Bahar’ın müjdecisi olan Nevruz, Türkler’in bayramıdır. Çin kaynaklarına göre Hun İmparatoru Teoman zamanından itibaren kutlanmaktadır. Kürt ve İran toplumlarının da sahip çıktığı Nevruz kutlamaları, Türk milleti tarafından M.Ö. III. Y.Y. ‘dan itibaren kullanılmaktadır. Nevruz’a Orta Asya ve Mezopotamya tomlumlarının ortak kültürel değeri de diyebiliriz.
İranlı’ların Demirci Kawa hikayeleri bizi bağlamamaktadır. Farsi toplum ayrı bir hikaye ile Nevruz kutlatken, Kürtler de benzer bir inanışa sahiptir. Bizim onlarla bir işimiz olmaz! Bu bağlamda terör örgütü yıllardır Nevruz Kutlamaları’nı bahane ederek propaganda ve kitlesel sokak eylemlerinde bulunmaktadır. Buna fırsat verilmemelidir. Biz Türklerin, Nevruz’umuza yeterince sahip çıkmaması bu neticeye sebep olmuştur. Günümüzde çeşitli bahanelerle “Nevroz ateşiyle direnelim, özgürleşelim” sloganlarıyla bölücü örgüt yandaşları yine sokağa dökülme çabasındadır.
Sonuç olarak, Türkiye Cumhuriyeti Nevruz kutlamalarına yeterince sahip çıkmamış; Meydan ite-köpeğe kalmıştır. Bedevi kültürüne biat edenlerin “Nevruz” ile bir bağlarının olmadığı da aşıkardır. Tüm bu nedenler Nevruz’u Türk Gençliği’ne yeterince anlatamadığımız gibi, kutlamalar da yeterince ilgi görmemektedir.
Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev, Nevruz’u büyük bir çoşku ile kutlatken, İstanbul’da da “Halkların Demokratik Kongresi”, malum faaliyetleri için kutlamalar yapmaktadır. Türklüğe sahip çıkma gayretinde olanların şaşalı kutlamaları, Türkiye’de yapılmamaktadır.. Dünyada yükselen milliyetçilik, Türkiye’de de yükselişini sürdümesine rağmen, Türk Milliyetçiliği’ni savunan siyasi partiler Nevruz kutlamaları için hiç bir gayret göstermiyor. Bu açıkça gözlenen bir realite. Halbuki, Türkiye’nin öncülüğünde tüm Türk Dünyasını kucaklayan kutlamalar yapılmalıdır. Böyle bir planlama, Türk Devletleri ve toplulukları arasındaki kültürel bütünleşmede önemli rol oynayacaktır.
21 Mart’ta kutladığımız, kültürel motiflerimizin ön plana çıktığı, baharın müjdelendiği, yeniden dirilişin simgelendiği Nevruz Ateşi, Türkler’in ERGENEKON BAYRAMI’dır. Türkler’in 400 sene sonra, demir dağları eriterek Ergenekon’dan çıkışını temsil etmektedir. İşte Nevroz Ateşi, demir dağları eriten Türk demircilerin ateşini temsil etmektedir. Nevruz, Türk birliğinin şuurlanması açısından kültürel bir faaliyet alanıdır.
Konuyu fazla dağıtmadan, Nevruz (Nevroz) ‘un bizim açımızdan tarih içindeki serüvenine dikkati çekmek istiyorum. Bu konuda Doç.Dr. Hasan Tutar, “Tarihte ve Mitoroliji’de Nevruz” başlıklı makalesinde Nevruz Bayramı’nın tamamiyle Türkler’e ait nasıl bir kültürel akım olduğunu şu şekilde açıklıyor :
“Çin kaynaklarına göre Türkler, milattan yüzlerce yıl önce, “21 Mart”ta hazır yemekleriyle bahar şenlikleri için kıra çıkar ve baharın gelişini yeniden diriliş anlayışı içinde kutlarlardı. Kaynaklar, Türklerde yılbaşı gününün baharın başlangıcında olduğunu işaret etmektedir. İlkbaharın başlangıcı, mart ayıdır. 12 hayvanlı Türk takviminde de yılbaşı, 21 Mart Nevruz günüdür ve Türkler bugüne “yengi gün” demektedirler. İslami dönemle ilgili kayıtlara baktığımız zaman, “Nevruz Bayramı”nın ilk izlerini genellikle XI. yüzyıl metinlerinde görüyoruz. Nevruz’u İran geleneğine bağlayan Firdevsi’nin Şehnamesi de dahil olmak üzere (Firdevsi 940-1020 tarihleri arasında yaşamış ve bu eserini de 1004 tarihinde tamamlamıştır), bu tarihten önceki dönemlere ait İran metinlerinde Nevruz’a rastlanılmaması, bu bayramın ilk kez Türkler arasında ortaya çıktığı kanaatini uyandırmaktadır.
