Bilgisayar teknolojilerindeki ilerleme aniden hızlanıp sistemler giderek birbirine bağlandıkça, teknolojideki bu hızlı ilerlemelerin dünyayı nasıl etkileyeceğini bilmek ve bunun sonucunda en kötü sonuçları önleyecek adımları atmak hayati önem taşıyor.
Siber güvenlik araştırmacıların oluşan bir ekip, Lancaster Üniversitesinde çalışan bilim insanlarının öncülüğünde gelecek tahmininde çok iyi bilinen Delphi yöntemini kullanarak 12 teknoloji uzmanının görüşlerini almış.
Şirketlerdeki baş teknoloji sorumlularından danışman fütüristlere ve teknoloji gazetecilerinden akademik araştırmacılara kadar geniş bir yelpazeyi kapsayan uzmanlara, önümüzdeki 15 yıl içerisinde hangi teknolojilerin gelişip dünyamızı değiştirebileceği, hangi tehlikeleri sergileyebilecekleri ve ortaya çıkabilecek sorunların nasıl ele alınabileceği sorulmuş.
Uzmanların çoğu Yapay Zeka’da (YZ) katlanarak artan bir büyüme öngörürken, birçoğu da güvenli YZ’nin geliştirilmesinde işin ucuzuna ve kolayına kaçılabileceğine yönelik endişelerini dile getiriyor. Bu kolaya kaçma işine ise rekabet üstünlüğü kazanmak isteyen ulus devletlerin yön verebileceğini düşünüyorlar. Hatta uzmanların birkaçı, uygun şekilde hayata geçirilmemiş YZ’nin pek çok ölümle sonuçlanabilecek kazalara yol açabileceğini görüşünde. Fakat diğer uzmanlar aynı görüşte değil.
Lancaster Üniversitesi Bilişim ve İletişim Fakültesinde çalışan okutman Dr. Charles Weir, “Teknolojik ilerlemeler büyük faydalar sağladı ve sağlamaya da devam ediyor” diyor. “YZ’nin de içinde yer aldığı bu teknolojilerin bazılarının tehlike barındırdığını ve geliştirmenin hangi noktaya varabileceğini biliyoruz. Herkes bunları tartışıyor. Fakat bazı uzmanlarca öngörülen bazı tehlikelerin boyutları sarsıcı nitelikte.
“Ancak ufkun ardında hangi muhtemel tehlikelerin yatıyor olabileceğini öngörerek, büyük sorunlardan kaçınmamızı sağlayacak adımlar atabiliriz.”
Çalışmada yer alan uzmanların çoğunun taşıdığı bir diğer büyük endişe ise teknolojik ilerlemelerin, yanlış bilginin daha kolay yayılmasını sağlayacağı. İnsanların gerçek ve kurgu arasındaki farkı anlayabilmesini zorlaştırma olasılığını taşıyan bu durum, demokrasiler için de olumsuz sonuçlar doğurabilir.
Dr. Weir şöyle aktarıyor: “Sosyal medya ağlarındaki yanlış bilgileri ve bunların bazı ulus devletler tarafından kullanıldığını halihazırda görüyoruz. Uzmanlar teknolojilerdeki ilerlemelerin, insanların ve kötü aktörlerin 2040’da yanlış bilgi materyallerini yaymaya çok daha kolay devam etmesini sağlayabileceğini öngörüyorlar.”
Diğer teknolojilerin ise 2040 yılında bu kadar büyük etki meydana getirmesi öngörülmüyor. Söz konusu teknolojiler arasında, uzmanların çok daha uzun bir zaman çerçevesinde etki meydana getireceğini düşündüğü kuantum bilişim de yer alıyor. Blok zincir ise çoğu uzman büyük bir değişim kaynağı olarak görmüyor.
Uzmanların öngörüleri şu şekilde:
- 2040 itibarıyla ulus devletler ve büyük teknoloji şirketleri arasındaki rekabet, güvenli YZ’nin geliştirilmesinde işin ucuzuna ve kolayına kaçılmasına yol açacak.
- 2040 yılına gelindiğinde kuantum bilişimin etkisi sınırlı olacak
- 2040 yılında, kamusal web varlıklarının sahipliği olacak. Bunlar dijital jetonlar ile belirlenerek, alınıp satılacak.
- 2040 itibarıyla gerçeği kurgudan ayırmak daha da zorlaşacak çünkü erişilebilir YZ, devasa miktarda kuşkulu içerik oluşturabilecek.
- 2040 yılında, sistemlerin merkezsizleşen doğası ve karmaşıklığı sebebiyle kazaların suç faaliyetlerinden ayırt edilmesi zorlaşacak
Öngörülerini sunan uzmanlar, artan endişelerin bazılarına yardımcı olacak birtakım çözümler de önermiş. Bu öneriler arasında, hükümetlerin YZ satın almada güvenlik ilkelerini, YZ güvenliğini düzenleyen yeni kanunları devreye sokması da bulunuyor. Ek olarak üniversiteler, teknik becerilerle yasaları birleştiren dersler sunarak hayati önem kazanabilir.
Bu öngörüler, politika yapıcılar ve teknoloji uzmanlarının yeni bilişim teknolojileri geliştirme ve yürürlüğe koymaya dönük stratejik kararlar vermelerine yardımcı olacak. Bulgular, hakem denetimli IEEE Computer bilim bülteninde ‘2040’da Birbirine Bağlı Bilişim: Güvenlik, Gerçek, Sahiplik ve Hesap Verebilirlik’ başlığında ana hatlarıyla aktarılıyor.
Kaynak: Lancaster Üniversitesi. Çeviren: Ozan Zaloğlu.