II. Karabağ Savaşı Ardından Kabul Edilen Ateşkesin Yazı/Turası ve Azerbaycan’a Getirilen 50.000 Ermeni
Muhammet Kemaloğlu/
Azerbaycan Cumhuriyeti’nin 27 Eylül’de başlattığı terörle mücadele harekâtı ve 9/10 Kasım 2020 tarihinde kabul ettiği ateşkes, geçici de olsa Azerbaycan ile Ermenistan arasında sükûneti sağladı.
Geçici diyorum çünkü ateşkes sonrasında Karabağ’dan çıkmayan/çıkarılamayan/çıkartılmayan ayrılıkçı/yıkıcı Ermeni unsurlar tarafından Azerbaycan mevzilerine/topraklarına saldırılar gerçekleştirilmekte ve bu saldırılar neticesinde Azerbaycan askerleri şehit olmakta.
Bu durum ise bizleri ateşkesi ve sonrası olayları tahlil etmeğe sevk etmektedir.
Gerçekten Karabağ Savaşı sonrası kabul edilen beyanname Azerbaycan Ordusunun Büyük Zaferi yanında farklı amaçlar barındırmakta mıydı?
Dünya kamuoyuna yansıtılan ile madalyonun öteki yüzü faklı mıydı?
Beyannamedeki maddeler de saklı/muğlak hususlar var mıydı?
Eğer beyannamedeki maddelerde muğlak hususlar var ise bu hususlar Azerbaycan’a neler kaybettirecekti?
Beyannameyi yazan Putin, bu saklı veya farklı amaçlara hizmet etmesini istediği maddelerle neleri kazanmayı amaçlamıştı?
Paşinyan, “Kendim ve hepimiz için çok zor bir karar aldım” ifadelerini kullanmış ve Ermenistan yenilmişti. Ermeniler, Azerbaycan topraklarından çekiliyorlardı.
Gerçekten de Ermeniler çekiliyor muydu?
Azerbaycan, Karabağ’a (üç parçaya ayrılmış topraklarından biri-Nahçıvan, Azerbaycan, Karabağ) yerleşebilecek miydi?
Kanaatimizce HAYIR.
Çünkü 9/10 Kasım tarihinde kabul edilen antlaşma ve maddeleri bunun tam tersini söylüyor.
Savaş öncesi Karabağ ve Dağlık Karabağ içerisinde kurulduğu/var olduğu iddia edilen sözde Dağlık Karabağ Cumhuriyeti Ermeni işgali altındaydı. Yani Karabağ’ın tamamı Ermeni işgali altındaydı. Azerbaycan Ordusunun şanlı zaferi sonrasında Azerbaycan, Karabağ’da işgal edilen 12 ilden 8’ini, Dağlık Karabağ adıyla adlandırılan toraklarının da %40’ını kurtardı. Azerbaycan’ın Karabağ içerisinde yer alan Dağlık Karabağ topraklarının %60’ı görünürde halâ Ermeni işgali altındadır. Görünürde diyorum çünkü Dağlık Karabağ denilen, Azerbaycan’ın Hocalı, Hankendi, Ağdere, Hocavend illeri aslında Rus Barış Gücü kontrolüne terkedilmiştir.
Şunu diyebilir ki Azerbaycan’ın Karabağ topraklarındaki işgalci Ermeniler gitmiş yerlerine Ruslar gelmiştir ve Ruslar Karabağ’dan yani Azerbaycan’dan çıkmayacaktır.
Savaşı meydanında kazanılan muzafferiyet siyasi alanda kadük kalmıştır.Siyasi zafer Rusya’nındır.
Acı bir gerçek ortaya çıkmıştır: Azerbaycan topraklarının Ermeni işgalinde olması mı yoksa Rus işgalinde olması mı daha kârlı/kazançlıdır, bunun sonuçlarını tabiki de ilerleyen süreçte görebileceğiz.
Azerbaycan ordusu, terörle mücadele harekâtı esnasında Laçın ve Şuşa’yı kurtarmıştı. Ermenistan’dan Hankendi ve çevresindeki Ermeni askerlere gelen ikmal yolları kapatılmıştı. 20.000 Ermeni askerinin imha edilmesi veya esir alınması an meselesi idi. Hankendi, Hocalı, Hocavend ile Ağdere de alınmak üzereydi. Tam bu esnada kabul edilen beyanname ile Azerbaycan’ın Karabağ’daki Hankendi, Hocalı, Hocavend ile Ağdere illeri “Karabağ toprakları Azerbaycan’ındır” denerek Rus askerinin denetimine bırakıldı. Sadece buralar değil “Temas Hattı” adıyla Azerbaycan ile Azerbaycan’ın bahse konu bu toprakları arasına Rus askerleri yerleşti.
