Tıp dilinde adenoid hipertrofisi olarak adlandırılan geniz eti hastalığının çocukluk çağı rahatsızlıklarından biri olduğunu söyleyen Yalçınozan, geniz eti dokusunun, genzin arka-üst duvarında yerleşmiş bir lenfoid doku kitlesi olduğunu ve bu dokunun bağışıklık sistemi hafızasının gelişmesinde önemli bir rolü bulunduğunu belirtti.
Geniz eti probleminin genellikle çocukların ev ortamından çıkıp kreş gibi sosyal ortamlara girdiği dönemlerde belirti vermeye başladığını söyleyen Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi Kulak Burun Boğaz ve Boyun Cerrahisi Anabilim Dalı Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Eda Tuna, üst solunum yollarının nefes alma esnasında sürekli olarak mikroorganizmalarla temas halinde olduğunu ve özellikle yuvaya giden çocukların sürekli olarak birbirlerine bulaştırmaları sonucu geniz eti büyümesinin sıklığının kreş döneminde arttığını belirtti.
Yrd. Doç. Dr. Eda Tuna Yalçınozan şöyle devam etti: “Mikroorganizmaların tekrarlayan temaslarına maruz kalma, alerji ve anne babanın sigara içmesi gibi nedenlerden dolayı bu lenfoid oluşumlar büyüyüp hipertrofik hale gelebilmektedir. Adenoid çocukların büyüme ve gelişmesinde etkisi olan bir sağlık sorunudur. Geniz eti nedeniyle yaşanan bu sorunlar çocuklarda burun tıkanıklığı ve buna bağlı ağız solunumu, üst solunum yolu direnç sendromu, horlama, tıkayıcı uyku apnesi, dikkat dağınıklığı ve buna bağlı ders başarısında azalma, huzursuzluk ve asabiyet, gece uyurken çiş kaçırma, yutma ve konuşma bozuklukları, tat ve koku almada azalma, sinüzit, orta kulakta sıvı toplanması, orta kulak iltihabı, işitmede azalma, ağız kokusu, bademcik iltihabı, farenjit, ses teli iltihabı, akciğer iltihabı, anormal yüz ve diş gelişimi, büyüme ve gelişme geriliği, pulmoner hipertansiyon, kor pulmonale, gibi birçok sağlık sorununa yol açabilmektedir. Hatta bu nedenlerden dolayı özellikle sık enfeksiyon geçiren, sürekli bir burun tıkanıklığı, horlama ve ağzı açık uyuma gibi sorunları olan çocuklarda, aileler tetikte olmalıdır. Geniz eti sorununun çocuklarında da olabileceği ihtimalini göz önünde bulundurup bir kulak burun boğaz hastalıkları hekimine başvurmalıdırlar.”
ÇOCUKLAR AMELİYAT GÜNÜ TABURCU EDİLİYOR
Günümüzde endoskopik muayene yöntemlerinin daha kolay uygulandığını söyleyen Yrd. Doç. Dr. Eda Tuna Yalçınozan, bu muayene yöntemleri sayesinde tanının doğru bir şekilde konulabildiğini, bununla beraber semptom ve bulguların uygunluk göstermediği durumlarda ise radyolojik incelemelerin de gerektiğini söyledi. Yrd. Doç. Dr. Eda Tuna Yalçınozan şöyle devam etti: “Bazen geniz eti dokusu enfeksiyon nedeniyle büyüyebilir ve haftalar boyunca bu enfeksiyon hali devam edebilir. Bu duruma geniz eti iltihabı adı verilmektedir. Sürekli olan burun tıkanıklığı veya akıntısı, geniz akıntısı, boğaz ağrısı, baş ağrısı, kulak ağrısı ve kulak enfeksiyonları ayrıca öksürük gibi şikayetlere neden olabilir. Geniz eti enfeksiyonlarında tedavi ilk basamakta antibiyoterapi ve diğer yardımcı ilaçlardır; fakat çocuk sinüzit veya otit gibi enfeksiyonları çok sık yaşamaya başladıysa, medikal tedavi artık işe yaramayacaktır ve beraberinde solunum problemleri de devam edecektir. Bu gibi durumlarda adenoid dokusunun alınması gerekmektedir. Bu işleme de adenoidektomi (geniz eti alınması) ameliyatı denmektedir. Adenoidektomi ameliyatı endikasyonlara uyan doğru tanı ile beraber her yaşta yapılabilmektedir. Ameliyat, Kulak Burun Boğaz Hastalıkları uzman hekimi tarafından, hastane veya cerrahi merkezlerde genel anestezi altında uygulanan bir işlemdir. Hatta ameliyat sonrası herhangi beklenmeyen bir durum gelişmediği sürece, hastalar gün içinde taburcu edilebilmektedir. Yaklaşık 4-6 saatlik bir ameliyat sonrası dönemin ardından, hastalar katı ve sıcak olmamak koşulu ile birçok şeyi yemeye başlayabilmekte, ameliyatın ertesi günü ise normal yaşantılarına devam edebilmektedir.”