Yeşilçam’ın usta oyuncusu Filiz Akın, akciğerlerindeki rahatsızlık nedeniyle hastaneye kaldırılmıştı. Üç gün yoğun bakımda kalan ve ardından tedavisine evde devam edilen Akın, son sağlık durumuyla ilgili açıklama yaptı
Usta oyuncu Filiz Akın, akciğerlerindeki rahatsızlık sebebiyle geçen hafta hastaneye kaldırılmıştı. Üç gün yoğun bakımda kalan Akın, ardından normal odaya alınmıştı.
“İYİLEŞMEDE BİR HIZLANMA VAR”
Daha sonra tedavisine evde devam edileceğini açıklayan Filiz Akın, son sağlık durumu ile ilgili açıklama yaptı. Usta oyuncu, Instagram hesabından yaptığı paylaşımda, “Bende bu sağlık meleklerinin gayretiyle iyileşmede bir hızlanma var. Daha önce bilseymişim keşke bu ekibi. Belki de ateş komasına girmeden daha hızlanırdı tedavi. Gene de şükür; başta Fatih Çakır olmak üzere Burçak Uzuntaş ve Gamze Sarıkaya’ya çok teşekkür ediyorum.” ifadelerini kullandı.
“KORONA KADAR ÖLÜMCÜL!” DEMİŞTİ
Üç gün önce hastaneye yatırıldığı anları paylaşan Akın, sepsis hastalığı ile mücadele ettiğini dile getirmişti.
Akın, gönderisinde, “Bu kadar üst üste gelen yangın ve sel felaketlerindeki acılara yürek dayanmıyor ve hastalanma derecesinde etkileniyor insan.’ demiştim. Burada ikinci kere Bodrum’daki özel bir hastaneye getirilmişim. Tansiyon tehlikeli derecede düşük, ateş 42… (Sepsis’e karşı mücadelede ölümden kıl payı kurtaranlara, koronavirüs kadar ölümcül olan, baştan ayağa kadar iltihapla kişiyi ele geçirerek, yok eden bakteriden daha hızlı bir şekilde tedavi yüklemesi yapan doktoruma, yoğun bakım meleklerine, kritik durumda tedavim için dikkatle, yanımdan neredeyse ayrılmayan acil servis hemşirelerine, merak eden, iyileşme dilekleri ve dualarını yollayan sizlere çok teşekkür ederim.” ifadelerine yer vermişti.
“MİDEME TÜP TAKILDI”
Midesine tüp takıldığını da ifade eden Filiz Akın, serumla tedavisine bir süre evde devam edileceğini de açıklamıştı. Takipçilerinden Akın’a çok sayıda “Geçmiş olsun.” mesajları yağmıştı.
SEPSİS HASTALIĞI
Sepsis, vücudun bir enfeksiyona karşı verdiği tepkinin neden olduğu, bazı vakalarda potansiyel olarak yaşamı tehdit eden bir duruma verilen isimdir.
Bağışıklık sistemi normalde vücutta görülen bir enfeksiyonla savaşmak için kan dolaşım sistemine çeşitli kimyasal maddeleri salar. Sepsis, vücudun bu kimyasal maddelere karşı tepkisi dengesiz olduğunda ve birden fazla organ sistemine zarar verebilecek değişiklikler tetiklendiğinde ortaya çıkar.
Devam eden sepsis daha ağırlaşarak, septik şoka ilerlerse, bireyin tansiyonu, yani kan basıncı önemli ölçüde düşer. Bu da bireyin ölümüne yol açabilir.
“HİÇBİR DUYGUYU HAKKINI VEREREK YAŞAMADIM”
78 yaşındaki usta sanatçı, geçtiğimiz hafta özel yaşamı ve iş hayatını anlattığı “Hayatın Provası Yok” isimli kitabını hayranlarıyla paylaşmıştı. Filiz Akın, nehir söyleşi türündeki kitapta, “Oyunculuk yaparken es geçtiğin ya da doya doya yaşamadığın duygular oldu mu?” sorusuna şu yanıtı vermişti:
Biz o kadar yoğun çalışırdık ki, yakınlarımızın cenazesine bile katılamadığımız olurdu. Fazla özveri isteyen bir işti sinema. Günler, geceler boyunca çalışırdık… Hiçbir duyguyu hakkını vererek yaşadığımı söyleyemem! Kadın olmak ne tuhaf… Ayrıca bunun hakkını nasıl verebilirsiniz? Bol bol süslenmek, giyinmek, farkını ortaya koymak ise evet, bunları filmlerimizde rol gereği yaptık. Bir de ayrıca yapacak zaman yok. Abla olmak duygusu örneğin… Kız kardeşimi hep sevdim, hep ihtiyacı olduğunda yanında olmaya çalıştım. Annemle de öyle… Onlarla her an birlikte olamıyordum ama destektik birbirimize. Hayat böyle bir role uygun görmüştü bizi. Gerçek yaşamdan çok filmlerde yaşanacak ana temalar, duygular… Ama bunu şikayet olarak söylemiyorum. ‘Değdi mi?’ demiyorum en azından. Değdiğine inanıyorum. Şu gördüğüm sevgi, saygı… Az şey mi bunlar?
“KANSERİ BİLE NAZİKÇE KARŞILADI”
Ayrıca kitapta ünlü isimlerin Filiz Akın ile ilgili düşüncelerine de yer verilmişti. İşte o isimlerden bazıları…
* Zülfü Livaneli: Film yıldızı olmak ilginç bir deneyim. Kim bilir kaç insanın hayalini süslüyorsun, kim bilir kaç bin duvarda resmin asılı, kim bilir kaç genç kız sana benzemeye çalışıyor? İşte bütün bunlara rağmen sahici, yalın, dost bir insan kalabilmek için Filiz Akın olmak gerekiyor.
* Türkan Şoray: Adını duyunca içimin titrediği Filiz; Narin, duygusal, zarif kişiliğinin yanı sıra her olayı metanetle karşılayan çok güçlü bir yanı da olan arkadaşım. En umutsuz anda bile, bir umut ışığı yakalar.
* Oya Başar: Çocukken açık hava sinemasına gider, o sihirli dünyayı seyrederdik. Sarı uzun saçları, zarafeti ve şıklığı bana hep çok farklı gelmişti. Yıllar sonra kendisini tanıdığımda ruhunun da ne kadar güzel ve gerçek olduğunu gördüm. Benim hem ablam, hem arkadaşım, hem sırdaşım oldu.
* İlker İnanoğlu: Bana hayat veren insan. Zevkli, kaliteli, kibarlık örneği. Kanseri bile nazikçe karşılayan hayat öğretmenim. Beni hep şaşırtmayı başaran benim en iyi arkadaşım, annem…