Türkiye ve dünya ekonomisinde 2020 yılına, birçok alanda olduğu gibi yeni tip corona virüs salgını ve buna karşı alınan tedbirler damga vurdu. İşte ekonomide 2020’nin en önemli başlıkları…Benel Hızarcı-Uğurcan Gökçen /NTV
Alıntı: – NTV Haber
2020 yılına pandemi nedeniyle ekonomide ve sektörlerde yaşanan olumsuzluklar, bu süreçte atılan destek adımları, Hazine ve Maliye Bakanı ve TCMB Başkanı dahil ekonomi ekibinde yaşanan önemli değişiklikler damga vurdu.
Bu süreçte döviz piyasalarında tarihi zirveler görülürken, bu tabloyu tersine çevirmek için para politikasının da tamamen değiştirildiğine, yeniden yüksek faiz dönemine dönüldüğüne şahit olduk.
-İmalat sanayinde dipten toparlanma işaretleri görülürken, finansal piyasalarda da yılın sonuna doğru kısmi bir stabilizasyon sağlanmış durumda. Ancak yüksek dolarizasyon, eksi döviz rezervi, yüksek enflasyon gibi kronik sorunlarımız devam ediyor.
-Aşılamaya başlanacak olmasına rağmen salgında ikinci dalganın olumsuz ekonomik etkileri olacak.
BİRİNCİ VE İKİNCİ ÇEYREK:
Mart ayında ilk vakaların görülmesinin ardından salgın kartopu hızıyla yayılınca, ilk etapta ülkeler sınırlarını birbirine kapattı. Salgınla mücadele kapsamında yurt dışı uçuşlar kademeli olarak durduruldu. Bu kapsamda martta okullarda eğitim ve öğretime ara verildi, restoranlar, spor salonları, düğün salonları, kuaför-berber ve güzellik salonları gibi pek çok işletmenin faaliyetleri geçici olarak durduruldu.
Ciddi talep artışı yaşanan solunum cihazı, koruyucu maske, tulum, gözlük ve steril eldiven gibi ürünlerin ihracı ön izne bağlandı. Türkiye’de düzenlenmesi planlanan 16 Mart-30 Nisan dönemindeki tüm ulusal ve uluslararası fuarlar, Covid-19 tedbirleri kapsamında ertelendi.
Türkiye alınan önlemler nedeniyle yılın ikinci çeyreğinde yüzde 9,9’luk bir ekonomik daralma yaşadı. Hükümet söz konusu tedbirler nedeniyle işletmelerin işçi çıkarmasını önlemek ve acil nakit ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla çok sayıda önlem ve kredi paketi açıkladı. Mükelleflerin vergi ve prim ödemeleri ertelenirken, salgın önlemlerinden etkilenen işletmeler “mücbir sebep” kapsamına alındı.
Covid-19 önlemleri nedeniyle nisan ve mayıs aylarında ihracatta yüzde 40’lara varan gerileme yaşanırken, özellikle nisanda sanayi üretim, sektörel güven, ekonomik güven ve tüketici güven endeksleri gibi verilerde düşüş görüldü. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 18 Mart’ta düzenlediği basın toplantısında, salgın kapsamında alınan önlemleri içeren 100 milyar liralık Ekonomik İstikrar Kalkanı Paketi’ni açıkladı.
ÜÇÜNCÜ VE DÖRDÜNCÜ ÇEYREK:
İlk dalgada salgınla mücadelede büyük ölçüde başarı yakalanırken, haziranla birlikte normalleşme sürecine girildi. Bu ayda faaliyetlerine ara verilen pek çok işletme yeniden açıldı, uçak ve tren seferleri de yeniden başladı. Gümrük kapıları bu süreçle yeniden faaliyete geçti. Normalleşme sürecinin etkisiyle ekonomi yeniden hareketlendi. Haziranda güven endekslerinde toparlanma görüldü.
Normalleşme sürecinin ekonomik verilere etkisi haziran ayı sonrasındaki ekonomik göstergelerde daha net hissedildi. Üçüncü çeyrekte ekonomi yüzde 6,7 büyüdü. Sanayi Üretim Endeksi, haziranda aylık bazda yüzde 17,6 yükselirken, Türkiye bu artış oranıyla Avrupa’da ilk sırada yer aldı. Endeks, temmuzda da aylık bazda yüzde 8,4 yükselerek yurt içinde ilk vakanın görüldüğü mart ayındaki seviyesinin üzerine çıktı.