Laçın Koridoru/Yolu diye adlandırılan güzergâhın denetimi de Rus askerilerinde (Karabağ’a 10.000 Rus askeri getirildiği iddia edilmektedir.) olacaktır. Ermenistan’dan bu yol ve Rus denetimi altındaki Hankendi, Hocalı, Hocavend ile Ağdere illerine yerleştirilen (12 Ocak itibariyle 48.840[1] Ermeni? Karabağ’a getirilmiştir ki bu gelenlerin gerçekten Karabağlı/Azerbaycanlı Ermeniler olup olmadığını da bilen yok) ve de bu topraklardan çıkarılmayan (en az 20.000 Ermeni askeri) yaklaşık 70.000 Ermeni’ye her türlü malzeme sevki yapılabilecektir[2].
Azerbaycan topraklarına yine Azerbaycan’ın isteği ile Kongo’dan, Papua Yeni Gine’den, Togo’dan Barış Gücü askerleri getirilemez miydi?
5 yıl sonra Nijer Barış Gücü Askerlerine mi göreviniz bitti gidebilirsiniz demek mi daha kolay olacaktır yoksa Rus Barış Gücüne mi?
Bu endişemizin haklı gerekçeleri de bulunmaktadır.
Rusya, Gürcistan’dan, Kırım’dan, Suriye’den çıkmış mıdır ki Karabağ’dan çıksın.
Bunlarla birlikte Rusya sadece Karabağ’a yerleşmemiştir. Rusya, Karabağ Savaşı ve ardından kabul edilen ateşkes/beyanname sonrasında İran ile de komşu olmuştur. Ermenistan’ın güney sınırlarına da yerleşmiştir. Nahçıvan-Meğri toprakları üzerinde yapılması planlanan Koridorun/Yolun kontrolü Rus askerilerinde olacaktır.
Turan, Turan, Turan diye duygularımızı alevlendiren, bizi Urumçi’ye kavuşturacak yol/koridor en fazla üç beş ay çalışabilecektir. Yol yapılıp hizmete sunulduktan sonra Azerbaycan’a gidip gelmek isteyenlere karşı yapılacak terör saldırıları neticesinde yolun/koridorun kapatılması hiç de zor olmayacaktır. Yol kapansa da Rus askerileri burada kalmaya devam edecektir.
Birçoklarının iddia ettiği gibi Rus Federal Güvenlik Servisi’nin gözetim ve denetiminde olacak Nahçıvan-Zengilan arasında inşa edilecek karayolu Türkiye ile Türk Dünyasını birleştirme imkanına sahip olacak mı?
Sağ en baştaki askerî şahıs, Azerbaycan’ın, alınamayan (barış antlaşması gereği) topraklarında konuşlanan 3000’den fazla Rus Barış Gücü’nün Komutanı, Rüstem Muradov ve onunla aynı renk kamuflaj giyenler Rus Özel Kuvvetleri personeli, diğerleri ise ortada deri montlu olan, sözde dağlık Karabağ cumhuriyeti cumhurbaşkanı, Kırmızı Bültenle aranan ayrılıkçı, yıkıcı terörist arayik harutyunyan ve yanındakiler ise onun terörist adamları.
Doğal sınırları Gürcistan’da biten Rusya, Karabağ Savaşı ve ardından kabul edilen beyanname ile bir Rus askerini bile ziyan etmeden Hüdaferin’e sınır olmuştur.
Karabağ anlaşmasının maddelerine baktığımızda;
Azerbaycan ve Ermenistan kontrol ettikleri pozisyonlarda kalacak diyor. Kontrol ettikleri yerler, Karabağ dışındaki ülke toprakları mı?
