Uğur böcekleri, dünyanın birçok kültüründe şans ve iyi talihin sembolü olarak kabul edilmiştir – Halbuki bu ufak sevimli yaratıklar insanoğlunun doğa ile denge içinde yaşamasının gerekliliği, insanın sağlığı, geleceği ve gezegenin sürdürülebilirliği için hayati öneme sahiptir –
Türkiye’de geçen uzun yaz tatili dönemi sonrasında her İngiltere evimize döndüğümde işlerin beni beklediğini iyi bilirim. Eşim Kathy yapılacaklar listesini kafasında sıralar. Aciliyet sırasına göre, en son bahçe işleri de dahil olmak üzere bu liste uzar gider. Dün sabah havalar soğumadan evimizin giriş kapısı yanına diktiğimiz 5 senede hızlı gelişip birinci kata ulaşan hanımelini kuvvetli budamam gerekti. Tekerlekli yeşil çöp bidonu, merdiven ve budama makasını alarak budama işlemine başladım.
Hanımelinin yaprakları arkasında ve en kalın gövdesinde kış uykusuna yatan 3 adet uğur böceğine rastladım. Hepsi kırmızı 7- Spotted ladybug / 7 noktalı uğur böceği / Coccinella septempunctata cinsiydi. Tam bitirmeye yakın merdivenden inip etrafı eşim Kathy ile toparlamaya başladığımda yeşil geri dönüşüm bidonu kapağında bir tane daha Coccinella septempunctata uğur böceğine rastladım. Bidon üzerinde kalan su damlacığı susuzluğunu gideriyordu, dokunmadım. Kasım ayının ortasında kış uykusuna yatması gereken uğur böcekleri etraftaydı. Biraz daha dikkatli bakınca ufak saksıya Kathy’nin diktiği kaktüs çiçekleri üzerinde örümceklerden kaçmaya çalışarak saklanmak istediğine inandığım, 7 noktalı uğur böceğine gözüm takıldı.
Dayanamayıp yukarıya çıktım DSLR fotoğraf makinamın üzerinde duran 500 mm objektifimi 105 mm makro ile değiştirip o anı yakaladım. Çalışma masama oturup fotoğraflarımı aktarırken kafamdan onlarca soru geçti. İlk aklıma gelen, son senelerde yaşanan etkili iklim değişikliğinin uğur böcekleri gibi türlerin yaşam döngüleri üzerinde nasıl baskı yarattığını düşündüm. Özellikle, bu yararlı böceklerin kış uykusuna yatma sürelerinde meydana gelen değişikliklerin onları nasıl strese soktuğunu ve popülasyonlarını nasıl tehdit ettiğini meraklı https://turkulak.com.tr/ okurları için yazmak istedim, işte detaylar;
Birleşmiş Milletler ‘İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’ COP29 gibi toplantılar, doğanın eski haline getirilmesi ve koruma adımlarının belirlenmesi açısından önemli bir platform sağlıyor. Ancak, görüldüğü kadarıyla güçlü çevre politikaları olmadan bu adımlar yetersiz kalabiliyor. Şu günlerde Azerbaycan’ın başkenti Bakü şehrinde COP29 iklim görüşmelerinde tartışıldığı gibi, iklim değişikliği ve insan faaliyetleri, uğur böcekleri gibi yararlı türler üzerinde büyük baskı oluşturuyor. Özellikle, yeniden seçilen ABD başkanı Donald Trump’ın ve bazı yönetimlerin çevresel koruma anlaşmalarına katılmaması veya katkıda bulunmaması, iklim değişikliğini hızlandırabiliyor. Daha bu sabah İngiliz Guardian gazetesinde ‘İngiltere’de yabani kuş sayısı azalıyor’ başlığı altında bir yazı okudum. Hükümetin 2030 yılına kadar doğanın gerilemesini durdurma sözüne rağmen, İngiltere’de büyük ölçekte insanoğlu doğayı eski haline getirmezse, tehlike altındaki türlerin giderek artacağından kuşku duyulduğu çok açık ve net biçimde yazıyor. Bu da bitki örtüsünde ve iklim koşullarında değişimlere yol açarak böceklerin ve kuşların beslenme ve üreme alanlarını tehdit edebilir, deniliyor. detaylara katılmamak mümkün değil , evet Brexit, İngiltere’nin Avrupa Birliği’nden ayrılmasının ardından doğa ve çevre politikaları üzerinde önemli etkiler yarattı. Brexit’in çevreye olan etkilerini endişeyle takip ediliyor, çünkü İngiltere AB ile birlikte birçok çevre yasasına tabi idi. Ancak, Brexit sonrasında İngiltere, yaban hayatını korumaya yönelik kendi stratejilerini geliştirdi. Ancak, bu stratejilerin AB düzeyindeki koordinasyonun ve kaynakların eksikliğinden daha zayıf kaldığı kesin. Brexit sonrası İngiltere’nin doğayı koruma çabaları, zamanla gelişecek yeni yasal düzenlemelere ve ulusal önceliklere göre şekillenecektir, deniliyor.