Covid-19 salgınının etkilerini azaltmak için hayata geçirilen önlem ve teşvikler ile kamu bankalarının düşük oranlı kredileri başta olmak üzere sektörel kampanyalar ve normalleşme adımları, haziranda konut satışında rekor görülmesini sağladı.
Haziranda bir önceki aya göre yüzde 449 yükselişle 101 bin 504 kredili konut satışı gerçekleşti. Konut satışlarında temmuzda da yıllık bazda yüzde 124,3 artış görülürken, tüm zamanların satış rekoru kırıldı. Benzer tablo otomotivde de kendini gösterdi. 2020 yılı Ocak-Ekim döneminde bir önceki yılın ilk 10 aylık dönemine göre yüzde 78.1 artışla 588 bin 354 adet otomotiv satıldı.
Temmuz ayına ilişkin ekonomik güven endeksi verileri de hazirana göre yüzde 11,8 artarak 82,2 değerine, eylülde aylık bazda yüzde 3,1 artarak 88,5 değerine yükseldi. Haziran ayı ihracatı, mayıs ayına göre yüzde 35, 2019’un aynı ayına göre yüzde 15,8 artış kaydetti. Teşvik programları ve kamu destekli kredi musluklarının açılması ekonomik toparlanmayı hızlandırmasına rağmen enflasyonist baskılara neden oldu.
Bu süreçte Merkez Bankası’nın da para politikalarını sıkılaştırmada yavaş davranması enflasyonun yükselmesine yol açan bir diğer etken oldu. Birinci çeyrekteki büyümeye rağmen azalma eğiliminde olan enflasyon corona virüs salgınının ağır olarak hissedildiği mayıs ayından sonra ekonomik daralmaya rağmen yükselişe geçti. Tüketici fiyat endeksi kasım ayında yıllık bazda yüzde 14,03’e çıkarak yılın en yüksek seviyesine ulaştı.
KREDİ NOTUNA İLİŞKİN DEĞERLENDİRMELER
Yılın üçüncü çeyreğinde kredi derecelendirme kuruluşlarının Türkiye’nin kredi notuna ilişkin not değerlendirmeleri de yakından takip edildi. Türkiye’nin kredi notunu Standart & Poor’s (S&P) “B+” olarak teyit ederken, Fitch Ratings “BB-” olan notun görünümünü “durağan”dan “negatif”e çevirdi. Moody’s ise Türkiye’nin kredi notunu “B1″den “B2″ye düşürdü, not görünümünü ise “negatif” olarak belirledi.
BİRÇOK SEKTÖRE VERGİ İNDİRİMİ DESTEĞİ
Cumhurbaşkanı Kararı ile restoran hizmetlerinden yolcu taşımacılığına, konser, fuar ve lunapark giriş ücretlerinden düğün, nikah, balo ve kokteyl salonlarında verilen organizasyon hizmetlerine, berberlik ve kuaförlük hizmetlerinden bakım ve onarım hizmetlerine kadar pek çok sektörde KDV oranı yıl sonuna kadar yüzde 18’den yüzde 8’e düşürüldü. Turizm ile doğrudan ve dolaylı ilgili olan konaklama hizmeti, yeme-içme sektöründe verilen hizmetler ile sinema, tiyatro, opera, operet, bale ve müze giriş ücreti gibi kültürel faaliyetlerin yüzde 8 olan KDV oranları da 2021 Haziran ayına kadar geçici olarak yüzde 1’e indirildi.
Esnaf, tüccar, serbest meslek erbabı ve şirketlerin iş yerleri için yapılan kira ödemeleri üzerinden yine yıl sonuna kadar geçerli olmak üzere yüzde 20 yerine yüzde 10 gelir vergisi kesintisi yapılması kararlaştırıldı. Esnafa 3 ay boyunca (2021 ocak-şubat-mart) karşılıksız hibe ve kira desteği sağlandı. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, “Kasım ayı itibarıyla Covid-19 salgını kapsamında ekonomiyi desteklemek amacıyla atılan adımların büyüklüğü 562 milyar liraya ulaşmıştır” dedi.
EKONOMİ YÖNETİMİNDE DEĞİŞİKLİK
Yılın son çeyreğinde ekonomi yönetiminde değişiklik oldu. Görevden affını isteyen ve talebi kabul edilen Berat Albayrak’tan boşalan Hazine ve Maliye Bakanlığı’na Lütfi Elvan getirildi. Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Murat Uysal görevinden alınarak, yerine Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanı Naci Ağbal atandı. Hazine ve Maliye Bakanlığı’na getirilen Elvan, reform adımlarına ilişkin Adalet Bakanı Abdulhamit Gül ile bir araya geldi.
