici ve orantısız. Bir tahmine göre, genel nüfusun 100’de bir olduğu rapor edilirken, bu sayı oradaki tüm gazetecilerin onda birine tekabül ediyor. Reporters Without Borders – Sınır Tanımayan Gazeteciler, gazeteciliğin “Gazze Şeridi’nde yok edildiği” uyarısında bulundu. CPJ tüyler ürpertici bir şekilde “gazetecilerin ve ailelerinin hedef alındığı bariz bir modeli” tanımlıyor; gazetecilerin aile üyeleri öldürülmeden önce İsrailli yetkililerin ve İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF) subaylarının tehditlerini bildirdiği en az iki vaka da buna dahil.
IDF, gazetecileri hedef almadığını söylese de, basın mensubu olduğu açıkça belirlenen kişileri öldürdükleri ve medya profesyonellerinin ölümleriyle ilgili asılsız iddialara ve cezasızlık kayıtlarına sahip oldukları tespit edildi. Savaştan önce bir CPJ raporu, 22 yıl içinde İsrail ordusunun açtığı ateş sonucu 20 gazetecinin kimseden hesap sorulmadan öldürüldüğünü ortaya koyuyordu.
Bunlar arasında ünlü Filistinli Amerikalı muhabir Shireen Abu Akleh de vardı.
Reuters, muhabiri Issam Abdallah’ın Ekim ayında Lübnan’da, Agence France Press’in “kasıtlı ve hedefli” olarak tanımladığı ve Uluslararası Af Örgütü ile İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün olası bir savaş suçu olarak soruşturulmasını istediği bir saldırıda İsrail tank top mermisi ile öldürüldüğünü bildirdi. Başka bir vakada IDF, bir arabada iki gazeteciyi öldürdüklerinde drone kullanarak bir “terörist”i hedef aldıklarını söyledi, daha sonra adamların ellerinde kameralı drone olduğu için terörist gibi göründüklerini öne sürdü.
Gazetecilere yönelik saldırılar, ne kadar vahim olursa olsun, yalnızca sivillere yönelik saldırılar değildir. Aynı zamanda gerçeğin kendisine de darbe vuruyorlar: Onu oluşturma ve paylaşma becerisine. Uluslararası haber kuruluşları Gazze’ye yalnızca son derece kısa süreliğine ve sıkı kısıtlamalar altında erişebildi; biri hariç hepsi IDF’ye dahil edildi. Orada yaşayanlar dünyanın gözüdür.
The Committee to Protect Journalists – Gazetecileri Koruma Komitesi (CPJ), Filistinli gazetecilerin ölüm riskinin ötesinde “tutuklamalara… çok sayıda saldırı, tehdit, siber saldırı ve sansüre” maruz kaldığını söylüyor. On dokuz kişi hapiste; İsrail, Çin, Myanmar, Rusya ve İran’ın yanı sıra ilk kez örgütün en kötü gazeteci hapsedenler listesine girdi. Çoğu, İsrail ordusunun işgal altındaki topraklardaki insanları yargılama veya süre sınırlaması olmadan gözaltına almasına olanak tanıyan “idari gözaltı” altında tutuluyor.
Dışişleri Bakanı Antony Blinken, ABD’nin “silahlı çatışmalar sırasında gazetecilerin korunmasından yana olduğunu” söyledi. Birkaç grubun geçen hafta Joe Biden’a yazdığı bir mektupta ısrarla belirttiği gibi, İsrail’i ölümlerden ve basın özgürlüğü ihlallerinden sorumlu tutarak buna göre hareket etmeli. ABD, İngiltere ve diğerleri de İsrail’e uluslararası medyaya uygun erişim izni vermesi için baskı yapmalı.
Gazze’de yaralanan ve büyük kişisel kayıplar yaşayan muhabirler, başkalarına neler olduğunu dünyaya anlatmak için hızla işlerine geri döndüler. Kendileri haber olmak istemiyorlar. Ancak bu kadar çok insan ölürken nedenini sormak ve katliamın devam etmemesi gerektiğini medya yoluyla açıkça belirtmek çok önemli.