Kaynak:Habertürk
Darbe girişiminin “kırılma anları” olarak tarihe geçen bu olayların başında, 15 Temmuz ihaneti için görevlendirilen bir binbaşının son anda fikir değiştirip Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Başkanlığına gitmesi geliyor.
FETÖ’cü askerlerin tasfiye edilmesi beklenen Yüksek Askeri Şura (YAŞ) toplantısı öncesinde yapılan ihbarın, bir darbe girişiminin habercisi olabileceğini değerlendiren istihbarat yetkilileri, bu bilgiyi Genelkurmay Başkanlığına bildirdi.
Dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, MİT Başkanı Hakan Fidan ile görüşmesinin ardından, “Türk hava sahasının askeri hava araçlarına kapatılması” emrini verdi.
Bu gelişme üzerine 03.00’da yapılacak darbe girişimini öne çeken darbeciler, söz konusu saate göre hazırlanan planlarda değişikliğe gitmek zorunda kaldı.
Beklenmeyen bu durum karşısında panikleyen örgüt mensupları, darbe girişiminde kullanılacak birlikleri planladıkları gibi komuta edemedi.
ERDOĞAN’IN ÇAĞRISI DİRENİŞİ ATEŞLEDİ
Darbe girişiminin seyrini değiştiren bir diğer kırılma anı ise Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, halkı “meydanlara davet etmesi” oldu.
O saate kadar darbeciler, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yurt dışına kaçtığını ya da yakalanarak açık denizde demirlenen gemide tutulduğu yalanına sarılarak psikolojik üstünlük kurmak istedi.
Ancak saatler 00.26’yı gösterdiğinde Cumhurbaşkanı Erdoğan, CNN Türk canlı yayınına bağlanarak, “Milletimizi meydanlara davet ediyorum.” dedi.
Erdoğan’ın çağrısı üzerine ellerinde bayraklarla alanlara inen vatandaşlar, darbecilere karşı demokrasiyi savundu.
AKAR’IN DİRENİŞİ DARBECİLERİN UMUDUNU KIRDI
Darbeciler, kendilerinden olmayan askerleri yanlarına çekebilmek için girişimin emir komuta zinciri içinde yapıldığını, “Genelkurmay Başkanı Akar ve komuta heyetinin süreci yönettiğini” yaymaya başladı.
Lakin Orgeneral Akar, başına dayatılan silaha rağmen darbecilere karşı gelmiş, girişimin bir an önce bitirilmesini istemişti.
Bunun üzerine darbeciler, Akar’ı derdest ederek Akıncı Üssü’nde alıkoydu.
Akar’ın direnişi, darbenin emir komuta zinciri içinde yapıldığı yalanını çürüterek ihanetin başarılı olmasının önündeki engellerden biri oldu.
ÖMER HALİSDEMİR’İN KAHRAMANLIĞI
O gece yaşanan ve darbe girişiminin seyrini değiştiren bir diğer gelişme de Özel Kuvvetler Komutanlığı (ÖKK) karargahında görevli Astsubay Ömer Halisdemir’in kahramanlığıydı.
Darbeci Tuğgeneral Semih Terzi, ÖKK karargahını ele geçirmek için tam teçhizatlı bordo bereli askerden oluşan iki timle Diyarbakır’dan Ankara’ya hareket etti.
Bu gelişme üzerine dönemin Özel Kuvvetler Komutanı Zekai Aksakal, Halisdemir’i arayarak, karargaha gelmesi halinde Terzi’yi etkisiz hale getirmesini istedi.
Emir karşısında tereddüt etmeyen Halisdemir, bu görüşmeden kısa süre sonra Semih Terzi’yi ÖKK karargahına girmek üzereyken vurdu.
Ömer Halisdemir ise Terzi’nin beraberindeki bazı askerlerce şehit edildi.
Darbecilerin moral ve motivasyonunu düşüren Terzi’nin ölüm haberi, o gecenin unutulmaz bir diğer kırılma anı olarak tarihe geçti.
TANKLAR DIŞARI ÇIKARILMADI
Darbecilerin planına göre Etimesgut Zırhlı Birlikler Eğitim ve Tümen Komutanlığına bağlı mühimmat yüklü yaklaşık 50 zırhlı araç, Ankara’nın önemli kavşak ve geçiş noktalarını tutacaktı.
Böylece hem sokaklara çıkmak isteyen halkın direnci kırılacak hem de şehrin kontrolü kısa sürede sağlanacaktı.
Darbe girişiminin başlamasıyla eski tuğgeneral Ahmet Bican Kırker, karargahın komutasına el koydu ve mühimmat yüklü zırhlı araçların bir an önce belirlenen noktalara ulaşması talimatını verdi.
Darbeci generalin kanunsuz emrine uymayan bir grup asker, tankların Ankara caddelerine çıkmasını engellemek için araçların sigortalarını söktü, bazı askerler de anahtarları sakladı.
Beklemediği bu durum karşısında şaşkınlık yaşayan Kırker, ilerleyen saatlerde darbe karşıtı askerlerce yakalanarak polise teslim edildi.
Tankların darbe faaliyetinde kullanılmasının önüne bu şekilde geçilmesi, alanlarda takviye bekleyen darbecilerin kısa sürede teslim olmasını sağladı.
ANKARA’YA 500 KOMANDO SEVK EDİLECEK
Darbeciler, peş peşe beklemedikleri gelişmeler karşısında alanda hakimiyet sağlamak için Denizli’de konuşlu 11. Komando Tugayı’ndan 500 komandoyu hava yoluyla Ankara’ya getirmek istedi.
Bunun üzerine eski tugay komutanı Tuğgeneral Kamil Özhan Özbakır, Kayseri Erkilet Askeri Havaalanından gelecek iki kargo uçağıyla askerlerin Çardak Hava Meydan Komutanlığı’ndan Ankara’ya gitmelerini emretti.
Ancak Çardak Havaalanı’nın elektriklerinin kesilmesi, iş makinelerinin piste çekilmesi, havaalanındaki yakıtın boşaltılması gibi tedbirlerin yanı sıra halkın direnişi sayesinde askerleri almaya gelen kargo uçakları iniş yapamadı.
Böylece darbecilerin Ankara’nın kontrolünü sağlamak için komando sevk etme planı da suya düştü.