Türk halk hikâyeleri kitaplarıyla tanınan Emrah Ece, Türk boyları Üçoklar ile Bozoklar’ı Dede Korkut destanında geçen yer adlarıyla birlikte resmettiği ‘Kalın Oğuz İlleri’ haritası ile bir ilke imza attı. KARAR’a konuşan Ece: “Bir arkadaşım İngiliz destanı Beowulf’un haritasını paylaşmış, Dede Korkut’un da olsa güzel olur demişti. Daha önce yapılan iptidai çizimlerine bakıp yeni baştan çizdim. Amacım eğlenmekti. Çünkü teferruatlı bir harita yoktu, fantastik harita benzerinde bir ilk oldu.”
…………..
Tarih boyunca var olmuş Türk boylarının mitlerini, hikayelerini, destanlarını ve efsanelerini içine alan Türk mitolojisi, uzun yıllar akademik dünyanın tozlu raflarının ötesine geçemese de, son yıllarda edebiyat ve sanat dünyasında heyecan verici, güncel çalışmalara şahitlik ediyoruz. Türk dünyasının bu ortak mirasına dair yeni çalışmalara özellikle genç isimlerin öncülük ettiğini görmek ise, Türk mitolojisinin gelecek kuşaklara aktarılması noktasında çok daha kıymetli. Bu manada önemli bir çalışma geçtiğimiz günlerde Bartu Bölükbaşı’ndan gelmiş, sanatçı Türk mitolojisinde yer alan birçok figürü modern bir yorumla ‘Türk Mitolojisi Atlası’nda bir araya getirmişti. Türk dünyasının az bilinen hikayelerini Ötüken Neşriyat’tan yayımlanan ‘Bozkır Hikayeri’ ve ‘Yer-Su Hikayeleri’ kitaplarında kaleme alarak, halk hikayesi külliyatımıza ekleyen bir isim olan Emrah Ece ise dün sosyal medyada paylaştığı fantastik bir harita ile bu sevindirici çalışmalardan birine daha imza attı.
Ece’nin, ‘Kitab-ı Dedem Korkut Ala Lisan-ı Taife-i Oğuzan’da geçen Türk boyları Üçoklar ile Bozoklar’ı destanda geçen yer adlarıyla resmettiği ‘Kalın Oğuz İlleri’ harita Türk halk hikayesi meraklılarından büyük beğeni topladı. Ece’nin çizdiği fantastik harita, çalışmada yer alan teferruatları ile, daha önce yapılmış benzer çalışmalar arasında öne çıkıyor. Türk halklarının en değerli eserlerinden biri olan Dede Korkut’tan yola çıkarak çizdiği haritayı paylaşmasının ardından telefonla ulaştığım Ece’ye ilk olarak böyle bir harita yapmanın nereden aklına geldiğini sordum. Yazarlığının yanı sıra grafik tasarımcı da olduğunu vurgulayan Ece, esasında haritayı yaparken ciddi bir iş çıkarmak niyetinde olmadığını vurgulayarak, şunları kaydetti:
“Bir arkadaşım İngiliz destanı Beowulf’un haritasını paylaşmış, Dede Korkut’un da böyle bir haritası olsa daha güzel olur demişti. Ben de böyle bir çalışma yapmak istedim. Haritayı yaparken daha önce kroki benzeri yapılan iptidai çizimlerine de baktım, sonra oturup yeni baştan çizdim. Yaparken amacım aslında eğlenmekti. Çünkü kitaplarda böyle teferruatlı bir harita yoktu, bu çizim fantastik harita benzerinde bir ilk oldu.” Ece, yaptığı haritada mutlaka eksiklerin olabileceğine dikkati çekerek, bu çalışmaları profesyonel yapan kişiler tarafından daha da geliştirilebileceğini kaydetti. Ece’nin imza attığı, Karadeniz’in ‘Karşu Yatan Kara dengiz’, Trabzon’un ‘Turabozan’ gibi Dede Korkut destanındaki isimleriyle yer aldığı haritayı meraklıları Tamga Türk’ün internet sitesinden ücretsiz indirebilir.
Emrah Ece
BÜTÜN SANATLAR HALK HİKÂYELERİNDEN BESLENEBİLİR
Halk hikayeleri üzerine iki kitaba imza atan Ece’ye, son dönemde artan çalışmaları nasıl değerlendirdiğini de sordum. Türkiye’de halk hikayelerine uzun yıllar ‘koca karı masalı’ gözüyle bakıldığını söyleyen Ece, “Yabancılar kendi hikayelerine ehemmiyet veriyor. Goethe’nin Faust’u mesela, bir halk hikayesidir, o basit hikayeden Faust gibi bütün dünyada bilinen bir eser çıkıyor. Halk hikayeleri resime, edebiyata, müziğe, tiyatroya, sanatın her alanına ilham verebilecek kapasitede halbuki” görüşlerini aktardı.
Ece, şöyle devam etti: “Bizim hikayelerimiz, mitolojimiz hep akademi çerçevesinde kalıyor ne yazık ki. Türk mitolojisi öğrenilmiş ama bunu besleyen halk hikayeleridir. Sibirya’daki hikayelerde bile bizim mitolojimizdeki Umay gibi karakterler var. Bunları kullanamıyoruz. Tabii son birkaç yıldır mitolojimiz yeniden tedavüle giriyor, ben de katkıda bulunmak için iki kitap yazdım.” Amacının Türk halk hikayelerini yeniden dolaşıma sokmak olduğunun altını çizen Ece, şunları kaydetti:
“Böylece hem Türk dünyasındaki ülkelerle, mesela Türkistan’la aramızdaki köprüleri yeniden kurabilmekti amacım. Ayrıca bu hikayelerle oradaki dillerden yeni kelimeler kazandırmak. Bu adımlarla arkamızdan gelenlere bir katkı sunmuş oluyoruz, umuyorum ki onlar daha iyi şeyler çıkarır.”
Kaynak: Karar