Gaziantep’te, Mehmet Kaplan’a ait dairenin balkonundan düşerek hayatını kaybeden Duygu Delen’in ölümüyle ilgili davada tutuklu bulunan erkek arkadaşı Mehmet Kaplan’ın yargılanmasına devam edildi. Duruşma, olay yerinde yeniden inceleme yapılmasına karar verilerek ertelendi.
Gaziantep’te Mehmet Kaplan’a ait dairenin balkonundan düşerek şüpheli şekilde hayatını kaybeden 17 yaşındaki Duygu Delen’in ölümüne ilişkin davaya devam edildi. Gaziantep 10. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen ikinci duruşmaya tutuklu sanık Mehmet Kaplan tutuklu bulunduğu cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi’yle (SEGBİS) bağlandı. Duruşmada Delen ailesinin avukatı Mehmet Balcı, Ömer Faruk Akan, sanık avukatı Enes Akbulut ile Gaziantep Baro Başkanı Bektaş Şarklı, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü, Türkiye Barolar Birliği (TBB) Kadın Hakları Komisyonu temsilcileri hazır bulundu. Duruşmayı, önceki duruşmaya gelmeyen Duygu Delen’in ailesi de takip etti.
Duruşma, gelen evrakların okunmasıyla başladı. Geçen duruşmada sanık için Adana Doktor Ekrem Tok Ruh sağlığı ve Hastalıkları Hastanesinden talep edilen akıl sağlığının yerinde olup olmadığına ilişkin raporun geldiği belirlendi. Rapora göre sanık Kaplan’ın cezai ehliyetinin yerinde olduğu tespit edildi.
“SANIĞI ÖNCEDEN TANIMIYORDUM”
Duruşmada söz alan baba Bülent Delen olay günü saat 15.00 sıralarında kızının 4’üncü kattan düştüğünü hastaneden gelen telefonla öğrendiğini belirterek, “Hastanede kızımın öldüğünü söylediler. Sanıktan şikayetçiyim. Kızım neşe dolu, hayat dolu birisiydi. Hiç intihar girişiminde bulunmadı. İntihara meyilli olduğunu görmedim. Sanığı daha önceden tanımıyordum” dedi.
“ADALET İSTİYORUM. ÇOCUĞUMA KIYDILAR”
Sanıktan şikayetçi olduğunu söyleyen maktulün annesi Şelen Delen ise sanığın kızını rahatsız ettiğini ileri sürdü. Sanığın daha önceden evlerinin önüne gelip taşkınlık çıkardığını aktaran Delen, “Ben onu arayıp neden böyle yaptığını sordum. Benden özür dileyip bir daha olmayacağını söyledi. Benim çocuğum hayat doluydu. Yaşamayı seven bir çocuktu. Ocağıma ateş düştü. Adalet istiyorum. Çocuğuma kıydılar. Adalet yerini bulsun ki başka annelerin yüreği yanmasın. Kızımın canına ömrünün baharındayken kıydılar” ifadelerini kullandı.
Müşteki beyanlarının ardından mütalaasını açıklayan iddia makamı olaya ilişkin keşif yapılmasını, sanığın tutukluluk halinin devamını, Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun katılma talebinin reddini talep etti.
Mahkeme heyeti, müştekiler Şenel ve Bülent Delen’in suçtan doğrudan zarar görme ihtimalinden dolayı katılma taleplerinin kabulüne, Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun katılma talebinin reddine karar verdi.
“SANIK DUYGU’NUN ÖLDÜĞÜNÜ DÜŞÜNEREK AŞAĞIYA ATIYOR”
Delen ailesinin avukatı Mehmet Balcı, iddia makamının sanığın tutukluluk halinin devamı ve keşif yapılması yönündeki mütalaasına katıldıklarını belirtti. Bu olayın sanığın savunmasının aksine bir intihar olayı olmadığını, cinayet olduğunu savunan Balcı, “Duygu’yla sanık arasında duygusal bir ilişki var. Duygu o gün sanıkla olan ilişkisini bitirmek için buluşuyor. Duygu bilincini kaybedinceye kadar komaya girene kadar dövülüyor. Mehmet Duygu’nun telefonunda bir erkeğin yarı çıplak fotoğraf görüyor. Sanık telefonda o fotoğrafı görünce öfke kontrolünü kaybediyor. ATK raporuna göre sanığın 275 miligram alkollü olduğu görülüyor. Sanık ayrıca esrar da kullanmış. Duygu’ya tokat attıktan sonra Duygu’yu başka birisinin araması bardağı taşıran son damla oluyor. Sanık, Duygu’nun öldüğünü düşünerek koltuk altından tutup kuzey taraftan insanların göreceğini düşündüğü için apartmanın giriş tarafından aşağıya atıyor” ifadelerine yer verdi.