Nevruz, Türk destanları içinde karşılığını, Ergenekon’da bulmuştur. Bu nedenle Nevruz kutlamalarının bir diğer adı da “Ergenekon Bayramı”dır. Bu isim, geçmişten günümüze kadar hâlâ çeşitli Türk boyları arasında canlılığını koruyor. Bu bayram, aynı zamanda milletin, destanların gücüyle birbirlerine olan güven bağını güçlendiriyor. Ergenekon Destanı, çoğu kaynaklara göre Büyük Hun Devleti Dönemi’nde ortaya çıkmıştır. (Hunlar, Orta Asya’da en eski Türk devletini kurmuş olan boydur. İlk HunTürk hükümdarı Teoman, Mete’nin babasıdır ve Mete M.Ö. 209’da Türklerin başına geçti) Çin kaynaklarında da (Çu Hanedanı Tarihi) yerini bulur. Hatta, ÇianKen’in M.Ö. 119 yılında, Çin imparatoruna sunduğu bir raporda, bu destandan söz ettiği bilinmektedir. Çin kaynaklarından Kutadgu Bilig’e, Kaşgarlı Mahmut’tan Bîrûnî’ye, Nizamülmülk’ün Siyasetnâmesi’nden Melikşah’ın takvimine, Akkoyunlu Uzun Hasan Bey’in kanunlarına kadar gelen bir çizgide, Nevruz ile ilgili kayıtlar eldedir. Diğer taraftan, Sivas hükümdarı Kadı Burhaneddin Ahmed, Safevi Türkmen Devleti’nin kurucusu Şah İsmail (Hataî), Osmanlılarda Sultan I. Ahmed ve Sultan IV. Murad gibi hükümdarların, Mustafa Kemal Atatürk’ün uzun bir tarih boyunca Nevruz bayramının gelişini kutladıklarını biliyoruz.
Netice itibarıyla görülmektedir ki, Nevruz, M.Ö. III. yüzyılda, Mete Han zamanından beri Türklerde var olan bir bayram, bir bahar bayramı geleneğidir. Özellikle 1200 yıldan beri, diğer Türk gruplarının hemen hiçbirisiyle ilgisi kalmamış olan Saha yani Yakut Türklerinde, Nevruz geleneklerinin bugün de sürdürülmesinin hangi kanalla olduğunun açıklanması gerekir. Eğer Nevruz, İran kaynaklı bir gelenek idiyse, Nevruz bayramının Saha Türklerine kadar nasıl gittiğinin ve 1200 yıldır, diğer Türk boylarıyla ilgisi olmayan Sahalara nasıl etki ettiğini açıklamak gerekir.
Bu soru, bizi Nevruz’un bir Türk geleneği olduğu inancına götürmektedir. Netice itibarıyla Nevruz bugün Afganistan’dan, İran’a, Irak’a, Suriye’ye ve bütün diğer Türk dünyasına; Çin Seddi’nden Adriyatik’e, Hindistan’dan, Yakutistan’a, Çuvaşistan’a, Tataristan’a, Moldova’ya, Macaristan’a ve Balkanlar’a kadar geniş Türk coğrafyasında bugün de canlı bir şekilde yaşatılmaktadır.”
Ben şahsen Karadeniz bölgesinde doğan bir Oğuz Çepni’si olarak hatırlarım ; 21 Mart’ta ateşler yakılır, üzerinden atlanarak eğlenirdik. Yemekler yenir, artık baharın geldiği müjdelenir, yeni yıla girildiği şenliklerle kutlanır ve bu etkinlik 7 gün, 7 gece (Bazen 3 gün) sürerdi. Şimdi ise bu örf, adet veya gelenekler yok oldu! Töremizi gittikçe unutur olduk. Bu nedenle başkaları(!) değerlerimize sahip çıkarak, her türlü suistimalde bulunmuyorlar mı?
Türk’ün Ergenekon Bayramı Nevruz’unuz kutlu olsun
Tanrı Türk’ü korusun…