Cumhurbaşkanı Erdoğan, kabine toplantısının ardından yaptığı açıklamada yeni anayasayı tartışmanın zamanının geldiğini söyleyerek, “Şeffaf şekilde gerçekleştirilmesi ve ortaya çıkan metnin de mutlaka milletin takdirine sunulması gerekir. Cumhur İttifakı’ndaki ortağımızla bir anlayış birliğine varmamız halinde önümüzdeki dönemde yeni anayasa için harekete geçebiliriz.” ifadesini kullandı.
Erdoğan’ın açıklamasından satır başları:
HUKUK VE EKONOMİK REFORM PAKETİ:
Hukuki ve ekonomik reform paketlerinin hazırlıklarını bir süre önce başlatmıştık. Adalet Bakanlığımız hukuki reform, Hazine ve Maliye Bakanlığımız ekonomik reformlarla ilgili teknik çalışmalarını hamdolsun belirli bir seviyeye getirdi.
İlgili tüm bakanlıklarımız, kurumlar, sivil toplum kuruluşları ile görüşmeler yapıldı. Ortaya konulan tespit ve teklifler çerçevesinde her kesimin ihtiyaç ve beklentilerini karşılayacak taslaklar ortaya çıktı. Şimdi bu taslakları hem kendi içimizdeki kurullarımız ve Cumhur İttifakı ortağımızla değerlendirerek inşallah bir noktaya getireceğiz.
“BELKİ DE ŞİMDİ TÜRKİYE’NİN TEKRAR YENİ BİR ANAYASAYI TARTIŞMASININ VAKTİ GELMİŞTİR”
Kapsamlı bir çalışmayı kamuoyuyla paylaşacağız. Yasamanın alanı ile ilgili konularla ilgili Meclis, idari alanda Cumhurbaşkanlığımızda gereken müşahhas adımları atmaya başlayacağız. Ne kadar değiştirirsek değiştirelim Anayasa’nın ruhuna dercedilen darbe ve vesayet izini silmek mümkün olmuyor. Daha önce yeni bir anayasa girişiminde bulunmuştuk. Meclis’te sandalye sayılarına bakmadan tüm partilerden eşit temsilcileri ile başlatılan çalışmalar CHP’nin süreci tıkaması ile maalesef neticeye ulaşamamıştır.
Türkiye’nin yeni bir anayasayı çalışmasının vakti gelmiştir. Öyle terör örgütüyle iltisakların gölgesinde yürütülebilecek bir iş değildir. Milletin göz önünde ve onun temsilcilerin tamamın katılımıyla şeffaf bir şekilde gerçekleştirilmesi, ortaya çıkan metnin mutlaka milletin takdirine sunulması gerekmektedir.
Önümüzdeki yeni dönemde yeni anayasa için harekete geçebiliriz.
Koronavirüs salgını son 1 yılda ülke ayrımı yapmaksızın tüm dünyada üretim, tüketim, ticaret, yatırım, turizm ve sosyal hayatını derinden etkileyen sıkıntılara yol açtı. Hasarın boyutunu gösteren çok çarpıcı rakamları paylaşmak istiyorum. Son tahminlere göre 2020 yılında küresel ekonominin yüzde 3,5, gelişmiş ülkeler yüzde 4,9 ve gelişmekte olan ülkelerin yüzde 2,5 oranında küçülmesi bekleniyor.
Bu oranlar yaşanan krizin ne kadar derin olduğunu işaret ediyor. Bu denli ekonomik küçülme aynı zamanda işsizlik demektir. 2020 yılında çoğu gençler ve kadınlardan oluşan 255 milyon iş kaybı yaşandı. Bu iş kayıplarının ekonomik değeri 4 trilyon dolara yakın.
Bizi dünyadan ve özellikle gelişmiş ülkelerden ayarın avantajlarımız var. 18 yıldır sağlığa, sosyal güvenliğe, sanayiye, teknolojiye büyük yatırım yapan ülkeyiz. Yatırımlarımızın karşılığını işte bugünlerde alıyoruz. Milletimiz azmini, çalışkanlığını, yardımseverliğini tüm dünyaya gösterdi.”