Bakan Elvan, görüşmeye ilişkin, “İş dünyası ve STK’ler ile yapacağımız toplantılar öncesi bir değerlendirme yaptık. Önümüzdeki günlerde iş dünyasının görüşlerini de alıp, adımlarımızı hızla atacağız.” ifadelerini kullandı. Ekonomi yönetimi, söz konusu toplantılar kapsamında TÜSİAD, TOBB ve MÜSİAD gibi iş dünyasının temsilcileriyle görüşerek, talepleri aldı.
PARA POLİTİKASINDA “U DÖNÜŞÜ”
Ekonomi yönetimindeki değişiklikle birlikte para politikası da tamamen değişti. Albayrak döneminde “yüksek kur-düşük faiz” politikası uygulanmış, ekonomik büyüme öncelenerek faizde hızlı bir indirim olmuştu. Murat Uysal göreve geldiğinde yüzde 24 olan politika faizi, Eylül 2019-Mayıs 2020 arasındaki dönemde yüzde 8,25’e kadar düşürüldü. Ancak bu dönemde düşük faiz oranlarından verilen yüksek tutardaki krediler, negatif reel faizin de etkisiyle dolarizasyona yol açtı. Döviz mevduat hesapları 250 milyar doları aşarak rekor kırdı.
TEK FAİZ POLİTİKASINA DÖNÜŞ
Faiz artırımları da dolarizasyonun önünü alamadı. Yeni ekonomi yönetimi yılın son iki toplantısında faizi toplam 6,75 puan artırarak yüzde 17’ye çekti, sadeleştirme yaparak tek faiz politikasına döndü. Bu hamleyle dolar 9 Kasım’da gördüğü 8,58 TL zirvesinden 7,55’e kadar geriledi. Yıla 6,67 lira seviyesinde başlayan euro ise 9 Kasım’da 10,05 lira ile tarihi zirvesini gördükten sonra 9,50 seviyelerine geriledi. Yeni dönemde, eski yönetimin aldığı swap işlemleri, bankalar için aktif rasyo uygulaması vb gibi bazı finansal kararlar da kaldırıldı.
2020 yılına yaklaşık 78 milyar dolar düzeyinde başlayan Merkez Bankası’nıın brüt döviz rezervi Kasım ayında 40 milyar dolar düzeyine kadar geriledi. Öte yandan altın rezervi ise yıl boyunca artarak 27 milyar dolardan ağustos ayında 45 milyar dolara kadar çıktıktan sonra bir miktar gerileyerek kasım ayında 40 milyar dolar düzeyine indi. Merkez Bankası’nın swap (takas) ile ödünç alınan döviz ve altınlar dahil net rezervleri ise kasım ayı sonu itibariyle 13,73 milyar dolar oldu. Swaplar düşüldüğünde rezerv eksi 45 milyar dolar civarında…
Kurlardaki yükselişin olumlu etkilemesi beklenen ihracatın katkısı sayesinde Türkiye ekonomisinin en kronik sorunlarından biri olan cari açık ekim ayında ciddi anlamda geriledi. Fakat yılın tamamına bakıldığında ise cari açık hala büyük bir sorun olmaya devam ettiği görülüyor. Bunun altında da iki temel etken yatıyor. Türkiye’de ihracatın büyük bir oranda ara malı ithalatına dayanıyor olması ve enerji ithalatı gibi önemli bir kalemin de döviz üzerinden yapılması. Son açıklanan ekim verisi ile on iki aylık cari işlemler açığı 33 milyar 795 milyon dolar oldu.
Türkiye’nin 2020 yılındaki ekonomik performansı ile ilgili diğer önemli gösterge ise işsizlik. Yıla yüzde 13,8 düzeyinde başlayan işsizlik oranı yıl boyunca yüksek seyrini sürdürdü ve eylül ayı itibariyle yüzde 12,7 oldu. Öte yandan eylül ayında yüzde 24,3 olarak açıklanan genç işsizlik oranı ve yüzde 32,2 olan kayıt dışı çalışanların oranı ise endişe verici istatistikler olarak kayıtlara geçti.