Hayır. Çünkü, Azerbaycan, işgal altında olan topraklarını kurtarmak için kendi ülke topraklarında savaşıyordu (Türkiye’nin tıpkı 1919-1922’li yıllarda Bursa’da, Eskişehir’de, Afyon’da Edirne’de, İzmir vb.nde yaptığı gibi). Eğer kontrol kelimesini, ermeniler için işgal altındaki topraklar açısından ele alırsak, o zaman da, işgal altındaki toprakların (Hankendi, Ağdere, Hocavend ve Hocalı’yı) defacto olarak Ermenilere-kısacası sözde dağlık Karabağ cumhuriyetine, ki antlaşamaya göre böyle bir yapı lağvedildi- Rus Barış Güçlerine teslim etmiş olduğumuzu kabul ediyoruz. Bu konuda, “Azerbaycan Antlaşması, II. Fasıl, Devletin Esasları, Madde 7, Azerbaycan Devleti, I. Azerbaycan devleti, demokratik, hukuki, dünyevi ve üniter bir Cumhuriyettir”. hükmü açıkça belirtmektedir ki, Azerbaycan topraklarında hiçbir yabancı/işgalci güç olamaz/bulunamaz, Azerbaycan toprakları bir bütündür. Peki yeni Karabağ’da durum böyle mi?
Laçin 1 Aralık’a kadar Azerbaycan’a geri verilecek.
Hayır. Laçın, Azerbaycan’a verilecek ise, 5 km. ve Azerbaycan’ın diğer topraklarında Rus Federal Güvenlik Güçleri ile Rus Barış Gücünün (Rus Özel Kuvvetleri) ne işi var.?
Bu antlaşma ile Laçın Koridoru’na paralel bir koridor/yol ile kendi toprakları içerisinden (sözde Karabağ Cumhuriyeti toprakları olarak adlandırılan Hankendi, Hocalı, Hocavend, Ağdere’de), ( üç yıl içinde, başkent Hankendi’ni Ermenistan’a bağlayacak olan Laçin koridoru üzerinden, bu yolu kontrol edecek barış güçlerinin daha fazla konuşlandırılması için yeni bir yol inşa edilecek.) Ermenistan’a/Rusya’ya bağlanıldı.
Zafer kazanmış bir ordu bir millet, birçok noktaları, köyleri, kasabaları alınmış olmasına rağmen, Hankendi, Hocalı, Hocavend, Ağdere kaybetti. 26 yıl süren eski statü korunmuş oldu. Yeni denklemde Karabağ’ın Şuşa şehri ve işgal altındaki 3 vilayet Azerbaycan’a geçerken Ermeni tarafı da özerk Karabağ toplam yüzölçümü kadar bir sahaya hâkim bırakıldı (Karabağ’daki temas hattı boyunca Rusya’nın barış güçleri konuşlandırılmıştır).
Tarafların ateşkese uymasını denetlemek amacıyla bir mekanizma oluşturulacak.
Evet. Bu merkez Karabağ’da kurulacak olup, Türkiye ise Karabağ dışındaki Azerbaycan topraklarında, o da Azerbaycan isterse bulunabilecek.
Rus barış güçleri Dağlık Karabağ’da 5 yıl süreyle kalacak. Taraflar 6 ay öncesinde itiraz etmezlerse süre otomatik olarak 5 yıl uzayacak.
Hayır. Şöyle tarihin sayfalarını çevirip bakın. Öyle çok da uzağa gitmeyin. Rus girdiği yerden ne zaman çıkmış ki, Elçibey’in 1992’de çıkardığı Azerbaycan’dan çıksın. Sovyetler dağılmış, her şey yerle bir olmuştu. Rusya’nın tek Akdeniz deniz üssü Suriye’nin Tartus limanındaydı ve hep orada kaldı. Şu an da göreve devam ediyor.
3 yıl içinde Ermenistan ile Hankendi arasındaki rota oluşturulacak. Rus askerleri bu rotanın korunması için yeniden konuşlandırılacak.
Evet. Bu rota Rus Özel Kuvvetlerinden oluşmuş barış gücünün denetiminde olacağı için, ermeniler rahat bir şekilde Azerbaycan toprağı olan Hankendi’ne girecek, yerleşecek.
Yerinden edilmişler, Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliğinin kontrolünde Dağlık Karabağ ve etrafındaki bölgelere dönecek.
Hayır. Bir defa şunu iyi anlayalım. İşgal edilmiş topraklarımıza işgal süreci ile, (1989 öncesinde burada yaşayan ermeniler ve diğer etnik unsurlar hariç) gelen Ermenilerin gitmesine Ruslar ve ermeniler izin vermediği gibi, BM, İnsan Hakları adıyla Azerbaycan’ın 4 iline dışarıdan ermeniler getirilecek. Tıpkı 100 yıl önce, Zengezur, Meğri, Derbent, Göyçe Mahalı topraklarında yaptığı gibi. Bu antlaşmada, Azerbaycan’ın bu topraklarından kovulmak istenmiş, göz ettirilmiş, katledilmiş, yuvaları yıkılmış 1.5. milyon Azerbaycan türkünün geleceği ile ilgili hiçbir madde yok.