“BALKON TELİNDEKİ KAN ÖRNEKLERİ İNCELENMELİDİR”
Adli Tıp 1’inci İhtisas Dairesinin görevini yerine getirmediğini iddia eden Balcı, “Duygu’nun düşerken bilincinin açık olup olmadığını yanıtlamamış. Duygu düşerken bir canlılık belirtisi yok. Duygu düşerken 3’ncü katta ki çamaşır tellerinin 2’sini kırmış. Olay yeri ekip bu tellerden 12 swap örneğini almış ancak bu swapların gönderildiği Diyarbakır Kriminal Laboratuvarı bu örnekleri incelememiş. Bu tellerde Duygu’nun kanı var. Eğer bu tellerde Duygu’nun kanı olduğu saptanırsa bu Duygu’nun öldürüldüğünü kesinleştirecek. Bunun yeniden incelenmesini talep ediyoruz. Sanık balkona bir adım atarak Duygu’yu aşağıda gördüğünü söylüyor. Ancak balkonun büyüklüğüne bakıldığına bir adımla onu aşağıda göremez. Keşif fizik mühendisi olmadığı için yapılamadı. Bu şehirde nasıl fizik mühendisi olmaz? Sanık 2 ayının çalındığını söylüyor ancak o genç bir kızın ömrünü çalmıştır. Kaplan ailesi adil yargılanmayı etkilememelidir. Sanık cezasını almalıdır. Sanığın tutukluluk hali devam etmelidir” şeklinde konuştu.
Avukat Balcı’nın “Bu şehirde nasıl fizik mühendisi olmaz” sözüne yanıt veren mahkeme başkanı, “Biz Gaziantep Üniversitesine müzekkere yazıp bize keşif için fizik mühendisi göndermelerini talep ettik. Ancak üniversite bize ‘Sizin işinizi yapacak mühendis burada yok dediler’ dedi.
“ADALETİN GECİKMESİNDEN KORKUYORUM”
Duygu’yla aralarındaki ilişkiyi burada anlatamayacağını aktaran sanık Mehmet Kaplan, bir insana katil sıfatını yakıştırmanın ve bir insanı öldürmenin bu kadar kolay olmaması gerektiğini ifade etti. Evde bulunduğu söylenen kanların hepsinin kendisine ait olduğunu savunan Kaplan, “Cidden Duygu neden ve nasıl yaptı bilmiyorum. Belki de kazara oldu. Benim düşüncem de kazara olduğu yönündedir. Yaşamayı seven bir insandı. Hayatım boyunca bu acı benimle devam edecek. Benim yüzümden bu hatayı yaptığı gerçeğini her gün düşünüyorum. Böyle bir şeyi kendimden beklerdim ama ondan beklemezdim. Beni alkolden ve uyuşturucudan uzaklaştıran Duygu’ydu. Şaibe oluşturanlar aslında bu olayı 5 dakika konuşup tekrardan hayatına hiçbir şey olmamış gibi devam edenlerdir. Duygu’nun ailesi, benim ailem ve ben hiçbir zaman bunu unutmayacağız. Haksız yere tutulmak bana çok acı veriyor. Ben sizin adaletinize güveniyorum. Yalnızca gecikmesinden korkuyorum” şeklinde savunma yaptı.