KÜRESEL EKONOMİ
Bu yıl dünyada ekonomik-finansal açıdan üç sorunla başladı. ABD-Çin arasındaki ticaret savaşı, ABD’deki seçimler ve Brexit süreci…
-ABD ile Çin arasında iki yıl boyunca uzlaşma ile restleşme arasında giden ticaret müzakerelerinin ilk fazının imzalanması ve Birleşik Krallık’ın 47 yılın ardından AB üyeliğinden ayrılması, yılın ilk ayında 2019’dan devralınan belirsizlikleri büyük ölçüde ortadan kaldırdı.
-Bu durum her ne kadar piyasalar tarafında coşkuyla karşılansa da Çin’de ortaya çıkan ve hızla yayılan Covid-19 salgını, siyaset ve ekonomi ajandasını tamamen değiştirerek gündemin üst sırasına yerleşti. 1929’daki “Büyük Buhran”dan sonra görülen büyük ekonomik kriz ile karşı karşıya kalındı.
Yeni tip corona virüs salgınının ortaya çıkması, daha ilk andan itibaren bir daha hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağının sinyalini verdi ve ilk çeyrekte eşi görülmemiş teşvik ve tedbirleri gündeme getirdi.
-Tüm bunlar karşısında Uluslararası Para Fonu (IMF), Dünya Bankası, Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD) ve kredi derecelendirme kuruluşları 2020’ye ilişkin küresel ekonomik büyüme beklentilerini, daralma yönünde revize etti, dünya tarihinin en büyük krizi ile karşı karşıya olunduğu uyarısını yaptı.
HANGİ ÖNLEMLER ALINDI?
İlk olarak merkez bankaları 2008 finansal ekonomik kriz dönemindeki genişlemeci politikalara yeniden dönmek zorunda kaldı. Hükümetler de taşın altına elini koydu.
-Çin’de Merkez Bankası şubat ayında piyasaya likidite enjeksiyonları ve faiz indirimleri ile destek verdi.
-Fed mart ayında 12 yılın ardından ilk kez plansız toplanarak faizi 50 baz puan indirdi. Ondan 12 gün sonra bir faiz indirimi daha yaptı ve politika faizini yüzde 0-0,25 aralığına çekti. Bu faiz oranı şu an hala geçerli. 3 yıl daha geçerli olacağına ilişkin de mesajlar veriliyor.
-Fed bunun yanında varlık alımı gibi adımlar da atarak bankaların elini rahatlattı. Varlık alımları hala sürüyor.
-Avrupa Merkez Bankası (ECB) ise son toplantısında Pandemi Acil Varlık Alım Programı’nın toplam büyüklüğünü 500 milyar avro artırarak 1,85 trilyon avroya yükseltti, programın süresini Mart 2022’ye kadar uzattı.
-İngiltere Merkez Bankası (BoE) ise 2016’dan bu yana ilk kez faizi indirerek yüzde 0,75’den yüzde 0,25’e çekti.
-Japonya Merkez Bankası (BoJ) da parasal genişlemeyi artırıcı yönde tedbirler alırken, Borsa Yatırım Fonu alım miktarını yıllık 6 trilyon yeniden yıllık 12 trilyon yene çıkardı, şirket finansmanını kolaylaştırmak için yeni bir kredi operasyonu başlattı.
-ABD hükümeti krizle mücadele için 2,2 trilyon dolarlık destek paketi açıkladı. En az 900 milyar dolarlık bir paket de yolda.
750 MİLYAR EUROLUK BÜTÇE
-Avrupa Birliği corona yardımı için 750 milyar euro bütçe ayırdı.
-İngiltere, Almanya, Fransa, İtalya ve pek çok ülke milyarlarca euroluk teşvik paketleri hazırladı. Hükümetler toplamda 12 trilyon dolarlık mali ve 7,5 trilyon dolarlık parasal teşviki hayata geçirdi.
-İkinci çeyrekte merkez bankaları ve hükumetlerin yanı sıra, Dünya Bankası, IMF gibi uluslararası kuruluşlar da kesenin ağzını açtı. Dünya Bankası, gelişmekte olan ülkeleri güçlendirmek amacıyla 160 milyar dolarlık destek programı başlattı, IMF ise üye ülkelere acil borç yardımı sağladı.
