Burdur’da şizofren teşhisi konulan eşiyle birlikte yaşayan ve kendisi de her iki gözünde de kaymada kaynaklı yüzde 60 görme kaybı olan engelli Mehmet Ali Topalak, engeline rağmen 10 yıldır eşini bir an olsun yalnız bırakmadı. 3 odalı evde 10 yıldır birbirlerine destek olup tüm englleleri aşan karı-koca, gıda yerine ilaçlarla dolu olan buzdolaplarına rağmen hayata tutunmaya çalışıyor.
Burdur’un Bucak ilçesinde 18 yıl önce şizofren teşhisi koyulan Zeynep Topalak ile birlikte yaşayan Mehmet Ali Topalak’ın aşkı engel tanımıyor. Hayatını engelli eşine adayan Mehmet Ali Topalak, çevresinin de desteği ile 10 yıl önce Zeynep Topalak ile evlendi. Evlendiği günden bu yana her türlü sıkıntıya rağmen bıkmadan engelli eşine yemekler hazırlayan Mehmet Ali Topalak aynı zamanda evinin ve eşinin ihtiyaçlarıyla da ilgilendi. Eşinin ve kendisinin aldığı engelli maaşı ile geçimini sağlayan Mehmet Ali Topalak eşine olan sevgisini anlattı.
“ÖLENE KADAR BİR YASTIKTA KOCAYACAĞIM”
Son zamanlarda boşanma davalarının çok fazla olduğunu, seven insanın eşini asla bırakmaması gerektiği belirten Mehmet Ali Topalak, “Hiç bırakıp gitmek aklıma gelmedi. Ben bunun için uğraşıyorum zaten. Bazı adamlar, bu şekilde hasta olan kadınların mallarına göz dikerler. Ben malını istemedim. Bir yastıkta kocayacak, ölüp gideceksin. Ben eşimi çok seviyorum. Bazıları iki ayda bir, üç ayda bir boşanıyorlar. Ben idare ediyorum. Zorlansan ne yapacaksın. Her şeyi idare edeceksin. Bu dünyaya geldiysen katlanacaksın. Kimisinin duasını alacaksın. Usansan ne yapacaksın. Birileri gelip de yardım mı edecek. Etmezler. O bana destek olamaz ama ben idare ediyorum. Göz yumuyorum. Destek olacaksın. Bazı şeyleri görmezden geliyorum. Ölene kadar bir yastıkta kocayacağım. Ne olursa olsun” dedi.
“HASTANE HASTANE DOLAŞTIM, BU HALE GETİRDİM”
Eşinin hastalığının eskiden daha kötü olduğunu, hastane hastane dolaşarak biraz da olsa düzelttiğini ifade eden Mehmet Ali Topalak, ayın başında ve sonlarında şizofren hastası eşinin durumunun daha kötü olduğunu söyledi. Topalak, “Bu aylarda böyle zamanlar normal konuşur. Şubat aylarında, bahar aylarında hastalığı artıyor. Ben eşimi Antalya’ya, Isparta’ya, Manisa’ya profesöre götürdüm. Eşine yapabileceğimiz bir şey yok diyorlar. Bütçemden aylığımdan kıstım, biriktirdim bu hale getirdim. Eskiden daha kötüydü. Eski dilde ayın yenisi ve eskisinde başı çok ağrır, bağırıp çağırmaya başlar. Haplarını kullanmasa daha çok kötü oluyor. Haplarla, iğnelerle düzeliyor. 15 günde bir iğnesi vurulur. Hapını, iğnesini takip ediyorum” diye konuştu.
TOPALAK AİLESİNİN BUZDOLABI GIDA YERİNE İLAÇLARLA DOLU
Mehmet Ali Topalak’ın buzdolabında ise gıdadan daha çok ilaçlar yer alıyor. Bazı ilaçların yüzdesini ödeyerek alabildiğini dile getiren Mehmet Ali Topalak, eşinin ilaçlarının pahalı olduğunu belirtti. Topalak, “Psikiyatri doktoru rapor çıkardı. Ama yüzdelerini ödeyemiyorum. Eczanede 500-600 lira ilaç parası birikti. Ödeyemediğin zaman eczası ilaç vermez. Ucuzu da var ama onlar işe yaramıyor. Fayda etmiyor. Devlet ilaçların yüzdesini ödemiyor. Yüzdesini ben ödüyorum. Sakinleştiriciler ucuz ama diğerleri çok pahalı. Yüz liranın üstünde dolaba koyduklarım. Bu ilacın bir tanesi 100 lira. Bazı eczaneciler idare ediyor” diyerek bazı ilaçların parasını daha sonra ödediğini ifade etti.
“HER ŞEYİYLE BEN İLGİLENİYORUM”
Hayatını engelli eşine adayan Mehmet Ali Topalak, eşinin yemeğinden evin temizliğine kadar her şeyiyle kendisinin ilgilendiği söyledi. Hayat şartlarının pahalı olduğuna da değinen Topalak, “Ben kaymakamlıktan kendime bakıcı tutturmam. Evin her işini ben yapıyorum. Temizlik yapıyorum, sobayı temizliyorum, yemek yapıyorum, ocak battığı zaman siliyorum, çayını, yumurtasını pişiriyorum. Allah ne verdiyse işte. Her şeyiyle ben ilgileniyorum. 550 TL ben alıyorum 850 TL eşim engelli maaşı alıyor. Onunla ilaçları, mutfak masraflarını falan alıyoruz işte. Her şeyden birer kilo alıyoruz. Bunun elektriği var, suyu var, pazarı var. Hepsine yetişemiyoruz. Kısıtlama yapıyoruz” dedi.