Başka bir galakside yaşayan uzaylı astronomlar, Samanyolu’nun 100 milyar yıldızını gece gökyüzünde küçük bir ışık bulutundan hallice görebilir. Yine de bu soluk lekedeki ışık frekanslarını analiz ederlerse, galaksimizin nelerden oluştuğunu çözmeleri mümkün olabilir.
Bu da şu soruyu gündeme getiriyor: Samanyolu’nun yapısı milyonlarca ışık yılı uzaklıktan nasıl görünüyor?
Almanya’daki Max Planck Astronomi Enstitüsü ve Çin’deki Yunnan Üniversitesi tarafından yürütülen araştırma bu soruya bir yanıt verdi: Galaksimiz türünün tek örneği olmasa da tuhaf bir yer.
Samanyolu, benzer büyüklükteki diğer galaksiler arasında, merkezde çok düşük olan, yarı yola doğru yükselen ve daha sonra galaksinin eteklerinde tükenen metal konsantrasyonları ile öne çıkıyor.
Karşılaştırıldığında, diğer galaksilerin metal dağılımı çok daha düz, yani bir çörekten çok bir krep gibi. Araştırmacılara göre galaksimiz benzersiz değil ancak sıradan olmadığı da kesin.
Bu arada unutmadan; gök bilimciler ‘metal’ kelimesini hidrojen ve helyumdan daha ağır olan tüm elementleri ifade etmek için kullanıyor.
Hidrojen ve helyum çekirdekleri Büyük Patlama’dan dakikalar sonra meydana geldi, elektronlar ise yaklaşık 380 bin yıl sonra atomları oluşturmak amacıyla harekete geçti. Daha ağır elementler ise milyarlarca yıllık yıldız evriminin ürünü ve ortaya çıkmaları için daha fazla zaman geçmesi gerekti. Bu nedenle, Evren’in tarihinde daha erken doğan yıldızlar, daha sonra doğanlara göre daha az metale sahip olma eğiliminde.
Araştırmacılar Samanyolu’nu Yakın Galaksileri Haritalama (MaNGA) araştırması kapsamında gözlemlenen benzer kütleli 321 galaksiyle karşılaştırdı ve bunların sadece yüzde birinin metal dağılımı açısından Samanyolu ile eşleştiğini tespit etti.
Astronomlar ayrıca Samanyolu’nu, 13,8 milyar yıl boyunca on binlerce galaksinin evrimini modelleyen TNG50 simülasyonundaki 134 galaksi ile karşılaştırdı. Simüle edilen galaksilerin yalnızca yüzde 11’i bizimkine benziyordu.
Bunun birkaç açıklaması var. Belki de daha düşük metal içeriğine sahip yaşlı yıldızlar galaksinin merkezindeki tüm kaynakları kullandı. Bu da orada az sayıda genç yıldızın doğduğu anlamına geliyor ki bu da merkezdeki metal düşüşünü açıklıyor.
Alternatif olarak, Samanyolu’nun merkezindeki süper kütleli kara delik beslenirken radyasyon yaymış ve merkezde yıldız oluşumunu zorlaştırmış olabilir.
Samanyolu’nun kenarlarındaki metal kıtlığı, galaksimizin düşük metal içeriğine sahip başka bir galaksiyi yutmasından kaynaklanıyor olabilir.
Nature Astronomy dergisinde yayınlanan araştırmanın başyazarı ve gök bilimci Jianhui Lian, “Samanyolu’nun özel olup olmadığını bilmek istiyorsak, kendi galaksimizi daha uzak galaksilerle karşılaştırmanın yöntemlerini bulmamız gerekiyor” diyor. Ve “Gök bilimciler yüz yıl önce Samanyolu’nun evrendeki tek galaksi olmadığını fark ettiklerinden beri bu ucu açık bir soruydu” diye ekliyor.
Science Alert makalesinde Türkçeleştirildi. / Mashabble Türkiye