“TOPARLANMA İÇİN IŞIK GÖRÜNDÜ”
Aralık ayı görünüm raporunda aşı ve tedavide ilerlemenin beklentileri artırarak belirsizliği azalttığını kaydetti. Raporda, “Önümüzdeki yol daha parlak ama zorlu” denildi. OECD raporunda, “Krize karşı emsali görülmemiş hükümet ve merkez bankası eylemleri ile küresel ekonomik faaliyetler birçok sektörde hızlı bir şekilde toparlandı ancak bazı hizmet sektörlerinde faaliyetler kısıtlamalardan etkilenmeye devam ediyor” ifadesine yer verildi. Raporda küresel ekonomi için bu yıl yüzde 4,2’lik daralma tahmini yapılırken, 2021 için yüzde 4,2, 2022 için yüzde 3,7 büyüme öngörüldü.
BÜYÜK EKONOMİLER NE DURUMDA?
Çin ekonomisi ilk çeyrekte yüzde 6,8 daralarak 28 yılın en kötü performansını kaydederken, salgının etkilerinin en belirgin biçimde hissedildiği ikinci çeyrekte yıllık bazda ABD yüzde 31,7, Japonya yüzde 28,1 ve Euro Bölgesi ise yüzde 15 daraldı. Çin ekonomisi ikinci çeyrekte toparlanma sinyali vererek yıllık yüzde 3,2 büyüdü. Diğer ekonomiler üçüncü çeyrekte kendilerine geldi. ABD yüzde 33,4, Japonya yüzde 22,9 ve Euro Bölgesi yüzde 12,5 büyüme kaydetti.
DÜNYADA VE TÜRKİYE’DE SEKTÖRLERDE DURUM NE?
Turizm: Corona virüs salgınından belki de en çok etkilenen sektör oldu. 2020 tam olarak kayıp bir yıl olarak geçti. Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü verilerine göre, 2020’nin ilk 10 ayında uluslararası seyahat edenlerin sayısı geçen yılın aynı dönemine oranla yüzde 72 düştü. Covid-19’dan dolayı uygulanan seyahat kısıtlamaları ve düşük tüketici güveninin etkisiyle bu yılın Ocak-Ekim döneminde uluslararası turist sayısı 2019’un aynı dönemine oranla 900 milyon azaldı.
Birleşmiş Milletler, turizmdeki toplam gelir kaybının ise 935 milyar dolar olduğunu duyurdu. Eğer aşılama konusunda bir sorun çıkmazsa ve mutasyon nedeniyle yeni tehditler oluşmazsa, turizm sektörünün bahar aylarında hareketlenmesi bekleniyor. Hareketliliğin önceki yıllara göre nispeten daha az olacağı düşünülse de bazı görüşlere göre de insanlar mahrum kaldığını düşündüğü bu eğlence alanı için çok daha fazla yatırım yapabilir.
Türkiye 11 aylık dönemde 12 milyon ziyaretçi ağırladı. 2019’da 50 milyon turist ağırlanırken, 2020 için 60 milyona yakın bir hedef bulunuyordu. Gelecek yılın hedefi ise, Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un açıkladığı üzere 30 milyon turist…
Yeme-içme: Tüm dünyada yeme içme sektöründe ciddi kayıplar yaşandı. Bazı ülkelerde önemli teşvikler sağlanarak bu sektörlerin ayakta kalması sağlanıyor. Bu yıl tüm dünyada online olarak sipariş alabilenler bir miktar ayakta kalabilirken, çoğu restoran için giderlerini karşılamak zorlu oldu. ABD’de şu an 100 bin restoranın kapalı olduğu, 3 milyon işsiz kalırken kaybın 240 milyar dolara yakın olduğu düşünülüyor.
Türkiye’de de durum farksız. Yeme içme sektörünün ciro büyüklüğü yaklaşık 130 milyar lira.. Bunun yarısına tekabül eden 75 milyar liralık bir kayıpları olduğunu söylüyorlar. Bu yılın yaklaşık 4 ayı teknik olarak kapalı geçti. Eve servis ise toplam cironun sadece yüzde 3’ü.. Yani önemli bir gelir kaynağı olmaktan çok uzak.
Teknoloji: Bu yıl teknolojinin yılı oldu. Teknoloji ve e-ticaret şirketleri ile e-ticarete önceden adapte olanlar kazandı. Sektör birkaç yılda olması öngörülen büyümeyi birkaç ayda sağladı. Amazon’un kurucusu Jeff Bezos 182 milyar dolarlık serveti ile dünyanın en zengin insanı oldu. Bu yıl düzenlenen e-ticaret festivallerinde yine satış rekorları kırıldı. Amazon hisseleri bir yılda 2 katına çıktı. Türkiye’de 2019’da internetten yapılan alışverişlerin tüm alışverişlere oranı yüzde 17 iken bu 2020’de yüzde 29’a yükseldi. Yani her üç alışverişten biri internetten yapıldı. En yüksek artış gıda ve market alışverişlerinde yaşandı.