“AVUKATLARI KENDİ İÇLERİNDE ÇELİŞİYOR”
Sanık avukatı Enes Akbulut, sanık beyanının ardından yaptığı savunmada Delen ailesinin avukatlarının kendi içlerinde olayı çözemediğini, her birinin olayın farklı şekilde anlattığını iddia etti. Adaletten şüphelerinin hiç olmadığını kaydeden Akbulut, “Soruşturma aşamasında gizliliğin kaldırılmasını talep eden bizdik. İp üzerinde herhangi bir kana karşılaşılmadığı yönünde rapor dosyada var. Müvekkilimle ilgili alkol ve uyuşturucu bağımlısı olduğundan başka hiçbir şey söylemediler. Biz bilimsel bir mütalaa dosyaya sunduk. Buna ilişkin bir görselde hazırladık. Odadaki 24-25 parça kanın tamamı müvekkilime aittir. Eğer balkondan o atmış olsaydık balkonun kapısının kolunda kan olması gerekirdi. Düşme anıyla ilgili saniyenin 8’de 1’i hızında bir görüntü var. O görüntüde Duygu’nun elinin açık olduğu görülüyor. 2 ekimozdan bahsediliyor. Bir sağ kolda birisi sağ bacaktadır. Bu da zeminle vücudun arasında kalan alttaki kemiğin baskısıyla oluşmuştur. O da içindeki kanların hiçbirinde sıvama yok. Eğer sürüme hali olsaydı kan toplanırdı. Maddi delil ve kanıtlar neyse müvekkilimizin savunmasıyla hep doğrulanmıştır. Duygu’yu öldürmek isteyen birisi neden 20-25 dakika boyunca Duygu’yu ayıltmaya çalışsın. Dosyaya sunduğumuz görüntülerin izlenerek sanığın tahliyesine karar verilmesini talep ediyoruz” dedi.
Beyanların ardından sanık avukatlarının dosyaya sunduğu Duygu’nun balkondan düşme anına ilişkin hazırlanan 2 farklı görüntü mahkeme heyeti tarafından izlendi.
“ODA İÇERİSİNDE DÖVÜLEREK BAYILTMA OLMADIĞI AÇIĞA KAVUŞTU”
Görüntünün izlenmesinin ardından konuşan sanık avukatı Serhat Pak, her şeyin açığa kavuşmasını hem kendi adlarına hem de Duygu’nun ailesi adına istediklerini vurguladı. Keşfin yapılmasını çok istediklerini ancak keşfin gerçekleşmemesine üzüldüklerini aktaran Pak, “Keşiften sonraki yapılacak olan ilk değerlendirmede tahliye olacağını bekliyorduk. Animasyonlarda bütün yaraların nasıl oluştuğu görünüyor. Oda içerisinde dövülerek bayıltma olmadığı açığa kavuşmuştur. Bir can kaybedildi ama içeride haksız olarak, somut delil oluşturulmaya çalışılarak bir insanın cezaevinde tutulması doğru değildir” ifadeleri kullandı.
TUTUKLULUK HALİNİN DEVAMINA KARAR VERİLDİ
Kısa bir aranın ardından kararını açıklayan mahkeme heyeti, TBB Kadın Hukuku Komisyonu adına Avukat Meriç Güzel’in katılma talebinin reddine, katılan vekillerinin tellerdeki svap örneklerinin inceletilmesi yönünde talebinin Diyarbakır Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğünün önceden gönderdiği raporla karşılanmasından dolayı reddine, fizik mühendisi, adli tıp kurumu ile bilgisayar teknolojisi uzmanlarından oluşan bilirkişi heyetiyle keşif yapılarak, maktulün olayın yaşandığı daireye ait balkondan düştüğü yer ve mesafesi de irdelenmek suretiyle kendisinin kaza ile düşüp düşmediği, kendisinin bilerek atlayıp atlamadığı, bir başkası tarafından itilmek suretiyle düşürülüp düşürülmediği ya da bir başkası tarafından aşağıya atılıp atılmadığı hususlarında bilirkişi raporunun alınmasına, sanığın tutukluluk halinin devamına karar vererek duruşmayı ileri bir tarihe erteledi.
DAVANIN GEÇMİŞİ
Olay, 13 Ağustos 2020 tarihinde Gaziantep’in Şehitkamil ilçesine bağlı Batıkent Mahallesi Vehbi Dinçerler Caddesi üzerindeki bir apartmanda meydana gelmişti. 5 katlı apartmanın 4’üncü katından şüpheli şekilde düşerek yere çakılan Duygu Delen (17), hastanede yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak hayatını kaybetmişti. Olayın ardından evde bulunan Mehmet Kaplan (20) gözaltına alınarak “kasten öldürme” ile “çocuğun cinsel istismarı” suçlamasıyla tutuklanmıştı.