EYT sorunu bir insan hakkı ihlalidir…
EYT sorunu bir sözleşme ihlalidir…
EYT sorunu IMF talimatlarına harfiyen uyan AKP tarafından bir krize dönüştürülmüş ve 20 yıldır bu sorun tam manası ile kangren olmuştur.
Gerekçe bütçe açığına neden olan Soysal Güvenlik açıklarını kapatmakmış!
Efendim SSK yani şimdiki adıyla SGK zarar ediyor, bütçe açıklarına neden oluyormuş…
Malum söylem SSK iflas etti…
Efendim bu gerekçe geçerliyse o halde Milli Savunma Bakanlığını da kapatalım ve Türk Silahlı Kuvvetlerini de lağvedelim.
Milli Eğitim Bakanlığı da, Sağlık Bakanlığı da Diyanet İşleri Başkanlığı da ve hatta Emniyet Genel Müdürlüğü de zarar ettikleri gerekçesiyle kapanmaya müstahak kurumlardır.
Arkadaş siz kafayı mı yediniz?
Devlet bir şirket değil ki kar ya da zarar etsin, iflas durumuna düşsün.
Devlet kar etmek için değil hizmet etmek için kurulur ve bu hizmeti görmek içinde vergi toplar, toplanan vergiler ile de kamusal hizmetler görülür.
Sosyal Güvenlik de kamusal bir hizmettir ve Anayasamızın amir hükmü olan sosyal devlet ilkesi uyarınca Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan herkes bir Sosyal Güvenlik şemsiyesine sahip olma hakkına haizdir.
Türkiye’de çalışma hayatına giren herkes bir sosyal güvenlik kurumuna üye olur, sözleşme imzalar, belirlenen hak hukuk çerçevesinde primini de öder ve zamanı geldiğinde emeklilik, sağlık güvencesi ve benzeri haklarından yararlanır.
Ortada karşılıklı bir mutabakat var, çalışıp prim ödeyen ile prim toplayarak bir takım yükümlülükler üstlenen Sosyal Güvenlik Kurumu arasında resmiyete bağlanmış kanunileşmiş bir sözleşme var.
Herkes bilir ki kanunlar geriye yürümez, bu hukukun en temel ilkelerinden birisidir. Hiç kimse bu sözleşme hükümlerini geriye dönük olarak değiştirme hakkına sahip değildir.
Amma ve lakin Türkiye’de bu yapıldı, kanunlar geriye yürütüldü ve ortaya bir Emeklilikte Yaşa Takılanlar krizi çıktı insanlar bir günde kazanılmış haklarından oldular!
Açık ve net olarak söylemek gerekirse bu her şeyden önce tam bir hukuk cinayetidir.
Konunun tartışılacak bir yanı yok SSK yasasında yapılan değişiklikten önce sisteme dâhil olan ve sözleşme imzalayan her bir çalışan ilk sahip olduğu haklardan yararlanabilmelidir.
Bu elbette sonradan yapılan değişikliklerin makul ve mantıklı olduğu anlamına gelmemektedir. AKP iktidarı tarafından IMF’nin istekleri doğrultusunda yapılan Sosyal Güvenlik düzenlemeleri emekli olan herkesi fazlasıyla mağdur etmektedir.
Öncelikle aylık bağlanma oranları AKP tarafından o kadar düşük tutulmuştur ki sadece bu bile başlı başına bir faciadır.
Ayrıca staj ve çıraklık döneminin emeklilikte hesaba dâhil edilmemesi son derecede mantıksız bir hak ihlalidir.
İntibak talep ediliyor, çünkü aynı primi ödemiş olsalar dahi farklı dönemlerde emekli olan kişiler arasında son derecede vahim ölçekte farklı emekli aylıkları alınıyor bu da ortaya çok büyük bir haksızlık çıkarmaktadır.
Diğer yandan son derecede düşük, açlık seviyesinin bile altına düşmüş emekli maaşları artık sorun olmaktan çıkmış ölümcül bir kangrene dönüşmüştür. Elin emeklisi orada burada, memleket memleket gezerken bizim emekliler kahveye çıkmaya korkar hale gelmiştir.
Bakınız, milyonlarca Suriyeli için 100 milyar dolara yakın para harcamaktan kaçınmayan iktidarın, kendi vatandaşı olan EYT mağdurları için para pul hesabı yapması son derecede utanç vericidir!
Fakat daha da şaşırtıcı olan bu kadar büyük bir mağduriyet yaratan AKP’nin hala yüzde 30’lar bandında bir halk desteğine sahip olabilmesidir.