Azerbaycan’ın batı illeri ile Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti arasındaki ulaşım koridoru açılacak.
Hayır. Koridor derken, evlerimiz, işyerlerimizdeki koridor anlaşılmasın. Buradan kasıt bir otoyoldur ki, bu yolun giriş ve çıkışları Rus özel kuvvetlerinden oluşmuş Barış gücünün elinde olacak. Hatta şu an o topraklara inanılmaz Rus birlikleri kaydırılmakta ve kaydırılan Rus birlikleri takviye edilmekte.
Ermenistan, Azerbaycan ve Nahçıvan arasında insan, mal ve taşıt ulaşımına dair gerekli yolun açılmasına izin verecek. Bu yolun kontrolünü de Rusya yapacak (Rus FSB’si ne kadar iyi davranacak göreceğiz). Bu Türkiye’nin Nahçıvan üzerinden Azerbaycan’a ulaşabilmesi anlamına gelmekte. Nahçıvan’a açılan bir koridor değil, bir nakliyat geçididir. Bu ise temelde Ermeni’ye yarayacak/yaradı. Bununla ilgili Türkiye ve Azerbaycan’a bakın bunu da size verdik demek istiyorlar. Karşılığında Türkiye ve Azerbaycan’dan ermeninin yolunu açmağı talep ettiler ve de aldılar. Ermenistan’la Rusya arasında demiryolu Bakü üzerinden yapılacak/başlayacak. Oysa Azerbaycan İran’la konuşup, (Rusların büyüklüğü yerine Meğri’den geçmek yerine), Güney Azerbaycan’dan geçen 35 km’lik bir demiryolu köprüsü inşa edebilirdi hem de paralı (İran’a) serbestçe gidilip geline bilinirdi.
Bu şekilde baktığımızda, Karabağ Savaşı öncesi, Azerbaycan’ın topraklarında sadece işgalci/ayrılıkçı ermeniler vardı. Bugün ise Rus Özel Kuvvetleri bulunmakta. Kudretli Azerbaycan Ordusu, 45 günde 21 yüzyılın cephe savaşına en başarılı örneğini göstererek topraklarını kurtarırken, bir anda Azerbaycan, 4 ili alamaz hale getirildi.
Yeni Karabağ, eski Karabağ’dan daha çetin günleri beklemekte[3].
Tüm dünyaca bilinmektedir ki, Lidyalılar parayı bulduktan sonra hayatın/insanlığın akışını değiştirdiler. Metal/kâğıt/bez bir parça ile ihtiyaçlarımızı temin yolunu kolaylaştırdılar. Bu işlem için kullanılan değişim aracını/araçlarını da hemen hemen teke indirdiler. Lidyalılar bir parayı bulmakla sadece bunu sağlamadılar. Bir de değişim aracı olarak kullanılan metalin üzerine yazılar ve şekiller işleyerek onun kıymetini de anlaşılır hale getirdiler.
İnsanoğlu, çoğunlukla metali tercih edilen para dediğimiz bu kıymeti anlaşmazlıkları çözmek noktasında metalin YAZI veya TUĞRA tarafını hakem olarak kullanmasını da bildi. Rahmetli Kemal Sunal’ın bir filmindeki gibi dik gelmesi ihtimali sıfır olsa da bugün de “YAZI veya TURA” bir kabulleniş olmaya da devam etmektedir.
Karabağ Savaşı sonrası kabul edilen Beyanname/Ateşkes hükümlerinin sonuçlarının ne olacağı, savaşın taraflarına etkileritıpkı bir paranın veya madalyonun öteki yüzü yakın tarihlerde hepimize görünecektir.
Düşünün daha küçük bir çocuksunuz elinizde 100 tane ceviz var ve zorbanın biri gelip elinizdeki cevizlerin 20 tanesine el koyuyor sonra siz büyüyorsun 20 yaşında delikanlı oluyorsunuz.
Zorbadan çok daha güçlü hale geliyorsun gidip onu dövüyorsun tam bütün cevizlerini alacakken birileri araya giriyor. 5 -6 tanesini al sonra sana bir de 1 fındık verelim diyorlar.
Atımızı kaybedip eşek bulduğumuza ne kadar sevinirsek o kadar sevinelim.
Kaynak: 21. Yüzyıl Enstitüsü