Habitat kaybı, uğur böcekleri gibi pek çok türü kış uykusu için güvenli alanlardan mahrum bıraktığı dün yaşadığım gözlemlerimle kesin dememiz mümkün. Uğur böcekleri gibi türlerin korunması için dünya genelinde daha fazla bilinç ve yasal düzenleme gerektiriyor. Bu gerekli yasal düzenlemelerin son üç senedir savaşların tehditi altında yaşadığımız kaos ortamında çıkacağından pek umutlu değilim.Trump konusuna ise hiç girmek istemiyorum çünkü ana konumuzun, sapmasını arzu etmiyorum.
İklim değişikliği ve uğur böceklerinin yaşam döngüsü üzerindeki etkiler –Doğayla uyum içinde bir yaşam sürmek, hem bugünün, hem de, geleceğin insanları için vazgeçilmezdir –
Halbuki, hepimize sevimli gelen uğur böcekleri, biyolojik zararlılarla mücadelede doğal bir çözüm sunmaktalar. Özellikle yaprak bitleri gibi zararlı böceklerle beslenerek bitki sağlığını korurlar. Tarım alanlarında kimyasal pestisit kullanımını azaltmaya yardımcı olan bu böcekler, hem doğal ortamda hem de seralarda biyolojik kontrol için vazgeçilmezdir. Uğur böceklerinin azalması, zararlı böceklerin kontrolsüz şekilde çoğalmasına neden olarak bitki örtüsünü olumsuz etkileyebilir. Başta ‘Coccinella septempunctata’ gibi türler İspanya ve diğer AB ülkelerinde biyolojik zararlı kontrolü için satılıyor. Bu uygulama, özellikle pestisit kullanımını azaltma amacıyla birçok tarım ve sera işletmesinde son senelerde oldukça popüler hale geldi. Uğur böcekleri, Avrupa’da genelde organik tarım yapan çiftçiler arasında yaprak bitleri ve diğer küçük zararlılarla mücadelede tercih edilen biyolojik bir çözüm olarak kabul ediliyor. AB, pestisit kullanımına yönelik sıkı düzenlemeler getirdiğinden, biyolojik mücadele yöntemleri teşvik ediliyor. İspanya ve Fransa gibi ülkelerde de bazı biyolojik mücadele firmaları, sera ve çiftçilere özel uğur böceği tedariki sağlıyor. Akdeniz ikliminin hakim olduğu yerlerde tarım sektörü uğur böceklerini zararlılarla mücadelede etkin bir yöntem olarak benimsiyor. Bu böcekler, genellikle tozlaşma ve zararlı kontrolünde doğal bir destek sunan böceklerin çoğaltıldığı biyolojik tarım laboratuvarlarından sağlanıyor ve güvenilir üreticilerden temin edilmesi tavsiye ediliyor. Avrupa’da biyolojik zararlı kontrolüne olan bu eğilim, sadece tarımsal verimliliği artırmakla kalmıyor; aynı zamanda ekosistemin korunması açısından da önemli bir örnek oluşturuyor.