Evden çalışma: Şu an hem dünyada hem Türkiye’de pek çok beyaz yakalı mesaisini evde geçiriyor. Önümüzdeki dönemde iş süreçlerinin önemli ölçüde değişim göstermesi öngörülüyor. Yani evden çalışma tamamen olmasa da kısmen kalıcı olabilir. Şirketler, vakalarda artış olması nedeniyle ofise dönmek için acele etmezken, bir yandan da evden çalışmanın verimli olup olmadığını araştırıyor.
Apple CEO’su Tim Cook, çalışanların önümüzdeki yıl haziran ayından önce ofise dönmeyeceğini duyurdu. Şirket içi toplantıda konuşan Cook, pandemi kısıtlamaları sırasında şirketin başarısının yüksek olduğuna dikkat çekti. Uzaktan çalışmak için daha fazla esneklik sağlanacağı sinyalini verdi. Süreyi uzatan bir diğer şirket Google. Google çalışanları gelecek yıl Eylül ayına kadar evden çalışmaya devam edebilecek.
Perakende-hazır giyim: Sokağa çıkma yasakları, evden çalışma… Evden çıkılmayınca insanlar bu yıl eskisi kadar kıyafet harcaması yapmadı. GlobalData’ya göre, bu yıl hazır giyim için yapılan küresel harcamaların 2019’a göre yüzde 16,7 oranında küçülmesi bekleniyor. ABD’de yüzde 25,7 daha düşük olacağı tahmin ediliyor. Önümüzdeki süreçte haftada birkaç gün işyerlerine dönülürse muhtemelen gardıroplar yenilenecek. Perakendenin ancak o zaman toparlanması bekleniyor. Türkiye’de de dünyadaki rakamlara paralel bir durum olduğu düşünülüyor.
Otomotiv: Otomotiv Distribütörleri Derneği (ODD) internet sitesinde yer alan bilgilere göre, dünya toplam otomotiv pazarı üçüncü çeyrekte bir önceki yıla oranla yüzde 16,2 azalış kaydetti. İkinci çeyrekteki daralma yüzde 29,4 olmuştu. Yani sert kaybın arkasından bir toparlanma var. Türkiye’de ise kredi desteği ile bu yıl tam tersi bir görüntü olduğu söylenebilir. TCMB verilerine göre; 2020 Kasım sonunda Toplam Kredi Stoku, 2019 yılı aynı döneme göre yüzde 58,89 artarak 60 milyar 900 milyon TL oldu.
Türkiye otomotiv sektörü toplam pazarı, 2020 yılı Ocak-Kasım döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 72,4 artarak 688.180 adet, üretim yüzde 13,4 azalarak 1.148.240 adet ve ihracat yüzde 28,3 azalarak 821.900 adet olarak kaydedildi. Önümüzdeki yıl otomotiv sektöründe gidişatı talep ve kredi koşulları belirleyecek.
PİYASALARIN GÜNDEMİ
Küresel piyasalar yeni yıla güzel bir başlangıç yapmıştı. Risklerin azalacağı düşüncesi ile ilk aylarda alımlar arttı. Ancak sonrasında Covid-19’un ortaya çıkması bir anda tepetaklak olunmasına yol açtı. Teksas tipi petrol eksi dolarlara kadar inerken, borsalar 1929 krizinden sonra en büyük gün içi düşüşlerini yaşadı. Çoğu borsa art arda yüzde 10’luk kayıplarla birkaç gün içerisinde ayı piyasasına sürüklendi. Bu esnada altın ve dolar güvenli liman özelliği ile bir anda parladılar.
Dolar 100 puan seviyesine kadar yükselirken, altın en yüksek 2075 doları gördü. Piyasalarda likiditenin bollaşmasına reel yatırımın sönüklüğü eklenince borsalar yeniden yükselişe geçti. Çoğu kayıplarının çok üzerinde kazançlarla rekor seviyelere çıktı. Bu yıl en gözde hisseler baştan sona hep teknoloji hisseleri oldu. Ancak son dönemlerde havacılık ve turizm alanında hisseler de yeniden toparlanmaya başladı. Risk iştahı toparlanınca dolar 89 seviyesine, altın da 1800 doların altına kadar düşüş gösterdi.