Evet, uğur böceklerinin tarımsal zararlılarla mücadelede kullanımı, arıların tozlaşma için kullanıldığı tarım uygulamalarına benzer bir stratejiyle yürütülüyor. ABD’de, arılar özellikle badem – elma gibi tozlaşmaya bağımlı meyve ağaçları için geniş arazilerde kiralanarak kullanılıyor. Aynı şekilde Avrupa’da ve dünyanın birçok yerinde uğur böcekleri de, özellikle yaprak bitlerini kontrol altına almak için yoğun tarım yapılan alanlarda seralarda ya da geniş ekili alanlarda salınıyor. Bu iki uygulamanın da temel amacı, doğal süreçleri kullanarak kimyasal bağımlılığı azaltmak ve sağlıklı, ekolojik üretimi desteklemek. Arılar, bitkilerin üremesi için gerekli tozlaşmayı sağlarken, uğur böcekleri bitkilerin zararlılardan korunmasını sağlıyor. Her iki yöntem de tarımın sürdürülebilirliği açısından önemli bir rol oynuyor ve doğrudan ekosistemlerin sağlığını destekliyor. Uğur böcekleri kullanımı, özellikle organik tarım ve sürdürülebilir çiftçilik uygulamalarında arıların tozlaşma katkısına benzer bir şekilde doğrudan zararlı kontrolü sağlıyor ve ekolojik döngüleri koruyor. Bu benzerlik, doğanın kendi dengesine duyulan ihtiyacın güzel bir örneği olarak karşımıza çıkıyor.
Aklıma 20 seneden fazla yakından gözlemlediğim Kuzey Ege bölgesi zeytinliklerinde sık rastlanan sorun; Akdeniz ikliminde yaygın olarak görülen büyük zarar veren Zeytin sineği (Bactrocera oleae) geldi. Uğur böceklerinin, zeytin sineği üzerindeki doğrudan bir etkisi hakkında yapılan araştırmalar sınırlı olduğunu okudum ve şu detaya rastladım; Uğur böcekleri, genellikle yaprak bitleri, beyazsinekler ve örümcek akarları gibi küçük zararlılara karşı etkili olur. Ancak zeytin sineği, farklı bir biyolojik yapıya sahip ve genellikle doğrudan ağaçların meyvelerinde yaşayan bir zararlıdır. Dolayısıyla, uğur böceklerinin bu zararlıyı kontrol etme yetenekleri sınırlı olabilir.Zeytin sineğiyle günümüzde mücadelede genellikle kullanılan yöntemler arasında, biyolojik kontrol, feromon tuzakları, doğal predatörler (mesela bazı parazitik yaban arıları) ve kimyasal olmayan pestisitler yer alıyor. Zeytin sineğine karşı biyolojik mücadelede, uğur böcekleri gibi böceklerden ziyade, Tachinid sinekleri veya Trichogramma türü parazitik böcekler gibi daha spesifik predatörler daha etkili olabiliyor. Toparlarsak, uğur böceklerinin zeytin sineğiyle mücadelede doğrudan bir etkisi olduğuna dair yaygın bir bilgi yok. Bunun yerine, zeytin sineğiyle mücadele için daha hedeflenmiş biyolojik kontrol yöntemleri tercih edilmektedir.
İnsanoğlunun doğa ile denge içinde yaşamasının gerekliliği, insanın sağlığı, geleceği ve gezegenin sürdürülebilirliği için hayati öneme sahip – Doğayı korumak, yalnızca çevreyi korumak değil, aynı zamanda kendi yaşam alanlarımızı, gıda güvenliğimizi ve yaşam kalitemizi güvence altına almak anlamına gelir. Doğal ekosistemlerin sağlığı, insanlık için yaşam kaynağıdır; bu dengeyi bozmak, hem doğayı hem de insanları tehdit eden felaketlere yol açabilir.Tporlarsak, uğur böcekleri gibi küçük canlıların büyük ekosistemler üzerinde önemli etkileri olduğu ve onların korunmasının aslında bizim yaşamımızı da olumlu yönde etkileyeceği, benim deyimimle ‘gören – görebilen gözler için’ çok açık ve net.
Bu web sitesi çerezleri kullanır. Bu web sitesini kullanmaya devam ederek, çerezlerin kullanılmasına izin vermiş olursunuz. Gizlilik ve Çerez Politikamızı ziyaret edin. KABUL
Subscribe to notificationsYour'e subscribed to notifications